logo
03 TEMMUZ 2025

Fatma Hemşirenin evlat acısı

19.08.2020 00:00:00

Yoğun çalışma saatleri, nöbetler, özellikle koronavirüse bağlı yaşamsal riskler, görevi başında şiddete maruz kalma gibi zor şartlar altında görev yapan sağlık çalışanlarının evlatlarını nasıl büyüttüğünü hiç düşündünüz mü? 

Diğer meslek gruplarında çalışan anneler var ama ülkemizde sağlık çalışanı annelerin halini yakından bilen/yaşayan birisi olarak yazıyorum bu satırları.

Hastane koridorlarında koşuşturma içinde geçen hemşire annelerin dramını, gözler önüne seren acılı haber Çorum'dan geldi. Fatma İçuz hemşirenin yaşadığı evlat acısı yüreğimizi dağladı.

Yaşam öyküsüne baktığımızda, gördük ki omuzlarında ağır yük varmış hemşire hanımın. Her şeyden önce sorumlu olduğu işi, evi ve çocukları var. Eşi evden uzakta görev Anadolu'nun bir şehrinde rızkının peşinde. Evden, yardan, evlattan ayrı. Gurbet ellerde… 

Şartlar, Fatma hemşireyi evinin hem annesi hem de babası yapmış! Genç yaşta, hastane koridorları ile evi arasında geçen yüksek tempolu bir yaşamın içinde buldu kendisini.

Fatma hemşirenin şahsında çalışan tüm annelerin halini anlamak için biraz "empati" yapmak yeterli. Başınızı kaldırıp çevrenize baktığınızda birçok örnek görmek mümkün. 

Çalışarak üç evlat yetiştirip şimdilerde emekli olan hemşire anneden dinlediğim anlatırken gözlerinin nemlendiği şu cümleleri anlamlıydı: "Sabah işe giderken evde kalan çocuğumun sevdiği yiyecekleri uykudan kalkınca yemesi için mutfak masasının üzerine koyup öğle giderdim işe. Gün boyu aç kalmasın diye. Ayrıca kapı zili çalınca asla açmamasını tembihlerdim. Bizim anahtarımız var biz açar gireriz diye de öğütlerdim…" 

Bitmedi…

Öğlen tatilinde nefes nefese evine gidip çocuklarının karnını doyurduktan sonra bir dilim ekmek dahi yemeden aç susuz işe dönen fedakâr hemşire anneler de var hayatta. Kısaca çalışan tüm annelerin ağır yüküdür evi/işi/çocukları ve ailesi. "Yuvayı yapan dişi kuştur" atasözü boşa söylenmedi.

Evet para kazanıyorlar ama yaşadıkları zorluklar, çektikleri acılar yaşamlarının tuzu biberi oluyor.!

İşte Fatma hemşire örneği!

Başına gelenler bir anlamda annelerin turnusol kağıdı. Anadolu'da binlerce örnekten sadece birisi. Demem o ki çalışan anne babaların çocukları nasıl büyüyor bunu ancak yaşayan bilir. Hele de sağlık personeli iseniz uykusuz geçen nöbetlerden sonra kan çanağına dönen gözlerle evinizde yolunuzu bekleyen evlatlarınız var ise işiniz bir hayli zor!

Eğer eşlerin aile büyükleri görev yaptıkları şehirde yaşamıyorsa durum daha da zorlaşıyor/ağırlaşıyor. Değilse kime bırakacaksınız en değerli varlıklarınızı. Yaşadığınız şehirde kreş yok ise tek seçeneğiniz kalıyor nazınızın geçtiği, güvendiğiniz komşunuz! Yahut kalabiliyorsa evde tek başına kalması. Ya da imkân var ise aklı başında bakıcı bulmak. Ama bunun da maliyeti var. 

Ekonomik şartlar zor. İğneden ipliğe gelen zamlar karşısında alım gücünün düşüp maaşın ay sonuna yetişmediği bir dönemde bakıcıya bütçe ayırmak kolay değil. Düşünüyorum da, "Keşke bir kreşi olsaydı o hastanenin de Fatma hemşire bu acıyı yaşamasaydı" dediğinizi duyar gibiyim ama maalesef. Çok zor değil kreş açmak. Bundan sonra yetkililer, başka acıların yaşanmaması için dileriz önlem alırlar.

Kader işte…

Fatma İçuz nöbete giderken iki dünya tatlısı evladını belli ki kreş olmayan yerde bırakacak kimsesi olmadığı için son çare komşusuna emanet edip hastaneye gitti. Hem de sabah işe giderken öğreniyoruz ki uyandırmaya kıyamadığı ciğer parelerini yatağında bırakarak. Aradan birkaç saat geçtikten sonra komşu, uykudan uyanan çocukları kendi evine alıp götürür. İşte her şey bundan sonra başlar. Kahvaltı yaparken evde büyük bir yangın çıkar. Çocuklar alevlerin arasında kalır ve kurtulamazlar.

Fatma hemşire olanlardan habersiz hastanede belki de evlatları yaşında olan çocuk hastalarına derman olmaya çalışırken ciğer pareleri Yusuf ve Elif biraz ötede can veriyorlardı. Aldığı haberle yüreğine kor ateşi düşen acılı anne, iki gözü iki çeşme komşusunun evine bir solukta gider ama yangın evi değil yüreğini yakmıştı. Gördüğü manzara bedenini de yangın yerine çevirir. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar. Bir annenin başına gelebilecek en büyük felaketi yaşıyordu.

Evlatları üzerinde ne hayalleri vardı. Kim bilir! Onları dişinden tırnağından arttırıp besleyip büyütecekti. Okutup vatana hayırlı birer evlat yetiştirecekti. Ama alevler Fatma hemşirenin hayallerini de kül etti. Çaresiz gözlerle uzaktan baktığı yangın yerinde birbirine sarılarak can veren evlatlarının cansız bedenlerini gördü sadece. Sözün bittiği yer. 

Gözyaşları sele dönüşür Fatma hemşirenin. Ana yüreği. Gökkubbe başına yıkılır adeta. Kolu kanadı kırılmıştır artık. Acıyı tarif etmek imkânsız! 

En kıymetli iki evladını kaybeden yüreği çifte kavrulmuş Fatma hemşirenin yangından bir gün önce kızı Elif'in ısrarıyla eline yaktığı kınanın üzerinden henüz yirmi dört saat bile geçmeden tabutuna sarılıp göz yaşı dökeceğini nerden bilebilirdi!

Cami avlusunda metanetli anne ve babanın evlat imtihanıyla karşı karşıya olduğu gerçeğinden hareketle solgun bakışlar altında günahsız yavrularının kanatlanıp kuş misali cennete uçacağı akıllarına gelir miydi hiç!

Allah kimseye evlat acısı vermesin.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Hüseyin Turhan / diğer yazıları
Karikatür provokasyonunda
4 kişi tutuklandı
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
3 sanık tahliye edildi
Çeşme'de yangın büyüdü
5 uçak, 18 helikopterle müdahale sürüyor
'Kimseyi satmadım'
'Tunç Soyer'i de satmam'
Özgür Özel'e fezleke
Dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor
Gemlik'te yine deprem oldu
Çevre kentlerden de hissedildi
Memur ve emekli yarını bekliyor
Gözler TÜİK'e çevrildi
İşte Tunç Soyer'in ilk görüntüsü
Gözaltındakilerin işlemleri sürüyor
Resmen askıda
Pezeşkiyan'dan kritik adım
2 bin 500 kişi yurtlara yerleştirildi
Antakya ormanları küle döndü
Trump: İsrail 60 günlük ateşkes şartlarını kabul etti
Nihai teklif Hamas'a sunulacak
Husiler, Tel Aviv'i balistik füze ile hedef aldı
Açıklama Husilerin sözcüsünden geldi
Süveyş Körfezi'nde bir sondaj gemisi alabora oldu
3 kişi öldü, kayıp 21 kişi aranıyor
Saraçhane'deki 42 kişi hakkında adli işlem başlatıldı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıkladı
Çin'den AB'ye çağrı
"Karşılıklı güven artırılmalı"
Karikatür provokasyonunda
4 kişi tutuklandı
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
3 sanık tahliye edildi
Çeşme'de yangın büyüdü
5 uçak, 18 helikopterle müdahale sürüyor
'Kimseyi satmadım'
'Tunç Soyer'i de satmam'
Özgür Özel'e fezleke
Dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor
Gemlik'te yine deprem oldu
Çevre kentlerden de hissedildi
Memur ve emekli yarını bekliyor
Gözler TÜİK'e çevrildi
İşte Tunç Soyer'in ilk görüntüsü
Gözaltındakilerin işlemleri sürüyor
Resmen askıda
Pezeşkiyan'dan kritik adım
2 bin 500 kişi yurtlara yerleştirildi
Antakya ormanları küle döndü
Trump: İsrail 60 günlük ateşkes şartlarını kabul etti
Nihai teklif Hamas'a sunulacak
Husiler, Tel Aviv'i balistik füze ile hedef aldı
Açıklama Husilerin sözcüsünden geldi
Süveyş Körfezi'nde bir sondaj gemisi alabora oldu
3 kişi öldü, kayıp 21 kişi aranıyor
Saraçhane'deki 42 kişi hakkında adli işlem başlatıldı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıkladı
Çin'den AB'ye çağrı
"Karşılıklı güven artırılmalı"
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.