'Felsefe - Din ilişkisi / Samanlıkta Ben Sana Yandım - II' seslendirme dosyası:
>>Dünden Devam>>
Din mi Felsefe mi? Akıl mı Düşünce mi? Tanrı mı Evren mi? Bilim mi Din mi? Felsefe tarihi boyunca gibi konuları tartışmış; din, bilim, varlık, evren, insan, zaman ve ahlak gibi birçok konuları incelemiştir. Peki asıl soru şu! Bu kavramları bir arada tutarak değerlendirmek mümkün mü?
Öğrenilmiş hakikatleri, gerçeklik aynasında görmektir İrfan. Şeksiz şüphesiz şahit olmaktır... Bu anlamda bu ikilemlerden her ikisini bir arada tutmak irfan gerektirir. Zira maddiyat ile maneviyat arasında ters ilişki vardır. Biri artarken genellikle öteki azalır. Din ile Felsefeyi tasdik etmeden ve de inkara düşmeden mantık ilkelerini bir arada tutmak irfan gerektirir.
Eriugena'nın Periphyseon eserinde Ortaçağı etkileyen temel anlayışı; Tanrı hiçbir şekilde akıl ve duyuların nesnesi olamaz. Doğa Tanrıdır. Doğa gibi her şey Tanrıdan meydana gelmiştir. Nedeni ve başlangıcıdır. Aslında Panteist olmayıp her şeye varlığını veren kudretini açıklamaya çalışmıştır.
Thomas Aguinas" Tanrı nedensiz bir varoluşa sahiptir. Onun dışındaki bütün varlıkların bir nedeni vardır. "zorunlu" ve "zorunsuz" varlık, bu "pay alan" varlıktır. Thomas Aguinas burada kozmolojik ve ontolojik Tanrı delilini ortaya koymuştur. Her iki filozof da din ve felsefeyi bir arada değerlendiren açıklamalar yapmışlardır.
Kişisel manada akıl ve kalp bütünlüğünü sağlayan din, bilim ve felsefe bütünlüğünü sağlar. Dinin de felsefenin de tüm çabası hatta kimilerine göre varlık sebebi bu bütünlüğü kavramaya ve anlatmaya çalışmasıdır.
Felsefe etik (ahlak), Din edep (ahlak) öğretisidir. Felsefe de akıl rehber, dinde akıl denetmendir. Dinde ahlak rehber, felsefede ahlak denetmendir.
Dinde aklın görevi duyguları kontrol altına almaktır . Dindeki tüm İbadetler (ödevler) de kontrolsüz olan ilkel ve davranışsal aklı kontrol altına almak için etik ve edep öğretisi ile gayret içindedir. Bütün bu davranışlar bilişsel kazanımlar halini alıncaya dek devam eder.
Felsefe Tanrı'nın ne olmadığını, Dinler Tanrı'nın ne olduğunu anlatır. Bu sebeple akıl, Allah'ın ne olmadığını kavrar. Alanı sınırlıdır. Zira insan tarafından kullanılan bir metaadır. Zaten İnsan bu anlamda sırf akıldan ibaret değildir. Öyle ki kontrol dışında gelişen bir çok kazanımı mevcuttur. Bilgi, tecrübe ve duyuları sayesinde aklın sınırlarıyla ancak Tanrı'nın ne olmadığını kavrayabilir. Ancak Allah'ı tanıyan ve anlayan kalptir. Dinlerin amacı budur. St. Augustine bu konuda çok güzel bir tarif yapmıştır. "İman etmek, görünmeyene inanmaktır. Mükafatı ise görünmeyeni görmektir.'' der. O zaman biz de St. Augustine'ye hitaben şöyle bir ekleme ve katkı yapalım. Rüyaya uyanmak istiyorsan gözlerini kapamalısın. Yoksa hakikati göremezsin...
Din açısından ahiret de güzel bir hayat ummak için dünyada güzel bir hayat kurmak zorunluluktur. Öncelikle din dünya huzur ve mutluluğunu sağlamak ister. Dünyayı düzenlemek için vardır. Bunu düzenleyen bir sistemdir. Din, bunu sağlamak için ahirette ödül ve ceza sistemi ile hem sınırlar koyar hem düzenlemek ister. Bu yönüyle de Felsefe ile ortak yönleridir. Zira felsefe, dinin dünya ve beşeri kurgusudur.
En göze çarpan örneklerden biri Boethius'un yapmış oldu çalışmadır. Zira Boethius'un temel amaçlarından biri de Platon ile Aristoteles'i uzlaştırmak istemesidir. Ona göre Felsefe bir hanımefendi kılığındadır. Elbiseleri fevkalade parlak ve canlı renklerden oluşmuştur. En önemlisi bu elbise bizzat felsefenin kendisi tarafından dokunmuştur.
İnsan bir elbise, dünya bir samanlıksa biz de samanlığımıza dönelim.
Sözün Özü:
İğne tesadüfen bir tarafına batarsa acıtır ama bunun adı mutluluktur.
Bulduğun iğneyi ise kaybetmek hüzündür.
Ah keşke o iğneyi kaybetmeseydi. İlk kim kaybettiyse...
Devam edeceğiz....
Din mi Felsefe mi? Akıl mı Düşünce mi? Tanrı mı Evren mi? Bilim mi Din mi? Felsefe tarihi boyunca gibi konuları tartışmış; din, bilim, varlık, evren, insan, zaman ve ahlak gibi birçok konuları incelemiştir. Peki asıl soru şu! Bu kavramları bir arada tutarak değerlendirmek mümkün mü?
Öğrenilmiş hakikatleri, gerçeklik aynasında görmektir İrfan. Şeksiz şüphesiz şahit olmaktır... Bu anlamda bu ikilemlerden her ikisini bir arada tutmak irfan gerektirir. Zira maddiyat ile maneviyat arasında ters ilişki vardır. Biri artarken genellikle öteki azalır. Din ile Felsefeyi tasdik etmeden ve de inkara düşmeden mantık ilkelerini bir arada tutmak irfan gerektirir.
Eriugena'nın Periphyseon eserinde Ortaçağı etkileyen temel anlayışı; Tanrı hiçbir şekilde akıl ve duyuların nesnesi olamaz. Doğa Tanrıdır. Doğa gibi her şey Tanrıdan meydana gelmiştir. Nedeni ve başlangıcıdır. Aslında Panteist olmayıp her şeye varlığını veren kudretini açıklamaya çalışmıştır.
Thomas Aguinas" Tanrı nedensiz bir varoluşa sahiptir. Onun dışındaki bütün varlıkların bir nedeni vardır. "zorunlu" ve "zorunsuz" varlık, bu "pay alan" varlıktır. Thomas Aguinas burada kozmolojik ve ontolojik Tanrı delilini ortaya koymuştur. Her iki filozof da din ve felsefeyi bir arada değerlendiren açıklamalar yapmışlardır.
Kişisel manada akıl ve kalp bütünlüğünü sağlayan din, bilim ve felsefe bütünlüğünü sağlar. Dinin de felsefenin de tüm çabası hatta kimilerine göre varlık sebebi bu bütünlüğü kavramaya ve anlatmaya çalışmasıdır.
Felsefe etik (ahlak), Din edep (ahlak) öğretisidir. Felsefe de akıl rehber, dinde akıl denetmendir. Dinde ahlak rehber, felsefede ahlak denetmendir.
Dinde aklın görevi duyguları kontrol altına almaktır . Dindeki tüm İbadetler (ödevler) de kontrolsüz olan ilkel ve davranışsal aklı kontrol altına almak için etik ve edep öğretisi ile gayret içindedir. Bütün bu davranışlar bilişsel kazanımlar halini alıncaya dek devam eder.
Felsefe Tanrı'nın ne olmadığını, Dinler Tanrı'nın ne olduğunu anlatır. Bu sebeple akıl, Allah'ın ne olmadığını kavrar. Alanı sınırlıdır. Zira insan tarafından kullanılan bir metaadır. Zaten İnsan bu anlamda sırf akıldan ibaret değildir. Öyle ki kontrol dışında gelişen bir çok kazanımı mevcuttur. Bilgi, tecrübe ve duyuları sayesinde aklın sınırlarıyla ancak Tanrı'nın ne olmadığını kavrayabilir. Ancak Allah'ı tanıyan ve anlayan kalptir. Dinlerin amacı budur. St. Augustine bu konuda çok güzel bir tarif yapmıştır. "İman etmek, görünmeyene inanmaktır. Mükafatı ise görünmeyeni görmektir.'' der. O zaman biz de St. Augustine'ye hitaben şöyle bir ekleme ve katkı yapalım. Rüyaya uyanmak istiyorsan gözlerini kapamalısın. Yoksa hakikati göremezsin...
Din açısından ahiret de güzel bir hayat ummak için dünyada güzel bir hayat kurmak zorunluluktur. Öncelikle din dünya huzur ve mutluluğunu sağlamak ister. Dünyayı düzenlemek için vardır. Bunu düzenleyen bir sistemdir. Din, bunu sağlamak için ahirette ödül ve ceza sistemi ile hem sınırlar koyar hem düzenlemek ister. Bu yönüyle de Felsefe ile ortak yönleridir. Zira felsefe, dinin dünya ve beşeri kurgusudur.
En göze çarpan örneklerden biri Boethius'un yapmış oldu çalışmadır. Zira Boethius'un temel amaçlarından biri de Platon ile Aristoteles'i uzlaştırmak istemesidir. Ona göre Felsefe bir hanımefendi kılığındadır. Elbiseleri fevkalade parlak ve canlı renklerden oluşmuştur. En önemlisi bu elbise bizzat felsefenin kendisi tarafından dokunmuştur.
İnsan bir elbise, dünya bir samanlıksa biz de samanlığımıza dönelim.
Sözün Özü:
İğne tesadüfen bir tarafına batarsa acıtır ama bunun adı mutluluktur.
Bulduğun iğneyi ise kaybetmek hüzündür.
Ah keşke o iğneyi kaybetmeseydi. İlk kim kaybettiyse...
Devam edeceğiz....
Arda Karani / diğer yazıları
- İCMA VE İCTİHAD / 26.10.2022
- Geylani okulunda Ehl-i Beyt ekolü / 10.08.2022
- Geylani Okulu / 29.07.2022
- Bir tasavvuf anatomisi / 22.07.2022
- Antroposen Çağı / 30.06.2022
- Holosen / Mavi Cennet / 09.06.2022
- Bir Deniz Masalı/ Günebakan Şiiri / 09.05.2022
- Sakız orucu bozar mı? -2- / 19.04.2022
- Sakız orucu bozar mı? -1- / 18.04.2022
- Şiir gibi / 16.04.2022
- Geylani okulunda Ehl-i Beyt ekolü / 10.08.2022
- Geylani Okulu / 29.07.2022
- Bir tasavvuf anatomisi / 22.07.2022
- Antroposen Çağı / 30.06.2022
- Holosen / Mavi Cennet / 09.06.2022
- Bir Deniz Masalı/ Günebakan Şiiri / 09.05.2022
- Sakız orucu bozar mı? -2- / 19.04.2022
- Sakız orucu bozar mı? -1- / 18.04.2022
- Şiir gibi / 16.04.2022