Fesadı artırmak...

Bir mahallenin, bir köyün ve bir kasabanın şerlisi ancak bulunduğu çevreye zarar verebilir.Onun kural tanımaz, hak hukuk bilmez, hatır gönül saymaz gibi olumsuz vasıflarından yaşadığı çevredeki insanlar etkilenir ve zarar görürler.Bir ülkeyi yöneten iktidarın durumu böyle midir?Aldığı karardan, attığı adımdan, yayınladığı genelgeden, sarf ettiği sözden bütün bir ülke anında etkilenir ya fayda görürü ya da zarar.Fecr Suresinin ilk ayetlerinde Ad, Semud kavimlerinin, Firavun ve avanesinin nasıl şiddetli azaba çarptırıldıkları hatırlatılır, dillere destan İrem şehrinin nasıl yıkılıp yok edildiğine vurgu yapılır ve hepsinin ortak suçlarına dikkat çekilir:"Ki onlar, şehirlerde azgınlaşmışlardı. Böylece oralarda fesadı yaygınlaştırmış, arttırmışlardı." (Fecr, 11, 12) Azgınlaşmak ve fesadı yayıp çoğaltmak?Bu sureyi, bu ayetleri elbette namazda okuyalım, elbette cumada bayramda ve Ramazan'da okuyalım ama mesajını da anlamaya ve almaya gayret edelim.Yetmiş beş milyonluk koca ülkeyi yönetenler olarak mesajı anlamaya ve almaya çalışalım.Yetmiş beş milyonu teşkil eden Müslüman Türk milleti olarak mesajı anlamaya ve almaya çalışalım.Bir azgınlaşma, bir azgınlaştırma var mı?Ülke sathında fesadın çoğaltılıp yayılması söz konusu mu?Yönetenlerin hangi tavırları, hangi düzenlemeleri, hangi yasaları bir takım azgınlıkları körüklemiştir, bir takım bozgunculukların çoğalıp yayılmasına sebep olmuştur?Yönetilenler olarak bizlerin hangi umursamaz tavırları, hangi alışkanlıkları ve hangi her şeyi hazmetme, sineye çekme huyları yöneticilerin tutumlarını etkilemiştir?Servetin ve şöhretin şımarttığı yöneticiler hangi çeşit azgınlıklar sergilemektedirler?Hangi kararları, hangi eylem ve söylemleri toplumda fesadın çoğalıp yayılmasına sebep olmaktadır?Toplum olarak bütün bu olumsuzluklara tepkimiz nedir?Mesela yakın geçmişte iktidarın eliyle yaşatılan Habur rezaleti toplumda fesadın artırılmasına örnek olabilir mi?Daha yakın geçmişte yine elbette iktidarın izniyle camide kilise ayini yapılması bir fesad çoğaltma provası sayılabilir mi?Sayın Başbakanın, geçim sıkıntısından dert yanan bir çiftçiye "ananı da al git" demesi, bir ilçemizi kastederek "eşkıya oraya da inmiş" demesi, kargaşada ölen öğretmen için "bu arada biri de ölmüş, üzerinde durmadım" gibi sözleri toplumda ayrışmayı ve dolayısıyla fesadı çoğaltan örnekler kabul edilebilir mi?Bütün bu olumsuzluklarda millet olarak bizlerin suçu yok mu?