Cinsi, cibilliyeti, milleti, milliyeti, dini ve mezhebi ne olursa olsun zulüm karşısında susuyorsa, zalim karşısında söylesem mi-söylemesem mi' tarzında en ufak bir şüpheye düşüyorsa böylesinin, böylelerinin dilleri ağızlarında ebediyen dönmesin ve bir kelime dahi etmeye muktedir olamasınlar.
Özellikle ve hassaten yaklaşık iki yıldan beri devam eden Gazze soykırımı ve katliamı karşısında çıkmayan sesler, bundan sonra aylarca yağmura hasret kalıp çatlayan toprak misali kuruyup çatlasınlar ve bir aha uzay boşluğunda görünmesinler.
Bir lokma ekmeğe, bir yudum suya ve bir kaşık çorbaya muhtaç halde sessiz çığlıklar eşliğinde can veren masum çocukların sesine ses katamayan, bir lokma ekmek, bir tas çorba temin edemeyen devletlerin de, devlet adamlarının da, siyasilerin de, sözde ilim-bilim adamlarının da, güya medya mensuplarının da hem sesleri kurusun, hem dilleri dönmez olsun hem de elleri ayakları tutmaz olsun.
İnsanlık, Gazzeli çocukları, kadınları, anne ve babaları, pirifani dede ve nineleri beton yığınları ile aynı gören, onları silinip-süpürülmesi gereken fazlalıklar olarak telakki eden katiller sürüsüne karşı ses yükseltmeyecekse, el yükseltmeyecekse, en etkilisinden tavır almayacaksa, peki insanlığını nasıl ispat edecek, soykırımcılardan ve katliamcılardan nasıl ayırt edilecek?
İnsanlık, bir soykırımcının, bir katliamcının aç ve biilaç bıraktığı, ekmeksiz ve aşsız bırakıp ölüme terk ettiği çaresiz insanların dertlerine derman olamayacaksa, yaralarına merhem bulup çalamayacaksa neyin iddiasındadır?
Mazlumların ve masumların elinden tutmayan eller bundan böyle tutmaz olsun, mazlum ve masumların feryatlarını duymayarak onların imdadına koşmayanların bundan böyle ayakları da tutmaz olsun.
İnsanlar yanıyor, yakılıyor, açlıktan ölüyor, öldürülüyor, açlıklarını giderebilmek için, dudaklarına bir yudum su değdirebilmek için son güçlerini toparlayarak koştukları yolda, toplandıkları yerde, katiller tepelerinden aşağı bombalar yağdırıyorlar ve diğer tarafta insan olduğunu iddia eden yığınlar, hele hele Müslüman olduklarını iddia eden kalabalıklar sessiz, sedasız hayatlarına devam ediyorlar.
Batsın böyle bir hayat.
- Sütün ağzı açık kediler ise çok acımasız / 25.10.2025
- Damla düşmez yoksullara / 24.10.2025
- Bu tanımın neresindeyiz? / 23.10.2025
- Demir olsa erir odunsa yanar / 14.10.2025
- Y’ler yağmur gibi yağdı dört bir yandan / 11.10.2025
- Demedim mi ey değirmen! / 10.10.2025
- Hangisi doğru? / 04.10.2025
- ‘Yılda bir miting’ ahalisi suskun / 01.10.2025
- Bizim medeniyetimizde zulüm alkışlanmaz zalim de asla sevilmez / 28.09.2025






















































































