Namazlar nasıl kılınırSehiv (yanılma) secdeleri ile ilgili meseleler:
Namaz içinde bir rükün yerine getirilecek kadar düşünceye dalınsa, başlangıç (iftitah) tekbirini aldı mı, alamadı mı diye o kadar düşünülse de, sonra sonra tekbir alındığı hatırlansa veya alınmamış olması sanılarak tekrar bir tekbir daha alınsa, sehiv secdesi gerekir.
Yine: Üç rekât mı, dört rekât mı kıldığında şüphelenip durulsa, veya Fatiha okunduktan sonra hangi sûrenin okunacağı üzerinde düşünülse, yine sehiv secdeleri gerekir. Çünkü bu durumlarda vacib geciktirilmiş olur.
Bir rüknü veya bir vacibi yerine getirirken meydana gelecek bir dalgınlık ve bir düşünce ise, sehiv secdelerini gerektirkmez. Tam bir kalb huzuru ile namaz kılmak, öyle herkese nasîb olacak bir fazilet değildir.
Bir kimse, kıldığı bir namazın rekâtlarında şüphelense bakılır: Eğer bu şüphe kendisine ömründe ilk kez olmuşsa, o namazı yeniden kılar. Fakat bir kaç defa olmuşsa araştırır ve kanaatine göre hüküm verir. Namazı yeniden kılması icab etmez. Araştırmada kalbin şahidliği yeterlidir.
Örnek: Sabah namazını kılarken bir rekât mı kıldım, iki rekât mı diye şüphelenip de bir rekât kılmış olduğuna kalben hüküm verse, ihtiyaten buna bir rekât daha ilâve eder. Bu husustaki tereddütlerinden dolayı da sehiv secdeleri yapar. Aksine olarak iki rekât kılmış olduğuna hüküm verdiği takdirde oturur. Teşehhüdden ve selâmdan sonra sehiv secdelerini yapar. Hiç birine karar veremediği takdirde de, az olanı esas alır; çünkü az olanda kesinlik vardır. Bu durumda bir rekât daha kılar; ancak bu takdirde şüphelendiği rekâtın sonunda oturur. Ondan sonra kalkıp o bir rekâtı kılar. Çünkü önce iki rekât kılmış olması ihtimali vardır. Bu takdirde de namazın sonunda sehiv secdelerini yapar.
BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ÖMER NASUHİ BİLMEN
Namaz içinde bir rükün yerine getirilecek kadar düşünceye dalınsa, başlangıç (iftitah) tekbirini aldı mı, alamadı mı diye o kadar düşünülse de, sonra sonra tekbir alındığı hatırlansa veya alınmamış olması sanılarak tekrar bir tekbir daha alınsa, sehiv secdesi gerekir.
Yine: Üç rekât mı, dört rekât mı kıldığında şüphelenip durulsa, veya Fatiha okunduktan sonra hangi sûrenin okunacağı üzerinde düşünülse, yine sehiv secdeleri gerekir. Çünkü bu durumlarda vacib geciktirilmiş olur.
Bir rüknü veya bir vacibi yerine getirirken meydana gelecek bir dalgınlık ve bir düşünce ise, sehiv secdelerini gerektirkmez. Tam bir kalb huzuru ile namaz kılmak, öyle herkese nasîb olacak bir fazilet değildir.
Bir kimse, kıldığı bir namazın rekâtlarında şüphelense bakılır: Eğer bu şüphe kendisine ömründe ilk kez olmuşsa, o namazı yeniden kılar. Fakat bir kaç defa olmuşsa araştırır ve kanaatine göre hüküm verir. Namazı yeniden kılması icab etmez. Araştırmada kalbin şahidliği yeterlidir.
Örnek: Sabah namazını kılarken bir rekât mı kıldım, iki rekât mı diye şüphelenip de bir rekât kılmış olduğuna kalben hüküm verse, ihtiyaten buna bir rekât daha ilâve eder. Bu husustaki tereddütlerinden dolayı da sehiv secdeleri yapar. Aksine olarak iki rekât kılmış olduğuna hüküm verdiği takdirde oturur. Teşehhüdden ve selâmdan sonra sehiv secdelerini yapar. Hiç birine karar veremediği takdirde de, az olanı esas alır; çünkü az olanda kesinlik vardır. Bu durumda bir rekât daha kılar; ancak bu takdirde şüphelendiği rekâtın sonunda oturur. Ondan sonra kalkıp o bir rekâtı kılar. Çünkü önce iki rekât kılmış olması ihtimali vardır. Bu takdirde de namazın sonunda sehiv secdelerini yapar.
BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ÖMER NASUHİ BİLMEN
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.