"Gecede ve gündüzde barınan her şey O'nundur. O, her şeyi işitendir, bilendir." (En'âm-13) "Sen sende olmayasın ki, O sende olsun. İşte ölçü budur." (Prof. Dr. Haydar BAŞ, Dua ve Zikir, s.166)Başımda müthiş bir ağrı ile uyandım geceye!Sanki başım, bir tondu ve taşınması mümkün olmayan bir yüktü bedenime!Oysa 13. (On üçüncü) yaşına giren Torunum Mehmet Okay'ımın ad gününde, bize bu günleri idrâk ettiren Allah'ıma hamd ederek geçirdiğim mutlu bir gece yorgunluğuyla sığınmıştım uykumda Çalabım'a...Müthiş bir baş ağrısıyla uyandım geceye! Tövbeler ederek, istiğfarlar ederek yeniden sığındım Yaradanım'a!Aklıma, Hz. Âdem geldi; iki oğlundan birinin, diğerini öldürmesiyle düştüğü Babalık Çaresizliği içinde! Aklıma, Hz. İbrahim geldi; elinde bıçak, gözlerini bağladığı Allah vergisi sevgili İsmail'ini, kurban taşına yatırmış!Aklıma, Hz. Yakub geldi; diğer oğullarının sevgisini kıskandıkları için öz kardeşlerini yok ettiklerini zannederek ağlamaktan kör ettiği gözleriyle!Aklıma, Hz. Hamza (r.a.) geldi; 'Allah'ın Arslanı' sıfatlı bir kulun, Şehîtlere önderlik etmek için can vermesiyle O'nun, Ana-Babası, Bacı-Kardeşi, Ailesi ve sevenlerinin yürek yangınlarını, her zerremde hissederek!Aklıma, İmam Hüseyin (a.s.) geldi! Kıyâmete kadar zalime baş eğilmesin diye, "Ölümü öldürmek için" ecelin üzerine-üzerine Allah'a sığınarak saldıran ve Âilesinden her şehîde, içine ağlayarak Allah'a sığınan Şühedâ Önderi geldi; kanımın her zerresinde bir kere daha aynı lânet Kerbelâ'da can vermeyi arzu ederek!Oysa notlar almıştım!Dîncilik adıyla Dîn-i Mübîn'i, "Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar"la mücadele vaadiyle işbaşına gelip Yolsuzluk ve Yasakları, "Geceyarısı Yasaları"yla meşrûlaştıran; kendisi yıllardır ayda 49.000 TL. kira vererek, Bütçe'nin sırtına binmiş birinin, yoksul vatandaşa reva gördüğü, Tasarruf Genelgesi'ne çatacaktım!"Analar ağlamasın!" istismârı ile sadece Devlet'e-Millet'e sâdık, yasalara uyan Türk Milleti mensuplarının analarının ağlamasına vesîle olan; Haçlı ile bir olup Din Kardeşlerimize saldıran, kaçıp camiye sığınan Müslümanın başına caminin ortasında sıkan ABD'nin gâvur askerlerine duâlar eden, şimdi de Patronunun talimatıyla bir gün önce; "Kardeşim Esad!" tarifli Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a düşmanlık takıntısıyla Mehmetçiği Müslümanların üzerine göndermeğe hazırlanan, Uzun Adam'a çatacaktım!Notlar almıştım; yalancıların yalanına, harîslerin talanına, öz kardeşlerinden daha samîmi yol arkadaşlarını feda ederek oturdukları koltuğa ölümüne sarılan tamahkârların, hırs alanlarına saldıracaktım!Ama aklıma Hz. Peygamber (s.a.a.) geldi! Kitâb-ı Ekmel'de; "Allah sizden ricsi (her türlü kusur ve kirleri) gidermek istiyor ve sizi tam bir tahâret ile temizlemeyi irâde ediyor" (Ahzâb-33) tarifiyle nasipli özel kişilerin, Ehl-i Beyt'in başına gelenler geldi!"Allah'ı seven, Beni sever; Beni seven de Ehl-i Beyt'imi sever.""Benden sonra Ehl-i Beyt'imle imtihan olunacaksınız" diye ve daha nice Hâdis-i Kutsî ile ümmetine salık verdiği Ehl-i Beyti'nin başına gelecekleri, Peygamberlik farkıyla önceden bilip; İmam Hasan (a.s.)'ı ağzından, İmam Hüseyin (a.s.)'i boynundan öperek ağlayan; Allah'ın Habîbi, mükevvenâtın yaratılış sebebi, Hz. Peygamber (s.a.a.)'in çektiklerine gösterdiği olağanüstü tahammül aklıma geldi, idrâkimin tahayyül gücü kadarıyla!Ve not aldığım, yazmayı düşündüğüm konulardan vazgeçtim! Müslüman-Türk Milleti adına bulaşmayı düşündüğüm; mürâileri, riyâkârları, harîsleri Gayretullah'a havale ederek dedim ki:Gel gün!Gel yeni gün! Seni beklediğim gibi sen de bana hevesliysen gel!Gel ki beraber ağlayıp, kızdıklarımıza içimize sövünürken, beraber güldürmeğe çalışalım el-âlemin üzdüklerini!Gel gün! Yeni gün gel!Allah'ın selâmıyla İzzet-i bereketiyle gel! Rahman ve Rahîm olan Allah'ın selamıyla dağıl, Türk Milletinin bahtına!Gel yeni gün, gel!Yeni günle beraber uyananlar veya uyanık olup yeni günü bekleyenler; Allah rızası için nazı geçen uyuyanları geceye uyandıranlarla birlikte; hasımların, düşmanların, ehl-i şeytanın saldırılarını Türk tevekkülü, kurt sabrı ve metâneti ile göğüsleyelim, gel!Ey sesimi duyanlar! Ey sesimi duymasalar da duyduklarını zannederek tesellî bulduklarım!Vallahi biz göğüslersek belâları, şerleri; milletin rahat etmesine vesîle oluruz!Ne kadar mı? Rabbim'in dilediği kadar, bize bahşettiği güç kadar! İbrahim'i yaksın diye yakılan Nemrûd ateşini söndürmeye koşan karıncanın suyu kadar!"Kırılsa kanadım, kesilse kolum,Ebu'l-Fazl olurum, değişmez yolum,Dünyada sıkılsam kalbimde bolumDîl'imde Muhammed, dilimde Ali...""OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN!" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017