Fissür'de erken teşhis önemli

Anal fissür hastalığıyla ilgili bilgiler veren Meltem Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İbrahim Karahan şöyle konuştu: “Anal fissür-çatlak-mayasıl denen hastalık kendini en çok ağrı ve kanama şeklinde gösterir. Sebep genellikle kabızlıktır. Hamilelikte ve doğum esnasında, ishal ve diğer makat-barsak hastalıklarında da görülür. Hasta genellikle hastalığını hemoroid-basur ile karıştırır ve buna yönelik tedavileri direkt eczaneden kulaktan dolma bilgilerle ister. Yanlış teşhis yanlış tedavi demektir ve tedavi hem sonuç vermediği gibi hem de var olan hastalığın müzmin-kronik olmasına yol açar. Basit tedaviler artık fayda etmez ve daha komplike-ileri tedaviler gerektirir. Makatta ele gelen her şişlik hemoroid olarak bilinir. Halbuki bu bölge hastalıkları çok çeşitlidir. Kesin tanı koymak için iyi bir değerlendirme yapılmalıdır. Bunun için fizik muayene, endoskopi, defekografi, anorektal manometri, pelvik MR, endoanal ultrason gibi değişik tanı yöntemlerini kullanmak gerekebilir.”


Kabızlık kişinin sosyal hayatını etkiler


Kabızlığın kişinin sosyal hayatını etkileyen bir durum olduğunu belirten Karahan, “Dışkılamanın ertelenmesi, mesleki özellikler, çalışma koşulları, beslenme-özellikle fasfood şeklinde hızlı yemek şikayetlerin artmasına yol açar. Makatta dışkılama esnasında zorlanma, kırmızı renkte büyük abdestde çizgi şeklinde karışık ya da damlama şeklinde tekrarlayan-iyileşen süreçler halinde görülür. Mutlaka uzman bir genel cerrahtan destek, tedavi ve görüş alınmalıdır. Hastalığın ailesel diğer hastalıklarla beraber görülmesi, akla gelmeyen ve yaygın olmayan başka olasılıkların uzman cerrah tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bazen hiç tahmin edilmeyen bir hastalık teşhis edilir ki hayati ve ölümcül olumsuz sonuçları olabilir” diye konuştu.


Anal fissür kimlerde görülür?


“Sinirsel kolit olarak bilinen gergin-sinirli-telaşlı kişilerde daha sık gözüken spastik kolon hastalığı olan kişilerde anal fissür daha sık gözükür” diyen Op. Dr. İbrahim Karahan sözlerine şöyle devam etti: “Ayrıca özellikle şişman kişilerde, hijyeni bozuk, sık terleyen,uzun oturarak çalışanlarda,anal fissür sık gözükür. Toplumda anal fissür hemoroidden daha sık görüldüğü araştırmalarda ortaya çıkmakla birlikte çoğu kişi gereksiz hemoroid tedavileri görmektedir.


Makatta ele gelen bekçi meme-sentinel pili anal fissürün ilerlemiş bir belirtisi olup kimi zaman şişme yaparak basur şeklinde yanlış algıya yol açar. Fizik muayenede sıklıkla anal kanalda hipertrofik papilla saptanır. Büyüklüğü hastadan hastaya ve hastalığın süresine bağlı olarak değişir. Bazen dışkılama esnasında ele gelerek anal tümörler ile karıştırılır.


Anal fissür tedavi edilmeyenlerde anal abse ve anal fistüller gelişirki tedavileri son derece problemli ve istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bazı durumlarda müteakip ameliyatlar gerektirir.
Makatta çatlak tanısı konulduktan sonra öneriler olarak oturma banyosu, özellikle dışkılamadan sonra-sıcak su içine oturularak yapılmalıdır. Günlük su tüketimi, sebze meyve posalı yiyecek miktarı artırılmalıdır. Ayrıca doktor tavsiyesiyle değişik içerikli  kremler, fitiller, dışkı yumuşatıcılar, makat kas basıncını düşüren kremler, infeksiyon varsa antibiotikler, cerrahi tedavi ve son olarak günümüzde popüler olan Botox tedavisi kullanılır.”


Handi durumlarda Botox tedavisi öneriliyor?


Özellikle cerrahi tedavide sfinkterotomi yapılmasının geçici ve kalıcı gaz ve dışkı kaçırma riski yarattığını belirten Karahan, “Bu risk erken yaşlarda daha az görülmekle birlikte ilerki yaşlarda öngörülemez olmaktadır. Cerrahide kas kesilip tamamen fonksiyon dışı bırakılmaktadır. Bu geri dönüşsüz bir yöntem olduğu için risk almak istemeyen hastalarımıza Botox tedavisi önermekteyiz.
Botox tedavisi kısa süren, hemen taburcu olup günlük işlerine dönmek isteyen hastalar için uygun olup başarı şansı yüzde 80 civarındadır. Ortalama 1 ayda kesin iyileşme olmakta, 1 yıl kadar etkisini göstermektedir. Uygulmadan sonra 1 hafta kadar geçici gaz kaçağı olmaktadır ve bu da bir bakıma tedavinin etkinliğini gösterir. Erken oluşan yaralarda tedavi şansı yüksektir, kronik yaralarda sfinkter kası fibrotik değilse Botox uygulaması yapmaktayız, ancak bu kişilerde skar oluşmuş fissür yarasını da ortadan kaldırmak ve taze yara haline getirmek için ameliyathane koşullarında tedavi yapmaktayız. Ayrıca oluşmuş bekçi memeyi temizlemek için de operasyonun sedasyon altında yapılmasında fayda vardır. Bunlarda uygulamayı takiben gittikçe düzelen ufak kanamalar olabilmektedir” dedi.


Doğru tedavi şart


Botox tedavisi konusunda bilgiler veren Karan sözlerini şöyle tamamladı: “Botox tedavisi sadece gebeler ve emziren annelerde yapılmamaktadır. Bu herhangi bir yan etkiden ziyade bununla ilgili bir çalışma yapılıp sonuçlarının bilinmemesinden dolayıdır. Botox uygulaması 1 ay içinde sonuç vermez ve iyileşme sağlanamazsa ikinci bir uygulama yapılmalıdır.


Hastalığın tekrarlayıp tekrarlamaması tamamen hastanın bundan sonraki alışkanlıklarıyla ilgili bir konudur. Verilen toksinin etki süresi 1 yıldır ve bu süre sonucunda kişi dikkat etmezse aynı süreç  tekrarlayabilir ya da yılarca hiçbir şikayeti olmadan hayatını sürdürür. Unutulmamalı ki, bu hastalık mutlaka tekrarlayacak gibi bir düşünceye kapılmadan en doğru seçeneği tedavide kullanmak gereklidir. Tek bir iğneyle hayat boyu koruma sağlayan hiçbir tedavi yöntemi yoktur. Bu konuda hastalar hemen daima tek etkili tekrarlamayan bir yöntem arzu etmekteler ve cerrahi yöntemi seçmekteler. Ancak cerrahinin uygun hastalarda yapılması ve gereksiz ve de erken yapılmaması elzemdir. Etkin tedaviyi ararken kar-zarar, etkinlik-gereklilik gibi avantaj-dezavantaj hesabı yapılarak karar verilmelidir. Sonuç olarak, anal fissürler uzman cerrahi doktoru tarafından teşhis ve tedavisi yapılan, hangi tip hastaya ne tür bir tedavinin yapılacağının kararının verileceği bir hastalıktır. Erken tedavi hemen daima en iyi sonuçları verir. Hastalarımıza hastalıksız günler ve şifalı tedaviler dileriz.”
http://www.meltemhastanesi.com/