Flaş gelişme! Doğu Guta yalanı Lahey'de tescillendi

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün (OPCW) Lahey'deki merkez ofisinde 7 Nisan'da Suriye'nin Doğu Guta bölgesindeki Duma ilçesinde yaşandığı iddia edilen 'kimyasal saldırı' tanıklarının katılımıyla basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Duma'da kimyasal saldırının olduğu iddia edilen gün hastaneye getirilerek üzerine su döküldüğünü anlatan Hasan Diaba adlı çocuk ve ailesi dahil 17 Suriye vatandaşı katıldı.

Suriye'nin başkenti Şam yakınlarındaki Doğu Guta'da görev yapan yoğun bakım uzmanı Dr. Halil el-Ceyş, 7 Nisan'da Duma'daki hastaneye başvuranların hiçbirisinde kimyasal saldırı belirtilerinin olmadığını belirtti.

Lahey'deki basın toplantısında konuşmasında, "Buraya, videoda gösterileni değil, Duma'da yaşanan gerçekleri tüm dünyaya anlatmak için geldik" diye açıklayan Dr. el-Ceyş, kimyasal saldırının yapıldığı iddia edilen gün acilde görev yaptığını belirterek, "Boğulma belirtileri olan hastalar gelmeye başladı. Yaklaşık 15 kişiydiler. Duman ve toz soludukları için boğuluyorlardı, başka da hiçbir belirti yoktu. Bu, yakınlardaki binalara bombardıman sonucu meydana geldi" ifadelerini kullandı. 

'Tek bir kişi bile ölmedi'



Belirtilerin hafif ve orta ağırlıkta olduğunu kaydeden Dr. Halil el-Ceyş, meslektaşlarının tüm hastalara oksijen maskelerini dağıttığını aktararak, "Ardından Beyaz Miğferliler'in temsilcisi geldi ve kimyasal saldırı olduğunu söyleyerek bağırmaya başladı. Tanımadığımız adamlar gelerek kaos ortamını yaratmaya çalıştı, insanların üzerine su dökmeye başladı. Hastanemizin hiçbir çalışanı buna inanmadı, çünkü kimyasal saldırı belirtilerini görmüyorlardı. Birkaç saat sonra da boğulma belirtileri olan herkes eve gönderildi. Tek bir ölüm bile gerçekleşmedi" dedi.

ABD ve ortakları toplantıya katılmadı

Rusya'nın OPCW Daimi Temsilcisi Aleksandr Şulgin, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) uzmanlarının Duma'daki kimyasal saldırı iddialarını yalanlayan 17 tanıktan sadece 6'sının ifadesini aldığını belirtti. Toplantıda konuşan Şulgin, "Burada bulunan Suriye temsilcileri arasından 6 kişi OPCW'nin teknik uzmanları tarafından sorguya çekildi. Diğerleri de ifade vermeye hazırdı.

Ancak OPCW uzmanları, belli ki kendi özel istek ve anlayışa dayanarak hareket ediyor. Onlar 6 kişi seçti, onlarla konuştu, anlatılanların onları tamamen tatmin ettiğini, başka sorularının olmadığını söylediler" diye açıkladı. OPCW olarak iddiaların üzerine gideceklerini söyleyen Shulgin, toplantıya iştirak etmeyen ABD, Fransa ve İngiltere'yi de izledikleri yöntem bakımından eleştirdi.

Shulgin: "OPCW uzmanları bu iddiaları sağ duyulu şekilde incelemek istiyordu. Ancak Amerika, Fransa ve İngiltere uzmanların bile henüz çalışmalara başlamadığı anda Başkan Esad'ı peşinen suçlu ilan edip Suriye'ye müdahalede bulundular" şeklinde konuştu. Suriye'nin başkenti Şam'daki Doğu Guta bölgesinin Duma ilçesinde 7 Nisan'da kimyasal silah kullanılması sonucu 78 sivilin hayatını kaybettiği öne sürülmüştü.

Duma'daki kimyasal saldırı iddialarına, ABD, Fransa ve İngiltere'nin Suriye'ye yönelik füzeli saldırısı eşlik etmişti. Saldırıların öncesinde ve sonrasında, söz konusu ülkeler kimyasal saldırı iddialarını doğrulayan herhangi bir kanıt ortaya koymadı. 

Beyaz Miğferler videosu düzmece



El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi ile bağlantılı olduğunun bilinmesine rağmen Batı tarafından desteklenen sözde 'sivil toplum kuruluşu' Beyaz Miğferler'in Şam'ın Doğu Guta kırsalının Duma bölgesinde kimyasal saldırı gerçekleştiğine dair videosu da düzmece çıktı. Videoda yer alan Hasan isimli çocuğun babası Ömer Diab, herhangi bir uluslararası kuruluşa konuşmaya ve kentte böyle bir saldırı olmadığına dair dünyanın her yerinde tanıklık etmeye hazır olduğunu belirtti.

Hasan'ın durumunun iyi olduğunu söyleyen Diab "Oğlumda kimyasaldan kaynaklı hiçbir yaralanma yoktu. Biraz korkmuştu, ancak iyiydi. Ben ve ailem, dünyanın her yerinde, ister Cenevre'de ister New York'ta, böyle bir saldırı olmadığına dair ifade vermeye hazır" ifadelerini kullanmıştı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova da Hasan'ın video ile ilgili birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) açıklama yapması gerektiğini söylemişti.