Birkaç sene öncesine kadar yıllarca mektep-medrese görmüş müftülere-derin hocalara, Gadir-i Hum gününüz mübarek olsun dediğimizde, Gadir gününü “Kadir gecesi” diye anlar, “Kadir gecesi Ramazan’ın son günlerinde, şimdi değil ki…” derlerdi.
Allah kendisinden razı olsun, Prof. Dr. Haydar Baş beyin kaleme aldığı Ehl-i Beyt külliyatı ve tertip ettiği Uluslararası Ehl-i Beyt kongreleriyle bu bağlamda herkes çok şey öğrendi… İslam coğrafyasının üzerine vahşice çullanan küresel Haçlı aktörlerinin, Türk milleti üzerindeki Alevi-Sünni çatışması türünden hesapları bozuldu. Türkiye’nin komşu İslam ülkelerine, Haçlı jandarması olarak sıcak savaşa sürüklenme planı bugünlere kadar engellendi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çıkarttığı son eserlerde bile Gadir-i Hum’a dair hadisler nakledilmeye başlandı.
Prof. Dr. Baş’ın ömrüne, hizmet ve himmetine bereketler versin Yüce Allah… İslam dünyasının da Gadir-i Hum ve Tevhid günü kutlu olsun!
Dün, yani 18 Zilhicce, Gadir-i Hum günüydü… Gecikmeli de olsa bu vesile ile bazı bilgileri hatırlayalım istedim.
Gâdir- Hum, Mekke ile Medine arasında, Mekke’ye 190-200 km mesafede, Medine’ye gidiş istikametinde yolun sol tarafında, eski hac yolu ve mikat mahalli olan Cuhfe’nin 5 km. yakınında sazlık ve bataklık bir mevkidir. Hz. Peygamber’in Veda haccı dönüşü dinlendiği, ikindi namazını kıldığı ve okuduğu hutbe hatırası olarak metruk bir mescit bulunmaktadır (Yakut el-Hamevî, Mu’cem’ul-Buldan, II, 389).
Gadir-i Hum günü, Rasulullah’ın (sav), Hz. Ali’nin velayetini ve hilafetini ümmetine duyurduğu ve kendisinden sonra ümmetinin sahibi oluşunu ilan ettiği gündür. Hz. Peygamber’in ümmetini toplayıp kıyamete dek “sapıtmamak” için sarılmalarını istediği “iki ağır emanet”i kendilerine tevdi ettiği büyük gün!
Hz. Ali’nin(ra) velayeti ve Rasulullah’tan(sav) sonra ümmetin sahibi oluşu, İslam’ın tüm kaynaklarında “mütevatir derecede haber”lerle sabittir.
Rasulullah (sav) “kendinden sonra ümmetinin sapıklığa düşmemesinin garantisi olarak iki emanet olan Kur’an ve Ehl-i Beyt’ini bıraktığını” ilan buyuruyor (M. Hamidullah, Mecmûatü´l-Vesaik, 362, 365; Tirmizî, Sünen, Menakıb 32; Ebû Davud, Sünen, Talâk 40; Müslim, Sahih, Kasame 26; Buharî, Sahih, Hudud 10; İmam Malik, Muvatta, Kader 3; Darimî, Sünen, Mukaddime 24; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/75, 3/212, 286, 4/206, 5/30).
Bu nebevî ilan ve ihtara mukabil, İslam’ın esaslarının ancak Emevî istibdat ve mezalim süzgecinden geçtiği kadarına vakıf olabilen Müslümanların Ehl-i Sünnet kesiminin kimi mürekkep yalamış cahilleri, Ehl-i Beyt’i diline doluyor. Hz. Ali’nin (ra) velayetini Emevî taassubu ile görmezlikten geliyor, Gadir-i Hum hutbesini inkâra yelteniyor.
Hatta Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de “sevilmesini emir buyurduğu”(Şura Suresi, 23) Rasulullah’ın mübarek Ehl-i Beyt’ini sevenleri mel’un Yezid’in yaklaşımıyla red ve lanetlemeye kalkışıyor. Haçlı’nın, Avrupa ve Amerika’nın safında yer alıyor, gayr-ı müslime emir kulu oluyor; mel’un Yezid’in anlayışıyla namluyu Ehl-i Beyt sevdalısı Müslümanlara doğrultuyor.
Hz. Peygamber, Gadir-i Hum günü, ümmetini Hz. Ali’nin safında ve etrafında cem olmaya çağırıyor… Aklını ve gönlünü Haçlı’ya kaptırmış İslamcılar ve sarıklı-cüppeli zavallılar, Hz. Ali’yi ve Ehl-i Beyt’i seven İslam ümmetine Gadir-i Hum gününde namlu doğrultuyor, savaş açıyor.
Gadir-i Hum günü, Haçlının safında cem olarak Müslümana namlu doğrultma günü değildir. Böyle bir vaziyet, çok büyük bir batıldır, derin bir sapıklıktır.
Gadir-i Hum günü, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’in etrafında kenetlenme ve tevhid günüdür!
Müslümanların sevinç ve bayram günüdür.
Gadir-i Hum günü ve hutbesine dair rivayetler, Ehl-i Sünnet kaynaklarında da mütevatir derecesindedir (el-Bani, Silsilet’ü Ehadis’is-Sahiha, I-IV, s. 343-344, 2. Baskı, Amman, 1404).
Bu bağlamda en sağlam kaynaklara dayalı en geniş malumatı, Prof. Dr. Haydar Baş beyin 10 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı’nda bulabilirsiniz. Bu külliyatı, başucu kitabı yapın ki, gönlünüz ve haneniz Ehl-i Beyt sevdasıyla bereketlensin.
Gadir-i Hum hutbesi ve o gün hatırlatılan ölçüler, kıyamete kadar bütün Müslümanların ortak malıdır, ortak değeridir, Tevhid adresidir.
Prof. Dr. Baş, Bursa’da düzenlenen Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu’nun kapanış konuşmasında, Rasulullah’ın Gadir-i Hum hutbesinin Ehl-i Sünnet dünyasından 210 temel kaynak eserde konu edildiğini anlattı, ekrandan söz konusu kaynakları tek tek sıralayarak aktardı.
Gadir-i Hum hutbesinin detaylarına yarın değiniriz.
Allah kendisinden razı olsun, Prof. Dr. Haydar Baş beyin kaleme aldığı Ehl-i Beyt külliyatı ve tertip ettiği Uluslararası Ehl-i Beyt kongreleriyle bu bağlamda herkes çok şey öğrendi… İslam coğrafyasının üzerine vahşice çullanan küresel Haçlı aktörlerinin, Türk milleti üzerindeki Alevi-Sünni çatışması türünden hesapları bozuldu. Türkiye’nin komşu İslam ülkelerine, Haçlı jandarması olarak sıcak savaşa sürüklenme planı bugünlere kadar engellendi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çıkarttığı son eserlerde bile Gadir-i Hum’a dair hadisler nakledilmeye başlandı.
Prof. Dr. Baş’ın ömrüne, hizmet ve himmetine bereketler versin Yüce Allah… İslam dünyasının da Gadir-i Hum ve Tevhid günü kutlu olsun!
Dün, yani 18 Zilhicce, Gadir-i Hum günüydü… Gecikmeli de olsa bu vesile ile bazı bilgileri hatırlayalım istedim.
Gâdir- Hum, Mekke ile Medine arasında, Mekke’ye 190-200 km mesafede, Medine’ye gidiş istikametinde yolun sol tarafında, eski hac yolu ve mikat mahalli olan Cuhfe’nin 5 km. yakınında sazlık ve bataklık bir mevkidir. Hz. Peygamber’in Veda haccı dönüşü dinlendiği, ikindi namazını kıldığı ve okuduğu hutbe hatırası olarak metruk bir mescit bulunmaktadır (Yakut el-Hamevî, Mu’cem’ul-Buldan, II, 389).
Gadir-i Hum günü, Rasulullah’ın (sav), Hz. Ali’nin velayetini ve hilafetini ümmetine duyurduğu ve kendisinden sonra ümmetinin sahibi oluşunu ilan ettiği gündür. Hz. Peygamber’in ümmetini toplayıp kıyamete dek “sapıtmamak” için sarılmalarını istediği “iki ağır emanet”i kendilerine tevdi ettiği büyük gün!
Hz. Ali’nin(ra) velayeti ve Rasulullah’tan(sav) sonra ümmetin sahibi oluşu, İslam’ın tüm kaynaklarında “mütevatir derecede haber”lerle sabittir.
Rasulullah (sav) “kendinden sonra ümmetinin sapıklığa düşmemesinin garantisi olarak iki emanet olan Kur’an ve Ehl-i Beyt’ini bıraktığını” ilan buyuruyor (M. Hamidullah, Mecmûatü´l-Vesaik, 362, 365; Tirmizî, Sünen, Menakıb 32; Ebû Davud, Sünen, Talâk 40; Müslim, Sahih, Kasame 26; Buharî, Sahih, Hudud 10; İmam Malik, Muvatta, Kader 3; Darimî, Sünen, Mukaddime 24; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/75, 3/212, 286, 4/206, 5/30).
Bu nebevî ilan ve ihtara mukabil, İslam’ın esaslarının ancak Emevî istibdat ve mezalim süzgecinden geçtiği kadarına vakıf olabilen Müslümanların Ehl-i Sünnet kesiminin kimi mürekkep yalamış cahilleri, Ehl-i Beyt’i diline doluyor. Hz. Ali’nin (ra) velayetini Emevî taassubu ile görmezlikten geliyor, Gadir-i Hum hutbesini inkâra yelteniyor.
Hatta Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de “sevilmesini emir buyurduğu”(Şura Suresi, 23) Rasulullah’ın mübarek Ehl-i Beyt’ini sevenleri mel’un Yezid’in yaklaşımıyla red ve lanetlemeye kalkışıyor. Haçlı’nın, Avrupa ve Amerika’nın safında yer alıyor, gayr-ı müslime emir kulu oluyor; mel’un Yezid’in anlayışıyla namluyu Ehl-i Beyt sevdalısı Müslümanlara doğrultuyor.
Hz. Peygamber, Gadir-i Hum günü, ümmetini Hz. Ali’nin safında ve etrafında cem olmaya çağırıyor… Aklını ve gönlünü Haçlı’ya kaptırmış İslamcılar ve sarıklı-cüppeli zavallılar, Hz. Ali’yi ve Ehl-i Beyt’i seven İslam ümmetine Gadir-i Hum gününde namlu doğrultuyor, savaş açıyor.
Gadir-i Hum günü, Haçlının safında cem olarak Müslümana namlu doğrultma günü değildir. Böyle bir vaziyet, çok büyük bir batıldır, derin bir sapıklıktır.
Gadir-i Hum günü, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’in etrafında kenetlenme ve tevhid günüdür!
Müslümanların sevinç ve bayram günüdür.
Gadir-i Hum günü ve hutbesine dair rivayetler, Ehl-i Sünnet kaynaklarında da mütevatir derecesindedir (el-Bani, Silsilet’ü Ehadis’is-Sahiha, I-IV, s. 343-344, 2. Baskı, Amman, 1404).
Bu bağlamda en sağlam kaynaklara dayalı en geniş malumatı, Prof. Dr. Haydar Baş beyin 10 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı’nda bulabilirsiniz. Bu külliyatı, başucu kitabı yapın ki, gönlünüz ve haneniz Ehl-i Beyt sevdasıyla bereketlensin.
Gadir-i Hum hutbesi ve o gün hatırlatılan ölçüler, kıyamete kadar bütün Müslümanların ortak malıdır, ortak değeridir, Tevhid adresidir.
Prof. Dr. Baş, Bursa’da düzenlenen Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu’nun kapanış konuşmasında, Rasulullah’ın Gadir-i Hum hutbesinin Ehl-i Sünnet dünyasından 210 temel kaynak eserde konu edildiğini anlattı, ekrandan söz konusu kaynakları tek tek sıralayarak aktardı.
Gadir-i Hum hutbesinin detaylarına yarın değiniriz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019