Gazze’nin tahliyesi yakın!

İsrail, Mısır'da uzun süredir yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Hamas'ın Katar ve Mısır'ın sunduğu ateşkes tekliflerini kabul ettiğini açıklamasına rağmen Refah kentine kara saldırısına başladı.

Yapılan ateşkes görüşmeleri 'İsrail Refah'a saldırmasın' diyeydi, peki, sonuçta ne oldu, İsrail Refah'a saldırdı. O zaman demek ki ateşkes görüşmeleri sadece bir oyalamacadan ve zaman kazanmaktan ibaretmiş.

Ateşkes görüşmeleriyle tam bir cambaza bak oyunu oynadılar ve sonunda Filistinlilerin son sığınağı olan Refah'ı işgal hamlelerini başlattılar.

Bakmayın siz ABD'den ve diğer Batılı ülkelerden "Refah'a kara saldırısına desteğimiz yok" açıklamalarına.

Bugüne kadar verdikleri destek zaten Refah'a kara saldırısının başlıca sebebiydi. Bundan sonra destek vermediklerini açıklamaları neyi ifade edecek?

Gazze özelinde küresel bir tiyatro oynanıyor, her ülke kendine düşen rolü oynuyor ama sonuçta Gazze'de 35 bin sivil öldü, 10 bin kişi kayboldu, 78 bin insan yaralandı. Ayrıca Gazze tamamen yerle bir edildi, tarım alanları yok edildi ve son noktada şimdi Gazze'nin tamamen tahliyesine sıra geldi.

Peki, yerinden edilmiş ve Refah'a sıkıştırılmış 2 milyona yakın Filistinli nereye tahliye edilecek?

Bağımsız Türkiye partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın, Türkiye'deki son zamanlarda ifade edilen "yumuşama süreci" ile alakalı yaptığı değerlendirme oldukça dikkat çekici.

BTP lideri Baş, bu yumuşama sürecinin içerde Türk milletine yönelik değil, dışarıya yönelik olduğunu ifade etmişti.

İşte Mehmet Şimşek'in IMF'yi ve yabancı fon sahiplerini memnun eden kapitalist ekonomi uygulamaları bu yumuşamanın bir parçası.

Bakmayın siz hükümetin "İsrail ile yapılan ticareti sonlandırdık" açıklamalarına.

Bunun sonrasında yine yumuşama sürecinin bir parçası olarak, İsrail ile yine normalleşme adı altında Gazze'deki Filistinlilerin Türkiye'ye yerleştirilmesi söz konusu olabilir. BTP lideri bu tehlike konusunda da uyarmıştı.

Nasıl olur demeyin, milyonlarca sığınmacıyı bir şekilde kabul ettiniz, daha doğrusu size soran da olmadı, şimdi bir 2 milyon daha gelse belki ruhunuz bile duymayacak. Yine ensar-muhacir benzetmesiyle size bunu bir şekilde yutturacaklar.

Şimdi Gazze gündemiyle ilgili sıcak gelişmeleri de aktaralım.

İsrail ordusu dün Refah bölgesine kara saldırısı başlatarak Gazze'nin Mısır'a açılan sınır kapısının Filistin tarafını ele geçirdiğini duyurdu. 

Ordudan yapılan açıklamada, 162'nci Tümen ve 401'inci Zırhlı Tugay'ın Refah'ın doğusundaki ordu birliklerine destek verdiği saldırılarda, Gazze'nin Mısır'a açılan Refah Sınır Kapısı'nda kontrolün ele geçirildiği belirtildi. 

Mısır'a yaklaşık 3,5 km uzaklıktaki kapının Filistin tarafında tam kontrolün sağlandığı belirtilen açıklamada, saldırıda 20 Filistinlinin öldürüldüğü kaydedildi.

Refah Sınır Kapısı'nın tamamen İsrail ordusunun eline geçmesi, bundan sonraki süreçte bu kapıdan hiçbir yardımın girememesi ve bu kapıdan herhangi bir tahliyenin mümkün olamaması anlamına geliyor.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, İsrail ordusunun ele geçirdiği Refah Sınır Kapısı'nın iki yönlü olarak geçişlere ve ürün geçişine kapatıldığını bildirdi.

Laerke, şu anda BM'nin Refah Sınır Kapısı'nda fiziki bir varlığının bulunmadığını ifade etti. Laerke, Kerem Ebu Salim (Şalom) Sınır Kapısı'ndan da geçiş yapılmadığını belirterek, "Bu, şu anda Gazze'ye yardım ulaştıran iki ana arterin kapalı olduğu anlamına geliyor" dedi.

Bu kapının kapatılması, Gazze'de yaşam koşullarının tamamen biteceğinin bir göstergesi. Bundan sonra iki seçenek kalıyor, havadan paraşütle atılan ve insanların ölümlerine neden olan yardımlar ve de ABD'nin kurduğu yüzer iskeleden sağlanacak yardımlar. Bu da İsrail askerlerinin kontrolünde olacak.

Kısacası, başta da belirttiğimiz gibi bu son durum, 2 milyon Filistinlinin tamamen tahliye edileceğinin en büyük ispatı.

ABD'nin ve Batılı ülkelerin "İsrail'in Refah saldırısına destek vermiyoruz" açıklamaları, bu saldırıyı desteklemedikleri anlamına gelmiyor, kendi halklarına "Bu 2 milyon insanın yaşadığı ve yaşayacağı insanlık dramında biz suçlu değiliz" demenin alt yapısını oluşturuyorlar.

Çok yakın zamanda, 2 milyon Filistinlinin kendi topraklarından zorla çıkarılışını göreceğiz ve maalesef bunun yükü de yine Türkiye'nin sırtına yüklenecek.