İstanbul'da 50 yıl önce dar gelirlilerin barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan "tek göz oda" gecekondular, aradan geçen sürede bir dönüşüm geçirerek, rant aracı haline dönüştü. İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yurdanur Dülgeroğlu Yüksel tarafından hazırlanan, "Sosyo-Kültürel ve Mekansal Boyutlarıyla Gecekondu Transformasyonu Olgusu" başlıklı araştırma, İstanbul'da gecekonduların "plan", "yapım amacı", "kullanım ile "ailelerdeki ve kentteki" dönüşüm süreçlerini ortaya koydu.
Tek göz oda gecekondular nostalji oldu
Prof. Dr. Yüksel, gecekonduların 20. yüzyılda gelişen insan yerleşimleri içinde en eskisi değil ama en doğal olanı olduğunu vurgulayarak, "Tek katlı olarak ve tek aileyi barındırmak amacıyla yapılan tek göz oda gecekondu, 1950'li ve 1960'lı yılların nostaljisi olarak kaldı" dedi. Doğrudan doğruya barınma ihtiyacını karşılamak üzere yapılan gecekonduların bugüne gelindiğinde rant aracı haline dönüştüğünü dile getiren Prof. Dr. Yüksel, "İlk gecekondular 25-35 metrekarelik alana sahipken, genişlemenin yıllar içinde 60-75 metrekareye çıktığı gözlendi. Hatta tek gözlü 10-15 metrekarelik gecekonduların daha sonraki dönemde bu alanı birkaç kere katlayarak (gecekondu apartmanlarda) 100 metrekareye ulaştığı gözlendi" diye konuştu.
Şimdi moda 'apartkondu'
Prof. Dr. Yüksel'in araştırmasına göre, gecekonduların dönüşümü ve kentsel etkileri şöyle gerçekleşti: 1945-50'lerde, şehirde kırsal yapılaşma, gecekondu bölgelerinde başladı. Aynı yıllar gecekondu aileleri pazarcılık, el arabasıyla satıcılık gibi işlerle uğraşarak geçimlerini sağlıyorlardı. 1950-60'lı yıllarda, tek odalı gecekondu evleri yapılandı. Bu gecekondular, esnek ve yenilenebilir nitelikteydi. 1960-70'lerde ihtiyaçlar arttıkça barınak iyileştirilip sağlamlaştırıldı ve konut olmaya başladı. 1970-80'lerde, yeni yapılan beton evler, geçici barınakların yerini alarak, çoğaldı. Bu yıllar gecekondu aileleri, küçük çapta arsa spekülasyonlarının içine girdiler.
1990'ların ardından konutlar, 90-100 metrekare ve 3 odalı oldu, konutlara ek kat çıkma ve onlara çocukları yerleştirme geleneği yaygınhale geldi.
Tek göz oda gecekondular nostalji oldu
Prof. Dr. Yüksel, gecekonduların 20. yüzyılda gelişen insan yerleşimleri içinde en eskisi değil ama en doğal olanı olduğunu vurgulayarak, "Tek katlı olarak ve tek aileyi barındırmak amacıyla yapılan tek göz oda gecekondu, 1950'li ve 1960'lı yılların nostaljisi olarak kaldı" dedi. Doğrudan doğruya barınma ihtiyacını karşılamak üzere yapılan gecekonduların bugüne gelindiğinde rant aracı haline dönüştüğünü dile getiren Prof. Dr. Yüksel, "İlk gecekondular 25-35 metrekarelik alana sahipken, genişlemenin yıllar içinde 60-75 metrekareye çıktığı gözlendi. Hatta tek gözlü 10-15 metrekarelik gecekonduların daha sonraki dönemde bu alanı birkaç kere katlayarak (gecekondu apartmanlarda) 100 metrekareye ulaştığı gözlendi" diye konuştu.
Şimdi moda 'apartkondu'
Prof. Dr. Yüksel'in araştırmasına göre, gecekonduların dönüşümü ve kentsel etkileri şöyle gerçekleşti: 1945-50'lerde, şehirde kırsal yapılaşma, gecekondu bölgelerinde başladı. Aynı yıllar gecekondu aileleri pazarcılık, el arabasıyla satıcılık gibi işlerle uğraşarak geçimlerini sağlıyorlardı. 1950-60'lı yıllarda, tek odalı gecekondu evleri yapılandı. Bu gecekondular, esnek ve yenilenebilir nitelikteydi. 1960-70'lerde ihtiyaçlar arttıkça barınak iyileştirilip sağlamlaştırıldı ve konut olmaya başladı. 1970-80'lerde, yeni yapılan beton evler, geçici barınakların yerini alarak, çoğaldı. Bu yıllar gecekondu aileleri, küçük çapta arsa spekülasyonlarının içine girdiler.
1990'ların ardından konutlar, 90-100 metrekare ve 3 odalı oldu, konutlara ek kat çıkma ve onlara çocukları yerleştirme geleneği yaygınhale geldi.