Geleceğinizi savunmazsanız neler olacaktır?

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) teşkilatlarının ülke çapında organize ettiği "GELECEĞİ SAVUNMAK" program serisi bütün hızıyla devam ediyor.

BTP tarafından Türkiye de eş zamanlı olarak başlatılan program sayesinde geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi uyuşturucu, kumar, ahlaki yozlaşma, bağımlılık konularından nasıl uzak tutarız?

Bu konuda kim neler yapabilir, kime ne görev düşüyor? Bu gibi konular ele alınıyor. Duyarlı ve vicdan sahibi uzmanlar ve konuşmacılar olayı derinlemesine bilgiler sunarak halkımıza yardımcı olmaya başlamıştır.

Özelde bölgemizde genelde Türkiye'de sosyal yaşamı derinden etkileyen bu durumun tespiti çözüm açısından da önem arz etmektedir. Nereden nereye gelindiğini abartmadan, iktidar sahiplerine yandaşlık yalakalık yapmadan, muhalefet edeyim derken kantarın topunu kaçırmadan, yalana dolana gerek duymadan yapılacak tespitler bu konuda çözüm arayan otoritelere kolaylık sağlayacaktır.

Şimdilik resmi otorite bu konuda sınıfta kaldı ama inşallah bu programlar neticesinde onların da uyanmasına vesile olup Bağımsız Türkiye Partisine ve Sayın Hüseyin Baş'a destek vereceklerine inanıyorum.

Sosyal sorumluluk projesi olarak çıkılan bu yolda Bağımsız Türkiye Partisi bu konunun partiler üstü bir dava olduğunu ısrarla dile getirse de iktidar baskısı ile sindirilen bazı belediyelerin ve resmi otoritelerin vermesi gereken desteği biz bölgemizde maalesef göremedik. Kilis'i bu konuda istisna tutuyoruz. Oradaki resmi otorite, belediye ve sivil toplum kuruluşlarını tebrik ediyoruz. Herkes üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getirdi.

Bu konuda en büyük sıkıntıyı Gaziantep'te yaşıyoruz. Ben bölgem için konuşuyorum diğer yerlerde neler yaşanıyor bilmiyorum. Kamu kuruluşlarının salonlarını kullanamıyoruz. Salon paraları bize maddi bir külfet getiriyor. Çünkü biz her zaman hareket halinde hemen her konuda salon programları yapan bir teşkilatın mensuplarıyız.

Bugün salonlarını bize çok görenler, 'biz siyasi bir programa katılamayız' diye kaçamak yapan bazı uzmanlar ve resmi otoriteye sesleniyoruz; "Yarın bu ateş evlerinize düştüğü zaman değil salonlarınızı bütün servetlerinizi ve hayatlarınızı verseniz bile kurtulamayacaksınız. Sadece siz değil toplum olarak mahvolacağız. Korkarım önlem alınmazsa sokaklar bağımlı insanların istilasına uğrayacaktır.  Bizden hatırlatması…"

Beyler bayanlar, sayın idareciler, rol çalmak diye bir derdimiz yoktur. Makamınızı, çok sevdiğiniz koltuğunuzu, şan ve şöhretinizi kaybetmekten korkmayın ve mutlaka bize destek verin. Salonlarınızı hanelerinizi bize gönül rahatlığıyla açın. Geleceğinizi savunmadığınız taktirde gençlerinizi, geleceğinizi, servetinizi, her şeyinizi Allah korusun vatanınızı kaybedeceksiniz!

Açılan bu çığırda Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kadrolarıyla el ele gönül gönüle bir araya geliniz, geleceğimizi birlikte savunalım. Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed Efendimizin şu güzel hadisi ile makalemizi bitirelim:

"İslam'da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslam'da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayırılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz."