Ergenlerde çabuk sinirlenme, öfkesini kontrol edememe, önceden zevk aldığı şeylerden zevk alamama, günün önemli bir bölümünde kendini hüzünlü hissetmenin depresyonun ilk belirtileri olabileceği belirtildi. Ergenlik, çocuklukla erişkinlik arasında yer alan gelişim, ruhsal olgunlaşma ve yaşama hazırlık dönemi olarak tarif edilir. Geçiş evresi olan bu dönemde genç birey fizyolojik, biyolojik ve psikolojik alanlarda oldukça hızlı değişiklikler yaşar. Bu hızlı değişimlere bağlı olarak ergenin ruhsal ve duygusal dünyasında da bir takım değişiklikler olur ve buna uyum sağlamaya çalışan ergende, doğal olarak bocalar.Her geçiş döneminde olduğu gibi ergenlikte sancılı geçişin yaşandığı bir dönemdir. Annebabalar içinse nerdeyse bir gerilim filmi havasındadır, çocuklarının bu geçiş süreci. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. Mücahit Öztürk, ergenlik döneminin birçok ruhsal bozukluk için riskli bir zaman dilimi olduğunu, bu dönemdeki ruhsal bozukluk oranının araştırmalarda yüzde 8 ile yüzde 21 arasında bulunduğunu anlattı. "Özellikle kız ergenlerde depresyon ve kaygı bozukluklarına daha sık rastlanır" diyen Doç. Dr. Öztürk, ergenlik dönemindeki depresyonu tanımanın anne ve baba için zor olacağını söyledi.Doç. Dr. Öztürk, şöyle devam etti: "Ergenlerde çabuk sinirlenme, öfkesini kontrol edememe, önceden zevk aldığı şeylerden zevk alamama, günün önemli bir bölümünde kendini hüzünlü hissetme, depresyonun ilk belirtileri olabilir. Bu dönemde ergenin ders başarısında ve sosyal ilişkilerinde bozulmalar gözlenebilir. Kaygı bozuklukları içinde ergenlerde daha sık rastlanan, saplantılar ve sosyal fobidir. İstemeden ve saçma olduğunu bildiği halde bazı hareketlerin tekrarlanması ve tekrarlayan düşüncelerin zihinden atılamaması olarak tanımlanabilecek olan saplantılar arasında en sık karşılaşılanı ise temizlik, kontrol, sayı sayma, düzen, dokunma ve zihinden uzaklaştırılamayan düşüncelerdir. Sosyal fobisi olan ergenler sosyal ortamlarda bulunduğunda aşırı sıkıntı duyar ve bu ortamlara girmekten kaçınırlar. Örneğin, sınıfta ya da grupta konuşmakta zorlanır. Arkadaş ilişkilerinde çekingen davranır. İlişkiyi başlatmakta ve devam ettirmekte zorlanır. Dolayısıyla toplu ortamlarda bulunmaktan uzak dururlar."Anne ve babalara önemli ipuçlarıBu dönemdeki en önemli nokta, çocuğunuzun ani öfke ve tepkileri karşısında soğukkanlı olmanızdır. Onun duygusal iniş çıkışlarına göre tavır takınırsanız ilişkiniz çok daha fazla gerginleşir. Tartışmalar büyür ve çocuğunuz sizden uzaklaşır.Bu dönemde annebabaların çocuklarıyla yaptığı en az şey sohbet etmektir. Yanız dikkat edilmesi gereken şey, sohbetin nasihate döşmemesi. Nasihte de ihtiyacı var gencin ama, sohbeti tek taraflı bir yaptırıma dönüştürmemek gerek. Tıpkı eşinizle, arkadaşınızla yaptığınız gibi yansız temelinde nasihat veya mesaj kaygısı olmayan sohbetler. Eğer çocuğunuza nasihat etmeye çalışırsanız ya susup sanki sizi dinler ve onaylarmış gibi yapıp kendi bildiğini okuyacaktır ya da savunmaya geçip sizin söylediklerinize kulaklarını tıkayacaktır. Her dönem olduğu gibi ergenlik döneminde de çocuğunuz anne ve babadan ilgi, sevgi ve saygı görmek ister. Sizden göreceği sevgi ve saygı onun bu geçiş dönemini daha kolay atlatıp çevresine karşı olumlu duygular beslemesine neden olacaktır. Çocuğunuzun kendisini tanımasına ve yeteneklerini geliştirmesine uygun bir ortam sağlamalısınız. Herhangi bir alanda başarılı olmak çocuğunuzun kendine olan güvenini arttırıp çevresine daha olumlu bakmasını sağlayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.