Gençlerimizi korumak geleceğimizi savunmaktır'

Ülkemiz her geçen gün biraz daha uyuşturucu baronlarının, terör örgütlerinin, çetelerin, mafya yapılanmalarının, sanal ya da gerçek kumar organizasyonlarının merkezi haline geliyor.

Ve şüphesiz bundan da en çok etkilenenlerimiz, gençlerimiz oluyor.

Asayiş haberlerinde her gün çete üyeleri, terör örgütü mensupları, uyuşturucu maddeleri ve bunları taşıyanlar, pazarlayanlar yakalanıyor. 

İnterpol tarafından aranan uluslararası suç örgütü liderleri Türkiye'de yakalanıyor. Hatta öyle ki mafya liderlerinin kanlı hesaplaşmaları Türkiye'de oluyor.

Güvenli bir ülkeden, ne noktalara geldik! Gece artık sokağa çıkamaz durumdayız, gece yarısı köşe başlarında, kenarlarda gençlerimiz bir şeylerin pazarlığını yapıyor.

Bakın, Türkiye'deki uyuşturucu tehlikesi artık uluslararası raporlara da yansıyor.

Türkiye, uyuşturucu konusunda uluslararası raporlarda yüksek riskli ülkeler arasında yer alıyor.

Konunun uzmanı Prof. Dr. Kültegin Ögel, Türkiye'nin 25 yaş altı uyuşturucu kaynaklı ölümlerde dünya sıralamasında ilk 5 ülke arasında yer aldığını belirterek, gençler arasında kullanımın ciddi boyutlara ulaştığını söyledi. 

Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi'nin 2024 raporuna göre Türkiye, genç yaş grubunda madde kaynaklı ölüm oranlarında yüksek risk grubunda yer alıyor. 

Ülkemizde maalesef uyuşturucuya, yasal ya da yasa dışı kumara, çeteleşmeye teşvik var.

Diyeceksiniz ki, kim böyle bir kötülüğü teşvik eder?

Malum, artık kumar oynamak için bir kumarhane aramanıza gerek yok, herkesin cep telefonu bir kumarhane.

Cep telefonunda film izleyen, sosyal medyayı takip eden gençler, bu kumar sitelerinin bariyerlerinden sonra aradıklarına ulaşabiliyorlar.

Çalışarak para kazanmanın zorlaşması da, işsizlik de kumarı, uyuşturucuyu, çeteleşmeyi ya da suçlara karışmayı teşvik ediyor.

Anne-babaların ilgisizliği, eğitimin yetersizliği, arkadaşların kötülüğü de gençlerin bu karanlığa dalmasına bir teşvik oluyor.

Gençler, bir merakla, sahte bir umutla, bir arkadaşın teklif etmesiyle ya da yanlızlık, depresyon gibi psikolojik nedenlerle bir anda kendisini bu tuzağın içinde buluyor.

Gençler yaşadıkları zorluklardan dolayı bu kötü alışkanlıkları bir sığınak zannediyor ama hayatını karartan, dertlerini daha da derinleştiren büyük bir tuzak olduğunu gördüklerinde iş işten geçmiş oluyor.

İşte böyle bir ülke tablosunda, iktidar koltuğunu koruma, muhalefet de kendi iç meselelerine yoğunlaşma konusuna odaklandıklarından, iktidar ve ana muhalefet cenahında sorunun çözümü konusunda hiçbir adım atılamıyor.

Ama Bağımsız Türkiye Partisi farklı.

BTP, kurulduğundan bugüne hep çözümün adresi olmuştur ve BTP lideri Hüseyin Baş'la çözüm adresi olmaya da devam etmektedir.

BTP, lideri Hüseyin Baş'ın önderliğinde 'Geleceği Savunmak" adında mükemmel bir program serisi başlattı.

Bu programlar 8 hafta boyunca 81 ilde eşzamanlı olarak gerçekleştirilecek. İlk program da Ankara'da, geçtiğimiz pazar günü (21 Eylül 2025) BTP lideri Hüseyin Baş'ın katılımıyla yapıldı.

Programda, uyuşturucu, kumar, çeteleşme, ahlaki yozlaşma gibi gençlerimizi perişan eden konularda uzman isimler doyurucu görsel sunumlar gerçekleştirildi.

Konuyla ilgili sinevizyon gösterisinin ardından kapanış konuşmasını da BTP lideri Baş yaptı. Özetle bazı tespitlerini hatırlatalım:

"Gençlerimize hem milli birliği içinde barındıran hem dini birliği içinde barındıran, insaniyeti içinde barındıran, şefkati, merhameti, vicdanı, adaleti içinde barındıran bir kimlik kazandırmak zorundayız."

"Gençlerimiz bir kimlik kazanır ve bir ideal edinirse ve o idealin peşinde hayatını sürdürmeye karar verirse işte o genci hiçbir yere saptıramazsınız."

"Bağımsız Türkiye Partisi kir, pas kabul etmeyen bir partidir. Bu partinin içinde olan herkesin bir kimliği vardır, bir ideali, bir hedefi vardır ve o ideal ve hedef işte buradaki kötü alışkanlıkların hiçbiriyle kesişemez."

"Bugün Türkiye'de siyaset bu işlere vakit ayıramıyor ve dolayısıyla kimliksiz bir toplum oluşuyor. Hedefsiz ve idealsiz bir toplum oluşuyor."

"Bir de öyle bir saldırı altındayız ki; aslında medya yoluyla dahi her gün bizi dönüştürüyorlar. Ailecek oturup izleyebileceğimiz bir tane televizyon dizisi var mı? Yok. Şimdi bu planlı bir şey değil de nedir?"

"Yediğimiz gıdalarla zehirleniyoruz, izlediğimiz kanallarla zehirleniyoruz, gittiğimiz okullarda zehirleniyoruz. Koca bir devlet bir ortaokula uyuşturucunun girmesini engelleyemez mi?"

"Kimi insan vardır kendi hayatıyla ilgilenir ve o hayatı şekillendirir. Kimi insan vardır çevresindeki hayatı şekillendirir. Kimi insanlar da vardır bütün insanlığın hayatını şekillendirir. Biz öyle bir adamın evlatları ve açtığı yoldan giden insanlarız. Biz öyle bir atanın evlatları ve açtığı yoldan giden insanlarız. O yüzden bütün insanlığın doğru bir şekilde hayat sürebilmesini sağlayacak vazifeleri üzerine almış kişiler olarak bu vazifeyi yerine getireceğiz."

"Gençlerimizi korumak için yöntemleri aktarıyoruz, ailelerini bilinçlendiriyoruz ve Türkiye'nin dört bir yanında eş zamanlı olarak aslında geleceğimizi savunuyoruz ve buna devam edeceğiz."