Gerçek hayatın sanal ekonomisi

Gerçek hayatın ekonomisi, insanların ihtiyaçlarını karşılayan mal ve hizmetlerin üretilmesi, adaletli bir şekilde paylaşılması ve tüketilmesidir. Günümüzde ise finans kapitalistlerinin oluşturduğu sanal ekonomi, öne çıkarılmış, gerçek ekonomi geri plâna atılmıştır. Sanal ekonomi, o kadar öne çıkarılmış ki, ekonomi denilince, çoğunun aklına o gelmektedir. Bazı ekonomist ve politikacılar, sürekli sanal ekonominin verilerini konuşmakta ve gündeme getirmektedirler. Bu kişiler, sanal ekonominin verileri kendilerine göre olumlu ise, ekonominin iyi olduğuna hükmediyorlar. Gerçek ekonominin yokluğundan, insanların ölmesi bile, onları uyandırmaya, yanlıştan dönmeye ve vicdanlarını sızlatmaya yetmiyor.   Dünyada en hacimli ticaret, gerçekte var olmayan şeylerin alınıp satıldığı sanal ekonomide gerçekleşmektedir. Öyle ki, bu ticaret, gerçek ekonomideki ticaretten 50 kat daha büyümüş ve devasa boyuta ulaşmıştır. Sanal ekonomi böyle geldi, fakat böyle gitmez. Çünkü gerçek, her zaman ve zeminde sanalın üstündedir. Sanal ekonominin öne çıkarılması, bir gözbağcılık ve aldatmacadır. Bunu da ekonomistler, istatistikleri kullanarak yapmaktadırlar. Halkın çoğu, bu ekonomistleri, yani istatistikleri sıralayan ve yorumlayanları, 'büyük ekonomist'  kabul etmektedir. İstatistikler sürekli değiştiği için söz konusu ekonomistlerin, konuşma malzemeleri tükenmiyor. Konuştukça konuşuyor, yeni istatistikleri grafiklerle gösterdikçe gösteriyor ve işin gerçeğini bilmeyenleri çok rahat aldatıyorlar. Aslında sanal ekonomi şişirilmiş boş bir balondur. Ne kadar korunsa ve kollansa bile zaman zaman patlıyor ve içinin boş olduğu ortaya çıkıyor. Böyle olmasına rağmen, yine aldatanlar ve aldananlar bitmiyor. Hiçbir şey olmamış gibi taşlar yeniden döşeniyor. Tabiri caizse tam bir kumar oynanıyor. Gerçekte ise ekonomi bilimi, istatistiklerden oluşmayan, insanı ve onun refahını, mutluluğunu merkeze koyan bir bilimdir. Daha doğrusu ekonomistin görevi istatistikleri sunmak ve yorumlamak değil, gerçek ekonomide yaşanan sorunlara çözüm bulmaktır. Gerçek hayatla ilgisi bulunmayan sanal ekonominin istatistikleri aç insanların karnını doyurmuyor, çıplakları giydirmiyor, evsizlere ev bulmuyor. Halkın çoğunluğu istatistiklerden bir şey anlamaz ve ilgilenmez. İnsanları ihmal ederek, böyle nesnelerle uğraşmak ekonominin konusu olmamalıdır.Sanal ekonomi, küreselleşmenin de en çok gerçekleştiği alandır. Başka bir deyimle küreselleşmenin esas itici gücü sanal ekonomi olmuştur. Sanal ekonomi aracı olan sermaye hareketleri, tarihin hiçbir döneminde görülmemiş boyutta büyümüştür. Artık sermaye hareketleri mekân, sınır ve engel tanımadan, şaşırtıcı bir yöntem ve hızla kıtaları dolaşıyor. Bu hareketler üzerinde, ne denli güçlü olursa olsun, hiçbir devlet denetim kuramıyor. Bazı devletler, denetim için yasalar çıkarmayı başarmış, fakat etkili olamamışlardır. Çünkü finans kapitalistleri, yeni buluşlarla, o yasaları delmiş ve aşmıştır. Bundan dolayı bazı ekonomistler, sermaye hareketlerini tamamıyla serbestleştirip sonra da denetim altına almak isteyen devletlerin bu çabalarını, "örümcek ağıyla fil yakalamaya benzetmişlerdir." Yasa çıkarıp sanal ekonomiyi denetim altına almak isteyenlerin temel yanlışı, sanal ekonominin dayandığı ve kaynaklandığı liberalizmi uygulamalarıdır. Hem liberalizmi uygulayacaksınız, hem de onun gereği olan sanal ekonomiyi denetim altına alacaksınız. Bu, büyük bir çelişkidir, boş bir çabadır ve gülünç duruma düşmektir. Eğer sanal ekonomi tuzla buz edilmek ve gerçek ekonomiye dönülmek isteniliyorsa, bunun çaresi ve çözümü 'Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaktır. İşte o zaman, gerçek hayat, gerçek ekonomiye kavuşur, refah, huzur, mutluluk ve barış dünyada egemen olur. Aksi durumda insanlık, sanal ekonominin sanal girdabında yuvarlanıp gider.