Türklere iftira atılıyor
Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından üniversitenin Bağlıca Kampusu'nde düzenlenen "Tarihte Türkler'e Yapılan Katliamlar" adlı panelde konuşan Özdemir, 1940'lı yıllarda ABD'deki bir üniversitede yapılan araştırmada öğrencilere bazı sıfatları ülkelerle eşleştirmelerinin istendiğini, öğrencilerin "ırz düşmanı", "katil" gibi sıfatları Türkler ile eşleştirdiğini söyledi. Kilometrelerce uzakta Türkler'e bu sıfatı veren 18-19 yaşlarında kiöğrencilerin bunu yapmasının sebebinin 1.Dünya Savaşı'ndan itibaren Türk aleyhine yapılan propagandalar olduğunu belirten Özdemir, Ermeniler'in savaş müddetince Suriye ve Mezopotamya'ya göç edildiğini hatırlattı.
Sevr şartları yeniden mi yaşanıyor?
Bu Ermeniler'in sonraki kuşaklarının Fransa ve ABD'ye yerleştiğini ifade eden Özdemir, "Bugün diaspora adı altında faaliyet gösteren kesimler, işte bu 1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'ndan giden Ermeniler'in üçüncü ve dördüncü kuşağıdır. Bu üçüncü kuşak silahlı eylemlerle Türk diplomatlarını katletme derecesine kadar gitmiş bir tepkiyi yansıtmaktadır" dedi.
Bu silahlı eylemlerde 36 Türk diplomatının katledildiğini, ancak son yıllarda başka bir yola başvurularak propaganda faaliyetlerinin yürütüldüğünü anlatan Özdemir, Sevr'in ağır şartlarının dayatıldığı bir dönemin yeniden yaşanmaya başlandığını söyledi. Türkler'in uzun yıllardır "geçmişi unutma" gibi bir psikoloji içine girdiğini ifade eden Özdemir, "Ben 2002 yılında Türk Tarih Kurumu Ermeni Araştırmaları Başkanı olana kadar Ermeni meselesiyle ilgili bir bilgiye sahip değildim. Nasıl bir sistem ki profesör yaptığı adama bile öğretememiş" diye konuştu.
Türkiye'nin kolay toprak verdiğini sananlar var...
Ders kitaplarında da aynı durumun sözkonusu olduğunu dile getiren Özdemir, "Batı cephesi tüm ayrıntılarıyla anlatılırken, doğu cephesinde nasıl, kimlerle savaşıldığı işlenmiyor" dedi.
Türk-Ermeni ilişkilerinde üç evre bulunduğunu ifade eden Özdemir, ilk evrede Ermeniler'in Suriye ve Mezopotamya'ya tehcir edildiğini kaydetti. 1916-18 yılları arasındaki ikinci evrede Doğu Anadolu'da Rus işgali yaşanırken Ermeniler'in Türkler'e yönelik katliamlar yaptıklarını belirten Özdemir, üçüncü evre olan 1922 başına kadar da Ermeniler'in yaptığı çeşitli katliamlar bulunduğunu bildirdi.
Lozan Anlaşması'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin "tapu senedi" niteliğini taşıdığını kaydeden Özdemir, "Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Lozan'a giden heyete bir talimatı vardı. Eğer Ermeniler'in Anadolu'dan yurt isteme konusu masaya gelirse bavulunuzu alıp bize bile sormadan Ankara'ya dönün denilmişti" diye konuştu.
Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Başkanı Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan da, Türkiye'de bugüne kadar geçmişin geride bırakılmaya çalışıldığını söyledi.
Toplumların geçmişte yaşananların yasını tuttuklarını ifade eden Aktan, "Ancak, Türk milleti büyük kayıpların yasını tutmayan bir millettir. Türk milleti tarihiyle, kayıplarıyla yüzleşmemiştir. Bu nedenle Türkiye'den çok kolay toprak alındığını, içeride de Türkiye'nin çok kolay toprak verdiğini sananlar ve umanlar var" dedi.