Ömer bin Abdülaziz
Ömer bin Abdülaziz Hazretleri yine buyurdu ki; "Geçen gece ölüleri düşündüm. En samimi bir dostun ölse, onu üç gün sonra mezarında görsen, oradan kaçarsın. Orada dolaşan kurt ve böcekleri, akan irinleri, pis kokular arasında kurtların kendisini nasıl parçaladığını, kefeninin bozulduğunu, vücüdunun pis hale geldiğini görüp kendisinden nefret edersin". Bunları söyledikten sonra bayılıp düştü.
Alimlerden birisi Ömer bin Abdülaziz'i ziyaret etti. Çok ibadet etmekten yüzünde ve rengindeki değişikliği görerek; "Bu ne haldir?" dedi. Ömer bin Abdülaziz "Sen beni ölümümden bir kaç gün sonra mezarımda ziyaret etsen, gözlerimin çıkıp, yanaklarımın üzerine aktığını, dudaklarımın dişlerimi kapayamadığını, ağzımın açık kalıp oradan irin ve cerahatin akmakta olduğunu, karnımın şişip göğsümün üzerine geldiğini, bağırsaklarımın döküldüğünü, burun deliklerimden irin ve kutların çıktığını görmekle şimdi gördüğünden çok daha feci bir manzara ile karşılaşırdın" dedi.
Halifeliğinde, yanına bir heyet gelmişti. Heyetten bir genç nutuk söylemeye başladı. Bunun üzerine; "Sen dur, yaşlınız konuşsun" diyerek genci uyarmak istedi. Genç: "Ey Emir-ül müminin! İş yaşa göre ise, müslümanların içinde senden daha yaşlı olanlar yok mu?" deyince; "Konuş bakalım" diyerek gence söz verdi. Genç; "Biz senden bir şey isteyen ve senden korkan bir heyet değiliz. Bir şey istemiyoruz. Çünkü lütuf ve ihsanınız o kadar çok ki, bu bize kadar ulaşmıştır. Senden korkmuyoruz. Çünkü adaletin bizi korkmaktan emin kılmıştır" dedi. "Siz kimsiniz?" deyince, "Teşekkür heyetiyiz. Teşekkür edip geri dönmek için geldik" dedi.
Yezid-i Rakkâşî, Ömer bin Abdülaziz'in huzuruna geldi. Ömer bin Abdülaziz, Rakkâşî'ye; "Bana nasihat et" dedi. O da "Ey müslümanların emiri! Senden önceki halifeler öldüğü gibi sen de öleceksin" dedi. Ömer bin Abdülaziz bunu duyunca ağladı ve "Devam et" dedi. Yezid-i Rakkâşî; "Adem aleyhisselamdan sana gelinceye kadar hiç bir baban hayatta değildir. Hepsi vefat ettiler" dedi. Ömer bin Abdülaziz ağlayarak, yine "Devam et" dedi. Yezid-i Rakkâşî; "Öldükten sonra Cennet ile Cehennem'den başka gidilecek yer yoktur" dedi. Halife Ömer, bunu duyunca düşüp bayıldı.
Ömer bin Abdülaziz Hazretleri yine buyurdu ki; "Geçen gece ölüleri düşündüm. En samimi bir dostun ölse, onu üç gün sonra mezarında görsen, oradan kaçarsın. Orada dolaşan kurt ve böcekleri, akan irinleri, pis kokular arasında kurtların kendisini nasıl parçaladığını, kefeninin bozulduğunu, vücüdunun pis hale geldiğini görüp kendisinden nefret edersin". Bunları söyledikten sonra bayılıp düştü.
Alimlerden birisi Ömer bin Abdülaziz'i ziyaret etti. Çok ibadet etmekten yüzünde ve rengindeki değişikliği görerek; "Bu ne haldir?" dedi. Ömer bin Abdülaziz "Sen beni ölümümden bir kaç gün sonra mezarımda ziyaret etsen, gözlerimin çıkıp, yanaklarımın üzerine aktığını, dudaklarımın dişlerimi kapayamadığını, ağzımın açık kalıp oradan irin ve cerahatin akmakta olduğunu, karnımın şişip göğsümün üzerine geldiğini, bağırsaklarımın döküldüğünü, burun deliklerimden irin ve kutların çıktığını görmekle şimdi gördüğünden çok daha feci bir manzara ile karşılaşırdın" dedi.
Halifeliğinde, yanına bir heyet gelmişti. Heyetten bir genç nutuk söylemeye başladı. Bunun üzerine; "Sen dur, yaşlınız konuşsun" diyerek genci uyarmak istedi. Genç: "Ey Emir-ül müminin! İş yaşa göre ise, müslümanların içinde senden daha yaşlı olanlar yok mu?" deyince; "Konuş bakalım" diyerek gence söz verdi. Genç; "Biz senden bir şey isteyen ve senden korkan bir heyet değiliz. Bir şey istemiyoruz. Çünkü lütuf ve ihsanınız o kadar çok ki, bu bize kadar ulaşmıştır. Senden korkmuyoruz. Çünkü adaletin bizi korkmaktan emin kılmıştır" dedi. "Siz kimsiniz?" deyince, "Teşekkür heyetiyiz. Teşekkür edip geri dönmek için geldik" dedi.
Yezid-i Rakkâşî, Ömer bin Abdülaziz'in huzuruna geldi. Ömer bin Abdülaziz, Rakkâşî'ye; "Bana nasihat et" dedi. O da "Ey müslümanların emiri! Senden önceki halifeler öldüğü gibi sen de öleceksin" dedi. Ömer bin Abdülaziz bunu duyunca ağladı ve "Devam et" dedi. Yezid-i Rakkâşî; "Adem aleyhisselamdan sana gelinceye kadar hiç bir baban hayatta değildir. Hepsi vefat ettiler" dedi. Ömer bin Abdülaziz ağlayarak, yine "Devam et" dedi. Yezid-i Rakkâşî; "Öldükten sonra Cennet ile Cehennem'den başka gidilecek yer yoktur" dedi. Halife Ömer, bunu duyunca düşüp bayıldı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.