Her organ, yeni bir hayattır
Organ nakli, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide yürüyen binlerce hasta için tek umut kaynağı olmaya devam ediyor. Özellikle böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıklarla mücadele eden vatandaşlar, kadavradan (yeni vefat etmiş bir kişiden) yapılan organ bağışlarıyla hayata tutunmayı bekliyor. Ancak Türkiye'de son yıllarda organ bağış oranları yeterli düzeyde değil ve sistem, pek çok hasta için adeta bir zamanla yarışa dönüşmüş durumda.
Böbrek nakli bekleyen hastalar, Sağlık Bakanlığı'nın Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi'ne kayıt oluyor ve aylarca, hatta yıllarca sıra bekliyor. Her geçen gün bekleme listesi uzarken, bazı hastalar için bu süreç geri dönülmez bir noktaya ulaşıyor.
Unutulmamalı ki, bir kişinin bağışladığı organlar en az 5 kişiye hayat olabilir. Her bağışlanan organ, yalnızca bir hayat değil; bir ailenin, bir toplumun yeniden nefes alması demektir.
Beyin ölümü artıyor, ama bağış oranları geride kalıyor
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2020 ile 2025 yılları arasında beyin ölümü bildirimi yapılan vaka sayılarında belirgin bir artış görülüyor. Ancak bu artışa rağmen, organ bağışı için alınan aile izinleri istenen seviyede değil.
Beyin ölümü gerçekleşmiş bir kişinin organlarının bağışlanabilmesi için, ailesinin onayı gerekiyor. Ne yazık ki bu noktada yaşanan tereddütler ve bilgi eksikliği, bağışların önündeki en büyük engeli oluşturuyor.
Toplumda hâlâ yaygın olan bazı yanlış inanışlar, süreci daha da zorlaştırıyor. Beyin ölümünün geri döndürülebilir bir koma hali olduğu düşünülüyor. Oysa tıbbi olarak beyin ölümü, geri dönüşü olmayan, kesin bir ölüm halidir. Bu durum, yetkili bir uzman heyeti tarafından yapılan tetkiklerle (MR, beyin sapı testleri, EEG vb.) netleştirilir. Donör adayı uygunsa, ailesiyle temasa geçilir.
Bu kritik anda alınan bir bağış kararı, başka ailelerin acısını hafifletip yeni hayatlara kapı aralayabilir.
Hastaneler arası farklar ve bölgesel eşitsizlikler
Türkiye genelinde hastanelerin organ bağışı konusundaki performansları karşılaştırıldığında, ciddi farklar olduğu gözlemleniyor. Bazı şehir hastaneleri ve üniversite hastaneleri, yıllar içinde düzenli olarak yüksek sayıda organ bağışı gerçekleştirebilirken; bazı bölgelerde beyin ölümü tespiti yapılmasına rağmen hiç bağış yapılamıyor.
Bu durum, yalnızca halk bilinciyle açıklanamaz. Aynı zamanda hastanelerdeki eğitim, koordinasyon ve altyapı eksiklikleri de bu farklılıklarda önemli bir rol oynuyor. Bazı illerde organ nakli sistemi etkin biçimde işlerken, bazı bölgelerde ise ciddi bir organizasyonel rehabilitasyona ihtiyaç duyulmaktadır.
Ne yapmalıyız? Birlikte daha güçlü bir sistem için
Organ bağışı oranlarını artırmak ve nakil bekleyen hastaların yaşam şansını yükseltmek için çok boyutlu bir yaklaşım şart:
1. Aileler bilinçlendirilmeli: Organ bağışı kararı, ölüm anına bırakılmamalı. İnsanlar yaşarken bu konuda bilinçlendirilip kararlarını netleştirmeli ve yakın çevresine bunu açıkça ifade etmelidir.
2. Eğitim ve kampanyalar artırılmalı: Okullarda, üniversitelerde ve medyada toplumun her kesimini hedef alan yaygın ve etkili bilgilendirme kampanyaları düzenlenmeli.
3. İl bazlı iyileştirme programları uygulanmalı: Hastaneler arası performans farkları analiz edilmeli. Düşük bağış oranına sahip iller için özel geliştirme projeleri hayata geçirilmelidir.
4. Koordinasyon güçlendirilmeli: Organ nakli koordinatörlerinin sayısı ve yetkinlikleri artırılmalı. Ekiplerin eğitimi, teknik donanımı ve kurumsal iletişimi desteklenmelidir.
5. Teşvik mekanizmaları kurulmalı: Organ bağışı yapan ailelere yönelik sosyal ve manevi destek sistemleri geliştirilmeli. Bu fedakârlığın değeri toplum nezdinde vurgulanmalı. Ayrıca, bağışçı aileler, şehit ailelerinin faydalandığı bazı haklardan yararlanabilmelidir.
Hayat vermek elinizde
Sevdikleriniz, ölüm anında çok zor bir kararı yalnız başına vermek zorunda kalabilir. Onlara yardım edin. Organ bağışı kararınızı yaşarken verin ve paylaşın.
Türkiye'nin organ nakli konusunda daha başarılı, daha duyarlı ve daha bilinçli bir ülke olması için hepimize sorumluluk düşüyor. Unutmayalım:
Hayat vermek, elimizde.
- Andımız ve milli aidiyet: Gençliğimize sahip çıkma zamanı / 29.09.2025
- Trump'ın gizemli sağlık sorunu ve organ nakli / 11.09.2025
- Organ naklinde durumumuz / 04.09.2025
- Hoş Geldin Atatürk: Tarihin sessiz sayfalarına ışık tutan eser / 25.08.2025
- Acil sağlık sistemindeki eksikler ve öneriler / 19.08.2025
- Allah-Evren-İnsan ilişkisi ve deizm tartışmaları / 09.04.2025
- İstanbul’dan Taç Mahal’e, Türk coğrafyasına trenle seyahat ülkümüz olsun! / 11.03.2025
- Millete umut olalım insanlığa ümit sunalım / 23.11.2024
- Mevlana Mesnevi’si ve İslam imajı / 04.09.2024















































































