Siraceddin Ömer Halveti
Necmüddin Hasan anlatır:
"Ömer Halveti Hazretleri, birbiri ardına kırk erbain, yani kırk kere kırk gün bir yere kapanıp ibadetle meşgul oldu. Bu sırada rüyada kendisine, Resulullah Efendimiz tarafından manevi taçlar giydirildi. Ömer Halveti Hazretleri tevhid kelimesini daima söylerdi. Ne zaman tevhid kelimesini okusa, dağlardaki vahşi hayvanlar ve kuşlar dergahının etrafına gelip halkla olur, onun tevhid okuyuşunu dinlerlerdi.
Muhammed Harezmi Hazretleri vefat edeceklerinde yerine Ömer Halveti'yi tayin etti ve: "Yüksek sırları ve manaları bilen ve akranından önde olan Ömer Halveti vekilimizdir" buyurdular.
Ömer Halveti Hazretleri hocasının vefatından sonra, insanlara hak yolun bilgilerini öğreterek kalplerine Allah aşkını yerleştirdi. Nefisle ilgili şu nasihatını çok söyler: "Kişi daima nefsine muhalefet etmeye devam etmeli ve onun arzularını yerine getirmemeli, sıkıntılara göğüs germeli, açlığı sevmelidir. Hak yolun yolcusu kendisine lazım olanı bilmeli, lazım olmayanın terk etmelidir" buyurdu.
Şehrin valisi ava çıkmıştı. Valinin önüne bir ceylan çıktı. Vali avı görünce ardına düştü ve atını peşinden sürdü. Bir zaman takip etti. Fakat yakalayamadı. Önüne bir ırmak çıktı. Avını yakalamak için atını ırmağı geçmek üzereyken sular yükseldi ve vali boğulmak tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. O esnada kıyıdan Ömer Helveti, valiye seslenerek: "Bize ait olan yerlerde hayvanları niçin incitirsiniz. Bir daha böyle yapmayın" deyip elini uzattı. Tuttuğu gibi valiyi atıyla birlikte çıkarıverdi. Vali bunu görünce, af dileyip talebeleri arasına karıştı.
Ömer Halveti Hazretleri'ne "Hak yolun yolcusunda ne gibi özellikler olur?" diye soruldu. O da: "Kişi, akıllı ve idrak sahibi olmalı. Sükut etmelidir." buyurdu.
Ömer Halveti Hazretleri bir ara Mısır'a gidip, orada kaldı. Yedi kerre hac yaptı. Çok talebe yetiştirdi. Talebelerinin önde gelenleri Seyfeddin, Ebu Yezid Zahirüddin ve Ehi Mirim'dir. Vefatından sonra yerlerine Ehi Mirim geçmiştir.
Necmüddin Hasan anlatır:
"Ömer Halveti Hazretleri, birbiri ardına kırk erbain, yani kırk kere kırk gün bir yere kapanıp ibadetle meşgul oldu. Bu sırada rüyada kendisine, Resulullah Efendimiz tarafından manevi taçlar giydirildi. Ömer Halveti Hazretleri tevhid kelimesini daima söylerdi. Ne zaman tevhid kelimesini okusa, dağlardaki vahşi hayvanlar ve kuşlar dergahının etrafına gelip halkla olur, onun tevhid okuyuşunu dinlerlerdi.
Muhammed Harezmi Hazretleri vefat edeceklerinde yerine Ömer Halveti'yi tayin etti ve: "Yüksek sırları ve manaları bilen ve akranından önde olan Ömer Halveti vekilimizdir" buyurdular.
Ömer Halveti Hazretleri hocasının vefatından sonra, insanlara hak yolun bilgilerini öğreterek kalplerine Allah aşkını yerleştirdi. Nefisle ilgili şu nasihatını çok söyler: "Kişi daima nefsine muhalefet etmeye devam etmeli ve onun arzularını yerine getirmemeli, sıkıntılara göğüs germeli, açlığı sevmelidir. Hak yolun yolcusu kendisine lazım olanı bilmeli, lazım olmayanın terk etmelidir" buyurdu.
Şehrin valisi ava çıkmıştı. Valinin önüne bir ceylan çıktı. Vali avı görünce ardına düştü ve atını peşinden sürdü. Bir zaman takip etti. Fakat yakalayamadı. Önüne bir ırmak çıktı. Avını yakalamak için atını ırmağı geçmek üzereyken sular yükseldi ve vali boğulmak tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. O esnada kıyıdan Ömer Helveti, valiye seslenerek: "Bize ait olan yerlerde hayvanları niçin incitirsiniz. Bir daha böyle yapmayın" deyip elini uzattı. Tuttuğu gibi valiyi atıyla birlikte çıkarıverdi. Vali bunu görünce, af dileyip talebeleri arasına karıştı.
Ömer Halveti Hazretleri'ne "Hak yolun yolcusunda ne gibi özellikler olur?" diye soruldu. O da: "Kişi, akıllı ve idrak sahibi olmalı. Sükut etmelidir." buyurdu.
Ömer Halveti Hazretleri bir ara Mısır'a gidip, orada kaldı. Yedi kerre hac yaptı. Çok talebe yetiştirdi. Talebelerinin önde gelenleri Seyfeddin, Ebu Yezid Zahirüddin ve Ehi Mirim'dir. Vefatından sonra yerlerine Ehi Mirim geçmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.