Eski Roma imparatorları, krallıklarını devam ettirmek ve canları eğlenmek istediği zaman amfitiyatro denilen bir gösteri mekânında insanları seyirci olarak toplarlar, ortadaki arena denilen sahneye de köleleri sürüp birbirlerini öldüresiye dövüştürürlerdi. İki kişiden biri ölünceye kadar bu dövüş devam ederdi. Hayatta kalmak isteyen köle, kendisi gibi köle olan diğer arkadaşını öldürmek zorundaydı. Sadece bunu düşünürdü. Ama kölelerin aklına bir türlü "hepimizin hayatta kalması için birleşelim ve asıl imparatoru öldürelim" fikri gelmezdi.Gladyatör denilen bu köleler, tribünlerin altında karanlık odalarda, barakalarda, zindanlarda kalırlardı. İmparatorlar ise saraylarda yaşardı. İzbe zindanlarda fare gibi bir hayat yaşayan köleler, imparator saraylarda keyif çatsın, arena dövüşlerinde kahkaha atsın, içki içip eğlensin diye birbirlerini öldürürlerdi. Öldüren köle, gururlu gururlu, şişişe şişine kendisinin ne kadar büyük bir kahraman olduğunu ilan ederdi. Kardeşini öldürerek yaptığı kahramanlık, efendisi imparator adınaydı.Bugün Türkiye'nin hali arena dövüşlerini andırıyor. Eski Roma imparatorlarının yerini bugün Amerika, Avrupa ve İsrail almıştır. Türkiye baştanbaşa bir amfitiyatrodur ve siyaset alanı da arenadır. Amerika'ya bağlılık yemini eden, Amerika'dan icazet ve talimat almadan siyaset yapamayan mevcut iri partilerin liderlerinin tamamı, Cemaat şefleri, PKK'nın eşkıya başı, liberal denilen karanlık aydınlar, imparator Amerika'nın gönüllü köleleridir. Amerika, bunları Türkiye arenasına sürdü ve birbiriyle dövüştürüyor. Türkiye'de Atatürk'ten sonraki siyasi mücadele denilen şey budur. Haçlı-Siyonist Batı, iyi dövüşeni, rakibini acımasızca öldüreni sömürge valisi yaparım diyor. Zaman zaman arenaya Amerikancı, darbeci NATO generallerini de sürüyor. Türkiye'deki mevcut iktidar mücadelesi, "efendi Amerika'ya en iyi ben sadıkım, en güvenilir köle benim, en iyi hizmeti ben ederim" iddiasını bağıran gönüllü kölelerin dövüşüdür. Efendi Amerika, Türkiye üzerindeki emperyalist projelerini en iyi şekilde uygulayacak gönüllü köle sömürge valisini seçmek için bunları birbirine düşürdü, birbiriyle vuruşturuyor. Bunlar arasında zaman zaman nöbet değiştiriyor. Hiçbirinden vazgeçmiş değil. Son kullanma tarihleri dolanları bir kenara çekiyor, heyecanlı, hevesli, enerji dolu gördüğü yeni köleleri devreye sokuyor. Bazı gönüllü köleler de gözden düştüklerini, bir kenara itildiklerini anlasalar bile yine efendilerine karşı bir kusur etmemek için sadakatten vazgeçmiyorlar, bağlılık yemini etmeye devam ediyorlar. Bu efendi-köle ilişkisi, Osmanlı Devleti'nin son yıllarında da aynen bugünkü gibi bir yapı arzediyordu. Mütareke ve Millî Mücadele yıllarında İngilizleri ve diğer batılı Haçlı devletleri efendi edinen, Türk düşmanlığı ve Haçlı Batı dünyasına gönüllü kölelik gibi iki temel ilkeye sıkı sıkıya bağlı olan Teali-i İslam Cemiyeti (bazı İslamcı, cemaatçi yapılar), İngiliz Muhipler Cemiyeti (liberal, kapitalist, pragmatist, global, Türk ve İslam karşıtı çevreler), Wilson Prensipleri Cemiyeti (Bugünkü Amerikancılar), Kürt Teali Cemiyeti (Bugünkü PKK), Hınçak Taşnak Cemiyeti (Bugünkü Ermenistan politikalarını benimseyen çevreler) adlı köleler vardı. Bunların koalisyon kurdukları, fikir ve menfaat birliğine dayalı olarak bir arada toplandıkları siyasi partileri de Damat Ferit gibilerin başbakanlığını yaptığı Hürriyet ve İtilaf Partisi vardı.Bu gaflet, dalalet, hatta hıyanet çevrelerinin karşısında da sadece Allah'tan, vicdanlarından ve Türk milletinden icazet alan, sadece bu üç unsura bağlı olan, yalnızca bu üç unsura hesap veren, bunların dışında hiçbir yabancı unsura kölelik yapmayan, tam bağımsızlıkçı, özgürlükçü, şerefli, soylu, haysiyetli, istiklalci Türk milleti vardı. Bunların siyasî ve askerî temsilcisi de Atatürk'ün önderlik ettiği Kuva-yı Milliye idi.O dönemin Haçlı emperyalist Batısının kurumsal kimliğinin adı İtilaf Devletleri idi. O zaman da bu İtilaf Devletleri, Türk vatanını bir arenaya çevirmişti. Yukarıda sayılan teslimiyetçi Türk düşmanı çevrelerin tamamını himaye ederek, destekleyerek, silahlandırarak Türk milletine karşı saldırtmışlardı. İstiklalci Türk beyi Mustafa Kemal Paşa ise asıl hedef olarak sayılan bu kölelerle uğraşmak yerine, önce doğrudan doğruya o dönemin Roma imparatorluğu olan İngiltere, Fransa ve Yunanistan'a karşı savaştı. Atatürk, Teali-i İslam, Kürt Teali, Hınçak Taşnak, İngiliz Muhipleri, Wilson Prensipleri Cemiyeti gibi gönüllü kölelerle savaşıp onları öldürerek ayakta kalmak gibi kölece bir düşünce yerine, doğrudan efendi imparatoru öldürerek, bütün Türk milletinin toptan özgürleşmesini hedefledi ve başardı. Fakat Atatürk'ün kölelikten kurtardığı, kendini Türk ve Müslüman kabul etmeyen ya da Türk ve Müslüman olsa bile mankurtlaşıp kölelik zihniyeti zincirlerini bir türlü kıramayan bu çevrelerin torunları bugün yeniden sahnede. Bunlar bugün efendileri olan Amerika, Avrupa Birliği ve İsrail gibi Haçlı-Siyonist çevrelerin keyfi için Atatürk'ün kurduğu bağımsız ve millî Türk devletini yok etmek ve tam köle olmak için hem birbirleriyle, hem de istiklalci Türk iradesiyle dövüşüyorlar. Ne gariptir ki benim de içinde yer aldığım istiklâlci Türk iradesi, bu yerli ve gönüllü köleleri kölelikten kurtarmak için asıl efendi imparatorla mücadele ediyoruz. Saydığım bu teslimiyetçi, gönüllü kölelere düşman değiliz. Hem kendi istiklâlimiz, hem de gönüllü kölelerin istiklâli için uğraşıyoruz. Ey Türk ve Müslümanlığı kabul etmeyen gönüllü köleler güruhu! Paçamızdan çekiştirmeyi, sakalımızı yolmayı, itekleyip köteklemeyi bırakın. Sizin de iyiliğiniz ve özgürlüğünüz için Türk millet birliği ve iradesi altında birleşin ve efendi imparator Amerika'nın, Avrupa'nın ve İsrail'in arenasını başlarına yıkalım ve hep birlikte özgür bir Türk milleti olalım. Köle olarak kalmakta ısrar ettikçe insanî var oluşunuza ihanet ediyorsunuz. İstiklâl! İstiklâl! Yine istiklâl! Daima istiklâl!
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015