Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu yeni bir araştırma yaparak Iraklı çocuklar arasında açlık sorununun hergeçen gün arttığını ve özellikle 5 yaş altındaki çocukların yetersiz ve dengesiz beslenme nedeniyle ölümün kıyısında olduklarını ortaya koydu.
Araştırmanın en ilginç yönü ise bu oranın Saddam döneminde şimdikinden daha iyi olduğu.
Yani Amerika liderliğindeki işgal gücünün bölgede estirdiği şiddetten etkilenenlerin başında çocuklar geliyor.
1990 Körfez Savaşı'ndan sonra Irak'a on yıldan fazla ambargo uygulayan Amerikan koalisyonuna müdahil ülkeleri Irak'ı getirdiği nokta ortada.
Tıbbi yardımların dahi ambargoya takıldığı bu on yıllık süreçte Irak'ta binlerce çocuğun öldüğü dünya sağlık teşkilatı tarafından da doğrulanmıştı.
Bölgeye yeni bir süreç monte etmeyi ve huzur getirmeyi planlayan Amerikan öncülüğündeki yeni koalisyonun yeni birşey getirmediği tekrardan görüldü.
Irak'ta değil sadece, aynı durum Afganistan için de geçerli. Afganistan'a düzenlenen askeri operasyonlarda siviller büyük oranda etkilenirlerken çocuklar etkilenenlerin başında geldi.
Şuan Afganistan'da çocuklar açlıktan kırılıyor.
Amerikan operasyonlarının yoğunluk kazandığı kırsal Afgan kentlerinde binlerce çocuk ellerinde çuvallarla sağdan soldan yiyecek toplamaya çalışıyorlar.
Sokakta gıda olarak gördükleri herşeyi evine götüren çocukların içleracısı durumu karşısında seyirci kalan dünya uluslarının duyarsızlığı vicdanları sızlatıyor.
Dünyada büyüklerin neden olduğu kan ve gözyaşının, acının ceremesini çocuklar çekiyor.
Dünyanın dörtbir yanında devam etmekte olan yerel çatışmalarda çocukların asker olarak kullanılması ise daha da vahim bir tablo ortaya koyuyor.
Yaşları on-onbeş civarındaki çocukların ellerine silah tutuşturarak insanları öldürmeleri için baskı yapan illegal örgütlere karşı dünya genelinde etkili bir önlem alınamamakta.
Ölenler de öldürenler de çocuklar olunca dünyanın geleceği daha karanlık bir seyir alıyor.
Latin Amerika'daki, Kafkaslar'daki, Asya steplerindeki, Afrika'nın ortalarındaki çocuk ölümlerini ve öldürmelerini bitirmesi beklenen Amerika'nın yaptıklarına bakınca dünyanın geleceği konusunda daha karamsar olmamak elde değil.
Dünyaya yeni bir nizam vermek ve insanlığa sözde huzur getirmek için kollarını sıvayan Amerika'nın en yüksek teknolojik donanıma sahip olması ve karşısında hiçbir gücün rakip olarak bulunamaması ve bu durum karşısında Amerika'nın da kendi kafasında kurguladığını inatla sürdürmesi gelecek yıllar için dünya genelinde büyük bir potansiyel tehdit teşkil ediyor.
Amerika'nın ekonomik ve siyasal alanda karşısına rakip çıkmadığı müddetçe bu böyle gidecek görünüyor.
Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler'in Amerika karşısında etkisiz kalmaları bu kurumların tartışılırlığını artırıyor.
Yapılan araştırmalar ve bu araştırmaların acı sonuçları acı bir gerçek olarak ortada duruyor.
Ölen sadece çocuklar değil, dünyamızın geleceği köreltiliyor.
Göz göre göre çocuk ölümlerine ve çocukları öldürenlere tepkisiz kalanlarla aynı dünyada yaşamak size de acı gelmiyor mu?
Araştırmanın en ilginç yönü ise bu oranın Saddam döneminde şimdikinden daha iyi olduğu.
Yani Amerika liderliğindeki işgal gücünün bölgede estirdiği şiddetten etkilenenlerin başında çocuklar geliyor.
1990 Körfez Savaşı'ndan sonra Irak'a on yıldan fazla ambargo uygulayan Amerikan koalisyonuna müdahil ülkeleri Irak'ı getirdiği nokta ortada.
Tıbbi yardımların dahi ambargoya takıldığı bu on yıllık süreçte Irak'ta binlerce çocuğun öldüğü dünya sağlık teşkilatı tarafından da doğrulanmıştı.
Bölgeye yeni bir süreç monte etmeyi ve huzur getirmeyi planlayan Amerikan öncülüğündeki yeni koalisyonun yeni birşey getirmediği tekrardan görüldü.
Irak'ta değil sadece, aynı durum Afganistan için de geçerli. Afganistan'a düzenlenen askeri operasyonlarda siviller büyük oranda etkilenirlerken çocuklar etkilenenlerin başında geldi.
Şuan Afganistan'da çocuklar açlıktan kırılıyor.
Amerikan operasyonlarının yoğunluk kazandığı kırsal Afgan kentlerinde binlerce çocuk ellerinde çuvallarla sağdan soldan yiyecek toplamaya çalışıyorlar.
Sokakta gıda olarak gördükleri herşeyi evine götüren çocukların içleracısı durumu karşısında seyirci kalan dünya uluslarının duyarsızlığı vicdanları sızlatıyor.
Dünyada büyüklerin neden olduğu kan ve gözyaşının, acının ceremesini çocuklar çekiyor.
Dünyanın dörtbir yanında devam etmekte olan yerel çatışmalarda çocukların asker olarak kullanılması ise daha da vahim bir tablo ortaya koyuyor.
Yaşları on-onbeş civarındaki çocukların ellerine silah tutuşturarak insanları öldürmeleri için baskı yapan illegal örgütlere karşı dünya genelinde etkili bir önlem alınamamakta.
Ölenler de öldürenler de çocuklar olunca dünyanın geleceği daha karanlık bir seyir alıyor.
Latin Amerika'daki, Kafkaslar'daki, Asya steplerindeki, Afrika'nın ortalarındaki çocuk ölümlerini ve öldürmelerini bitirmesi beklenen Amerika'nın yaptıklarına bakınca dünyanın geleceği konusunda daha karamsar olmamak elde değil.
Dünyaya yeni bir nizam vermek ve insanlığa sözde huzur getirmek için kollarını sıvayan Amerika'nın en yüksek teknolojik donanıma sahip olması ve karşısında hiçbir gücün rakip olarak bulunamaması ve bu durum karşısında Amerika'nın da kendi kafasında kurguladığını inatla sürdürmesi gelecek yıllar için dünya genelinde büyük bir potansiyel tehdit teşkil ediyor.
Amerika'nın ekonomik ve siyasal alanda karşısına rakip çıkmadığı müddetçe bu böyle gidecek görünüyor.
Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler'in Amerika karşısında etkisiz kalmaları bu kurumların tartışılırlığını artırıyor.
Yapılan araştırmalar ve bu araştırmaların acı sonuçları acı bir gerçek olarak ortada duruyor.
Ölen sadece çocuklar değil, dünyamızın geleceği köreltiliyor.
Göz göre göre çocuk ölümlerine ve çocukları öldürenlere tepkisiz kalanlarla aynı dünyada yaşamak size de acı gelmiyor mu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005