logo
03 MAYIS 2024

'Gözbebeğimiz' 83 yaşında

29.10.2006 00:00:00
Savaştan çıkmış bir ülke, her tarafı işgal altında... Yanmış, yıkılmış topraklar, düşman çizmesi altında inleyen, buruk, gözü yaşlı insanlar... Derken, büyük bir mücadele ve harabeye dönmüş imparatorluğun üzerinde güneş açıyor. O yıkıntıdan bağımsız bir devlet, Cumhuriyet yeşerdi.

 

Bugün 83 yaşına basan Cumhuriyet, 6 yıl süren bir bağımsızlık mücadelesinin ardından kazanıldı. Böylece Türk Milleti, yıkılan bir devletin küllerinden yeni bir devlet çıkarmayı bir kez daha başardı. Türk Ulusunun var olma savaşımının o günlerden bugünlere uzanan öyküsü:

Takvimler, 30 Ekim 1918'i gösterirken Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış imparatorluk, Mondros Mütarekesi'ni imzaladı.

Bir ulusu tarih sahnesinde yeniden var eden bir milli kahraman, 31 Ekim günü Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı göreviyle karargahın bulunduğu Adana'ya geldi. O kahraman, Mustafa Kemal idi... Mustafa Kemal Paşa, memleketin durumuna üzülüyor, bir çözüm yolu arıyordu. 10 Kasım 1918'de, görevinden ayrıldı ve Adana'dan trenle İstanbul'a hareket etti. Düşman, yurdun dört bir yanını işgal ediyordu. Türk Milleti için acı dolu günler başlamıştı. İşgaller birbiri ardına devam ederken, tarih o günleri şöyle yazdı:

13 Kasım 1918: İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan 61 parçalık İtilaf ordusu, İstanbul'a geldi ve karaya kuvvet çıkardı.

9 Kasım 1918: İskenderun İngiliz işgaline uğradı.

12 Kasım 1918: Fransızlar İstanbul'da...

6 Aralık 1918: İngilizler, bu defa ilerleyerek Kilis'i işgal etti.

7 Aralık 1918: Fransızlar Antakya'ya girdi.

17 Aralık 1918: Fransız askerleri, denizden Mersin'e çıkarma yapmaya başladı.

23 Aralık 1918: Islahiye, Osmaniye, Bahçe, Hassa, Mamure'yi düşman çizmesi çiğnedi.

1 Ocak 1919: İngiliz askerleri Antep'e girdi.

12 Ocak 1919: İngilizler, Ermeni amaçlarına hizmet etmek için Kars'a yerleştiler.

1 Şubat 1919: Aydın demiryolu, İngiliz ve Fransızlar'ın işgaline uğradı.

22 Şubat 1919: Maraş, İngiliz işgali altında...

8 Mart 1919: Fransızlar Zonguldak'ta...

9 Mart 1919: 2000 kişilik bir İngiliz müfrezesi, Samsun'u işgal altına aldı.

24 Mart 1919: İngilizler Urfa'yı işgal ettiler.

28 Mart 1919: İtalyanlar karaya asker çıkararak, Antalya'yı işgal ettiler.

16 Nisan 1919: Fransızlar, Afyonkarahisar istasyonunu işgal altına aldı.

20 Nisan 1919: Gürcü ordusu, Milli Şura kuvvetlerini bozarak Ardahan'a girdi.

Mustafa Kemal Samsun'daİtilaf Devletleri temsilcileri Paris'te toplanmıştı. Yunanlıların İzmir'i işgali konusunda karar aldılar. 15 Mayısta, güzel İzmir'de Yunan işgali başlamıştı.Mustafa Kemal Paşa, maiyetiyle birlikte 16 Mayıs 1919 tarihinde Bandırma vapuru ile İstanbul'dan ayrıldı ve ertesi günü İnebolu'ya, 18 Mayısta Sinop'a vardı. Takvimler 19 Mayıs 1919'u gösterirken, Mustafa Kemal Samsun'daydı. Tarihçiler, o günü "dünyanın en büyük ulusal mücadelelerinden birisinin başlangıcı" kabul ettiler. Artık geriye dönüş yoktu. Genç Mustafa Kemal, Samsun'dan Havza'ya geldi. İşgaller devam ediyordu. Yunanlılar, 26 Mayısta Manisa'ya, 27 Mayısta Aydın'a girdiler.Damat Ferit Paşa, 17 Haziranda Paris Barış Konferansı'na Osmanlı Devletinin barış isteklerini bildiren muhtıra gönderirken, öbür taraftan Mustafa Kemal, bundan dört gün sonra İstanbul'da bulunan tanınmış kimselere Amasya'dan mektup göndererek, milli mücadeleye davet ediyordu.Milletin bağımsızlığı tehlikedeMustafa Kemal Paşa, ulusu kurtarmak için dört koldan çalışmalara başlamıştı. 21 Haziranda bir tarihi belgeyi, Amasya Tamimi'ni, yaveri Cevat Abbas'a dikte ettirdi. Ertesi sabah, Anadolu'daki mülki ve askeri makamlara tamim, şu tarihi sözlerle ulaştı: "Vatanın tamamiyeti, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır. Sivas'ta milli bir kongrenin acele toplanması kararlaştırılmıştır."Bu arada, Mustafa Kemal'in çalışmalarını engellemek isteyenler de boş durmuyordu. Posta ve Telgraf Umum Müdürü Refik Halit, 24 Haziranda telgrafhanelere "Mustafa Kemal'in azledildiğini, bu sebeple telgraflarının kabul edilmemesini bildiren" bir şifre gönderdi. Harbiye Nazırı Ali Ferit Paşa, 5 Temmuzda Mustafa Kemal Paşa'yı padişah adına İstanbul'a çağırdı. Mustafa Kemal, Harbiye Nazırı'na şu cevabı verdi: "Vilayet-i Şarkiye ahalisi arasından çıkıp gelmek hususundaki yüksek tekliflerinizi yerine getirmede şahsi irademi kullanmaktan manen ve maddeten memnu bulunuyorum."Ardından, 14 Temmuzda ordudan istifa ederek, Erzurum Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin başına geçti.Cumhuriyet'in temeliMilli mücadele hareketinin dönüm noktalarından olan Erzurum Kongresi, 23 Temmuz 1919'da toplandı.Mustafa Kemal Paşa, 9 Ağustosta askerlik mesleğinden ihraç edildi. Mustafa Kemal'in rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının da geri alınmasına karar verildi. Erzurum Kongresi adına ilan edilen beyanname, 10 Ağustosta Erzurum'da Türk Basımevinde çoğaltılarak, binlerce nüsha halinde tüm yurda gönderildi.Mustafa Kemal Paşa, Erzurum'da arkadaşlarına "İstanbul, bir Amerikan mandasıdır tutturmuş gidiyor. Bu olmayacaktır. Türkiye istiklal bütünlüğüne sahip olacaktır. Hayır paşalar, hayır, hayır beyefendiler... Manda yok, ya istiklal ya ölüm var" diyordu.Erzurum Kongresi'nin ardından, 4 Eylülde açılan Sivas Kongresi, 11 Eylülde son buldu. 10 maddelik Umumi Kongre Beyannamesi yayınlandı.Kahraman Türk halkıBu arada, Osmanlı Padişahı adına Damat Ferit ile İngiltere temsilcisi arasında, İngiliz mandasının kabul edildiğine dair gizli bir anlaşma imzalandı, Tarih 12 Eylül 1919.Düşman işgali sürerken, 30 Ekimde Urfa'ya giren Fransızlar hiç beklemedikleri tepkiler alıyordu. Tarih 31 Ekim 1919; Maraş'ta, Fransız askeri ünüforması giymiş bazı Ermeniler taşkınlık yaparak, işi kadınlara tecavüze kadar götürdüler. Tarihin "Sütçü İmam" diye yazacağı, Uzunoluk Camisi Müezzini Hacı İmam duruma dayanamadı ve silahına sarıldı. Böylece yöredeki direniş hareketi başladı.27 Aralık 1919'da Mustafa Kemal Paşa, Heyet-i Temsiliye üyeleriyle birlikte Ankara'ya geldi. 29 Aralıkta Mustafa Kemal hakkındaki askerlikten çıkarılma ve madalyalarının geri alınma kararı Meclis-i Vükela tarafından düzeltildi. Kendisinin istifa etmiş olduğu ve madalyalarının iadesi kararı alındı. Milli mücadele tüm hızıyla sürerken, takvim şöyle akıyordu:

6 Ocak 1920: Erzurum'da Mustafa Kemal'in Erzurum Mebusu seçildiğine dair mazbata düzenlendi.

12 Ocak 1920: İstanbul'da son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı açıldı.

16 Mart 1920: Saat 10.00'dan itibaren İstanbul'un askeri işgal altına alınacağına dair İtilaf Devletleri adına İngiltere, Fransa ve İtalya Yüksek Komiserleri'nin müştereken imzaladıkları nota Sadrazam Salih Paşa'ya tebliğ edildi. İstanbul, artık işgal altındaydı. Manastırlı Hamdi Efendi adındaki bir telgraf memuru, işgali Mustafa Kemal Paşa'ya iletti.

6 Nisan 1920: Ulusal mücadeleyi tüm dünyaya duyuran Anadolu Ajansı kuruldu.

21 Nisan 1920: Mustafa Kemal, vilayetlere Meclis'in 23 Nisan 1920 günü açılacağını bildirdi.

23 Nisan 1920: Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı.

24 Nisan 1920: Mustafa Kemal Paşa, Meclis Başkanlığı'na seçildi.

5 Mayıs 1920: TBMM İcra Vekilleri Heyeti, ilk toplantısını yaptı.

9 Mayıs 1920: TBMM adına Mustafa Kemal imzasıyla Anadolu Ajansı aracılığıyla İslam alemine şu beyanname iletildi: "Orduyu terhis etmek, köylülere Kuvay-ı Milliye'yi asi tanıtmak, milleti kendisine şeref veren, en asil ve civanmert evladına karşı şüphe ve tereddüte düşürmek, sulhü hazırlamak için İngiliz emri altında çalışan vatansızların ilk işi oldu".

11 Mayıs 1920: Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'da Divan-ı Harb tarafından idama mahkum edildi.

29-30 Mayıs 1920: TBMM Hükümeti ile Fransız hükümeti arasında imzalanan 20 günlük ateşkes anlaşması başladı.

10 Ağustos 1920: İstanbul Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında Sevr Anlaşması imzalandı.

2-3 Aralık 1920: Ermeniler ile Gümrü Anlaşması imzalandı.

Zafer geliyorMilli mücadele meyvelerini veriyordu. Ulusun topraklarını savunma mücadelesi, 10 Ocak 1920'de İnönü mevzilerinde Yunanlılarla şiddetli çarpışmaların ardından 1. İnönü Zaferi'nin kazanılmasıyla başarıya ulaşmaya başlamıştı.20 Ocak 1920'de ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edilirken, 5 Şubatta TBMM'nin gizli oturumunda Londra Konferansı'na Ankara Hükümeti adına heyet gönderilmesi ve heyetin Meclis üyelerinden oluşması kararlaştırıldı. 6 Şubatta Bekir Sami Bey başkanlığındaki heyet, Ankara'dan hareket etti. 21 Şubatta konferans başladı ve 12 Martta son buldu.TBMM hükümeti ile Rusya arasında 16 Martta Moskova Anlaşması imzalandı. Masa üzerindeki zaferleri, meydanlardaki zaferler izliyordu. 1 Nisanda 2. İnönü Zaferi kazanıldı. 5 Ağustos; Mustafa Kemal'i geniş yetkilerle ve 3 ay süreyle Başkumandanlık tevcih eden kanun TBMM'de kabul edilirken, 23 Ağustos 1920 günü Yunan ordusu taarruza geçti ve Sakarya Meydan Muharebesi başladı. 26 Ağustosta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın şu emri geldi:"Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz"...13 Eylülde Sakarya Meydan Muharebesi sona ermiş, düşmanın Sakarya Nehri'nin doğusunda imha edilmesiyle zafer kazanılmıştı. Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle 14 Eylülde genel seferberlik ilan edildi. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 19 Eylülde "Gazi" unvanı ve mareşal rütbesini aldı.Yeni yılın başlangıcında Mersin ve Adana düşman işgalinden kurtulmuştu. Dört bir bucak Türk topraklarının düşman çizmesi altındaki esareti birer birer sona eriyordu.Derken, 26 Ağustosta 05.30'da topçu ateşiyle Kocatepe'den Büyük Türk Taarruzu başladı. Türk süvarileri, 9 Eylülde İzmir'e girdi ve Kadifekale'ye Türk bayrağı çekildi.Yarın Cumhuriyet'i kuracağızilan edeceğiz Akşam Çankaya'da yemek esnasında Mustafa Kemal Paşa, hazır bulunanlara müjdeyi verdi: "Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz."Günlerden 28 Ekim 1923'tü. Bütün hazırlıklar bitmiş ve 29 Ekim günü gelmişti. Mustafa Kemal Paşa'nın Cumhuriyet kurulması teklifi, Halk Fırkası toplantısında kabul edildi. Halk Fırkası toplantısından sonra Büyük Millet Meclisi, saat 18.00'de toplandı ve Kanun-u Esasi Encümeni tarafından Cumhuriyet teklifi mazbatası hazırlandı. TBMM'de Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun bazı maddeleri değiştirildi. Türkiye Devleti'nin hükümet şeklinin Cumhuriyet olduğu "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri arasında kabul edildi.Büyük Millet Meclisi'nde gizli oyla Cumhurbaşkanı seçimi yapıldı. Ankara Mebusu Mustafa Kemal Paşa, oylamaya katılan 158 mebusun tümünün oyunu alarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, başbakanlığa Malatya Mebusu İsmet Paşa'yı atadı. İsmet Paşa Kabinesi kuruldu.Halk, sokaklarda ellerinde bayraklarla genç Cumhuriyet'i kutluyordu. Esaret sona ermiş, şimdi büyük mücadelenin ardından hiç de kolay kazanılmayan bağımsızlığı kutlamaya sıra gelmişti. Türk Milleti artık özgürdü...
Altılı Masa liderleri sesiz
Kritik görüşme için yorum yapılmadı
Erdoğan'la grüşme heyeti hakkında konuştu
'İsim tercihini ben yaptım'
'Bundan önceki süreçlerde bu tür adımlar atılmıyordu'
'CHP'yi ziyaret edeceğim'
İmamoğlu beklerken randevu Özel'e verildi
O randevu neden hala verilmedi?
Erdoğan-Özel görüşmesinden İmamoğlu rahatsız mı oldu?
'Özgür Özel bir adım öne çıktı'
İsrail Gazze'de tarım arazilerini önce yok ediyor
Sonra askeri üsse dönüştürüyor
İsrail Refah'a hava saldırısı düzenledi
Yine çocukları katletti
Bakan Şimşek enflasyon verilerini değerlendirdi
"Beklentiler doğrultusunda gerçekleşti"
Genç kadın bıçak zoruyla taksiye bindirip kaçırdı
'Döveceksin biliyorum, yalvarırım bırak'
Nisan ayı enflasyonu açıklandı
TÜİK yüzde 69.80, ENAG yüzde 124.35
Bakanlıktan antik yola beton yama hakkında açıklama
'İzinsiz uygulamalar kaldırılacak'
'Van Gogh ve Mozart'ın otizmli olduğu konuşuluyor'
Otizm ile ilgili doğru bilinen yanlışlar
AKP'li eski başkan, makam odasını eleştiren esnafla tartıştı
'Erdoğan hastasıyım' dese de kovuldu!
Kritik görüşmeyi gazeteler nasıl gördü?
'Özel' seçilmiş manşetler
Altılı Masa liderleri sesiz
Kritik görüşme için yorum yapılmadı
Erdoğan'la grüşme heyeti hakkında konuştu
'İsim tercihini ben yaptım'
'Bundan önceki süreçlerde bu tür adımlar atılmıyordu'
'CHP'yi ziyaret edeceğim'
İmamoğlu beklerken randevu Özel'e verildi
O randevu neden hala verilmedi?
Erdoğan-Özel görüşmesinden İmamoğlu rahatsız mı oldu?
'Özgür Özel bir adım öne çıktı'
İsrail Gazze'de tarım arazilerini önce yok ediyor
Sonra askeri üsse dönüştürüyor
İsrail Refah'a hava saldırısı düzenledi
Yine çocukları katletti
Bakan Şimşek enflasyon verilerini değerlendirdi
"Beklentiler doğrultusunda gerçekleşti"
Genç kadın bıçak zoruyla taksiye bindirip kaçırdı
'Döveceksin biliyorum, yalvarırım bırak'
Nisan ayı enflasyonu açıklandı
TÜİK yüzde 69.80, ENAG yüzde 124.35
Bakanlıktan antik yola beton yama hakkında açıklama
'İzinsiz uygulamalar kaldırılacak'
'Van Gogh ve Mozart'ın otizmli olduğu konuşuluyor'
Otizm ile ilgili doğru bilinen yanlışlar
AKP'li eski başkan, makam odasını eleştiren esnafla tartıştı
'Erdoğan hastasıyım' dese de kovuldu!
Kritik görüşmeyi gazeteler nasıl gördü?
'Özel' seçilmiş manşetler

İstanbul'da trafik yoğunluğu yüzde 80'e ulaştı

İstanbul'da haftanın son günü yağışın da etkisiyle trafik yoğunluğu yüzde 80'e ulaştı.
03.05.2024 17:33:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul'da trafik yoğunluğu yüzde 80'e ulaştı
İstanbul'da trafik yoğunluğu yüzde 80'e ulaştı
İstanbul'da, öğleden sonra yağış etkili oldu. Aralıklarla yağış etkisini sürdürürken, trafik akışını olumsuz etkiledi.

Büyükçekmece yönü E-5 kara yolunda trafik yoğunluğu görüldü.

Yoğunluğun görüldüğü noktalardan biri de Küçükçekmece E-5 olurken, trafik zaman zaman durma noktasına geldi.

Saat 17.00 itibariyle İBB verilerine göre trafik yoğunluğu yüzde 80 olarak ölçüldü.

Amerika'da ölü bulunan Adanalı fenomenin ailesinin avukatından şok açıklamalar

"Burada bir eziyet, bir işkence var. Açık konuşmak gerekirse bu konuda bizim bir şüphemiz yok. Yağmur'un Amerika'dayken vefat etmeden önce parasına, pasaportuna el konulmuş olduğu ve şüpheli şahıs tarafından Türkiye'ye dönmemesi için zorla tutulmuş olduğu anlaşılıyor"
03.05.2024 17:11:00
İhlas Haber Ajansı
Amerika'da ölü bulunan Adanalı fenomenin ailesinin avukatından şok açıklamalar
Amerika'da ölü bulunan Adanalı fenomenin ailesinin avukatından şok açıklamalar
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) hayatını kaybeden ve sevgilisi tarafından öldürüldüğü iddia edilen sosyal medya fenomeni Yağmur Taktaş'ın ailesinin avukatı Fethi Öksüz, "Yağmur'un kaşlarının ve saçlarının ön kısımlarının tıraşlanması gibi durumlar da söz konusu. Burada bir eziyet, bir işkence var. Açık konuşmak gerekirse bu konuda bizim bir şüphemiz yok. Yağmur'un Amerika'dayken vefat etmeden önce parasına, pasaportuna el konulmuş olduğu ve şüpheli şahıs tarafından Türkiye'ye dönmemesi için zorla tutulmuş olduğu anlaşılıyor" dedi.

Bir televizyon yarışmasıyla ünlenen Adanalı sosyal medya fenomeni Yağmur Taktaş (28), 3 Nisan'da ABD'de fenalaşması sonrası kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Taktaş'ın cansız bedeni, 20 Nisan'da hava yoluyla getirildiği Adana'daki Kabasakal Mezarlığı'nda toprağa verildi. Taktaş'ın ailesi, daha önce darbedilen ve dalağını kaybeden kızlarının ölümüne sebep olduğunu iddia ederek avukatları aracılığıyla Türk asıllı ABD vatandaşı ressam sevgilisi A.C.F.'den şikayetçi oldu.

Mezarı açılacak yeniden otopsi yapılacak

Ailenin şikayeti üzerine yeniden otopsi yapılması için gerekli işlemler de başlatıldı. Taktaş'ın mezarının Pazartesi günü açılıp yeniden otopsi yapılacağı öğrenildi.

"Her 2 ülkede de soruşturma sürüyor"

Taktaş ailesinin avukatı Fethi Öksüz, konuyla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu. Öksüz, "Yağmur'un hayatını kaybetmesinin ardından ailesi tarafından Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. Bu suç duyurusunun akabinde soruşturma açıldı ve soruşturma şu anda devam ediyor. Ayrıca Amerika'da da soruşturma devam etmekte. Her 2 ülkede de ayrı soruşturmalar sürse de Yağmur'un Türk vatandaşı olması nedeniyle buradaki soruşturma da ilerleyecek. Burada bir takım deliller toplanacak Pazartesi günü fethi kabir yapılacak, ardından da otopsi süreci ve işlemleri başlayacak" ifadelerini kullandı.

"Yağmur öldüğünde şüpheli şahıs yanında olabilir"

Yağmur Taktaş'ın ölümündeki sır perdesinin aralanması için gerekli çabayı gösterdiklerini aktaran Av. Öksüz, şunları söyledi:

"Oradaki otopsi raporunun tamamlanması 3-4 aylık bir süreç. Ayrıca kanında yabancı madde olup olmadığıyla alakalı, onun orada aç bırakılıp bırakılmadığı, eziyet edilip edilmediği gibi sonuçların raporda çıkmasını bekliyoruz. Otopsi sürecinin hızlı ilerlemesi gerekiyor. Türkiye'de yapılacak otopside de bu hususları elde etmeyi amaçlıyoruz. Somut delillere ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca duruşmayla ilgili ailenin iletmiş olduğu bilgi, belge ve yazışmalar var. Yağmur'un öldüğü zaman şüpheli şahsın yanında bulunduğuna ilişkin elimizde bir delil var. Bunu soruşturmaya bugün itibarıyla eklettik. Bununla alakalı adli makamlarımız da gerekli araştırmaları yapacaktır. Bununla beraber de otopsi raporunun çıkması akabinde soruşturma sürecinin hızlı bir şekilde ilerleyeceğine ilişkin bizim bir şüphemiz yok."

"Kamu davası açılıp yargılama sürmeli"

Yağmur Taktaş'ın ölümüne ilişkin azmettirme ihtimalleri olduğu iddiasıyla şüphelinin ailesinden de şikayetçi olduklarını kaydeden Öksüz, "Soruşturmaya onlar da en kısa sürede dahil edilecektir. Yeni bilgi, belge ve yazışmalarla beraber otopsi raporunun çıkmasının akabinde soruşturma süreci hızlı bir şekilde ilerleyecek. Şüphelerinin olmadığı ve savcılığın takdirine bağlı olmakla beraber kamu davası açılıp yargılama sürmeli" dedi.

"Yağmur Amerika'da vefat etmeden önce parasına, pasaportuna el konulmuş"

Yağmur Taktaş'a karşı şiddet, tehdit ve hakaret eylemleri gerçekleştirdiği iddiasıyla şüpheli hakkında soruşturmalar ve kovuşturmaların devam ettiğini bildiren Öksüz, "Yağmur'un zaten şikayeti akabinde gerekli adli prosedürler başlatılmış. Zaten baktığımız zaman Yağmur'un daha önceden bir organını kaybetmesine neden olacak kadar ciddi bir şiddet eylemi gerçekleştirilmiş. Yağmur'un bu şiddet eylemi neticesinde dalağını kaybetmiş ve boynundan aşağıya kadar uzun bir kesikle bir operasyon gerçekleştirilmiş. Bununla beraber sosyal medyadaki fotoğraflardan dosyaya sunulan bilgilerden, belgelerden göreceğiniz üzere Yağmur'un kaşlarının tıraşlanması, saçlarının ön kısımlarının tıraşlanması gibi durumlar da söz konusu. Burada bir eziyet, bir işkence durumu söz konusu. Açık konuşmak gerekirse bu konuda bizim bir şüphemiz yok. Bununla beraber elimizdeki bilgi ve belgelerden zaten Yağmur'un Amerika'dayken vefat etmeden önce parasına, pasaportuna el konulmuş olduğu ve şüpheli şahıs tarafından Türkiye'ye dönmemesi için zorla tutulmuş olduğu anlaşılıyor. Yağmur'un mesajlaşmalarında, belgelerinde bunu da anlayabiliyoruz. Zaten bu zorla tutulma akabinde, 'hürriyeti tahdit' neticesinde Yağmur hanım maalesef şu anda aramızda değil, maalesef kaybettik. Bununla alakalı zaten bilgi ve belgeleri de savcılığımıza sunduk" diye konuştu.

Öte yandan Av. Fethi Öksüz, sosyal medyada gerçek dışı bilgilerin paylaşıldığını belirterek, bunların devam etmesi halinde hukuki süreci başlatacaklarını söyledi.

Ajanlardan sonra İsrailli organ şebekesi deşifre oldu

Adana'da polisin sahte pasaport üzerine yaptığı incelemede Türkiye, İsrail ve Suriye üçgenindeki 'organ ticareti' şebekesi deşifre oldu
03.05.2024 10:11:00
İhlas Haber Ajansı
Ajanlardan sonra İsrailli organ şebekesi deşifre oldu
Ajanlardan sonra İsrailli organ şebekesi deşifre oldu
Adana'da polisin sahte pasaport üzerine yaptığı incelemede Türkiye, İsrail ve Suriye üçgenindeki 'organ ticareti' şebekesi deşifre oldu. Suriyeli şüphelilerin böbreklerini para karşılığı sattığı, nakil işleminin gerçekleşebilmesi için alıcı İsrailli E.A.M. (28) ve S.A.S.'nin (68) akrabası gibi gösterilerek sahte pasaport düzenlendiği tespit edildi.

İl Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekipleri, yaklaşık bir ay önce sağlık turizmi için İsrail'den ülkeye gelen 7 kişinin pasaportunda yaptığı incelemede, 2'sinin sahte olduğunu tespit etti.

Adana Havalimanı'ndan alınan güvenlik kameralarından detaylı görüntü ve fotoğraf incelemesi yapan ekipler, İsrailli gibi gösterilen 2 kişinin aslında Suriye uyruklu Z.M.Z. (21) ve A.S. (20) olduğunu tespit etti.

Soruşturma derinleştirildi

Bunun üzerine soruşturmayı derinleştiren polis, Suriye uyruklu şüphelilerin böbreklerini para karşılığı sattığını, nakil işleminin gerçekleşebilmesi için de alıcı İsrailli E.A.M. (28) ve S.A.S.'nin (68) akrabası gibi gösterilerek sahte pasaport düzenlendiğini tespit etti.

Organ ticareti deşifre oldu

Bu bilgiler doğrultusunda ekiplerin başlattığı teknik ve fiziki takibin ardından Türkiye, İsrail ve Suriye üçgenindeki 'organ ticareti' şebekesi deşifre oldu.

Organizatör turizm acentesi patronu çıktı

Ayrıca polisin yaptığı incelemede 7 şüphelinin yanı sıra Türkiye'deki organizatörlerin de turizm acentesi patronu M.A.U. (58), A.K. (31) ile E.D. (51) ve F.Ö. (49) isimli kadınlar olduğu belirlendi. Şebekenin İsrail ayağını ise M.A.S.'nin (32) yönettiği tespit edildi. Bu bilgiler üzerine harekete geçen polis, belirlenen çok sayıda adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Baskınlarda 11 şüpheli gözaltına alınırken, adreslerde yapılan aramalarda ise 65 bin dolar, 10 bin 400 TL, 994 İsrail Şekeli, çok sayıda sahte pasaport ile dijital materyal ele geçirildi. Şahısların, böbrekleri 1 milyon lira karşılığında aldıkları öne sürüldü.

Adana Adli Tıp Birimi'nde sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.

Ticaret Bakanlığı: İsrail'le ticaret tamamen durduruldu

Ticaret Bakanlığı, devlet düzeyinde alınan tedbirlerin ikinci aşamasına geçildiğini, İsrail'le ilgili ihracat ve ithalat işlemlerinin tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulduğunu duyurdu. Gazzetec, Metin Cihan ise olayın takipçisi olmayı sürdüreceğini söyledi.
03.05.2024 06:42:00
Haber Merkezi
Ticaret Bakanlığı: İsrail'le ticaret tamamen durduruldu
Ticaret Bakanlığı: İsrail'le ticaret tamamen durduruldu

Bakanlıktan, Türkiye'nin, İsrail ile ticaret konusunda aldığı kararlara ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

İsrail'in, Filistin'e yönelik uluslararası hukuk ve insan haklarına aykırı saldırıları neticesinde, bugüne kadar 15 bini çocuk, 35 binden fazla Filistinli sivilin hayatını kaybettiği, yaklaşık 78 bin Filistin vatandaşın yaralandığı anımsatılan açıklamada, Türkiye'nin 7 Ekim 2023'ten bu yana çatışmaların durdurulması, insani kayıp ve fiziki yıkımın engellenmesi, kalıcı ateşkesin sağlanması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için en üst düzeyde girişimlerde bulunduğu, diplomasinin tüm araçlarını kullandığı belirtildi.

Açıklamada, Türkiye'nin ilk günden bu yana Gazze halkının yardımına koştuğu, başta gıda, sağlık ve tıbbi yardım malzemeleri olmak üzere gemilerle ve uçaklarla on binlerce ton insani yardımı bölgeye ulaştırdığı, binlerce hastayı tahliye ederek bu zor günlerinde Filistinlilerin yanında olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

"İsrail'in sebep olduğu katliam, insani felaket ve fiziki yıkım devam etmiş, İsrail hükümeti uluslararası ateşkes çabalarını karşılıksız bırakmış ve insani yardımları engellemiştir. Türkiye, bunun üzerine 9 Nisan 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 54 ürün grubunun İsrail'e ihracatını kısıtlamıştır. Alınan bu kararda, İsrail Gazze'de derhal ateşkes ilan edene ve yeterli miktarda ve kesintisiz insani yardım akışına izin verinceye kadar kısıtlama tedbirlerinin yürürlükte kalacağı vurgulanmıştır. Buna rağmen, İsrail hükümetinin saldırgan tutumunu sürdürdüğü, Filistin'deki insani trajedinin kötüleştiği müşahede edilmektedir. Bu itibarla, devlet düzeyinde alınan tedbirlerin ikinci aşamasına geçilmiş, İsrail'le ilgili ihracat ve ithalat işlemleri tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulmuştur. İsrail hükümeti, Gazze'ye kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardım akışına izin verinceye kadar Türkiye söz konusu yeni tedbirleri kesin ve kararlı bir şekilde uygulayacaktır."

Öte yandan, işgal altında yaşamak zorunda kalan Filistinlilerin, bu kısıtlamalardan etkilenmemesi için Ticaret Bakanlığı ile Filistin Milli Ekonomi Bakanlığı arasında gerekli çalışmaların koordine edileceğine yer verilen açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Filistinlilerin haklı davasını desteklemeye devam edeceğinin altı çizildi. 

Metin Cihan: Hala yalan dolan varsa elbet öğreneceğiz

Türkiye ile İsrail arasındaki ticareti ısrarlı takibi ile ortaya çıkaran ve Ticaret Bakanlığı'nın daha önceki kısıtlama kararı almasını sağlayan Gazeteci Metin Cihan, yeni kararın ardından da bir paylaşım yaptı. 

Cihan, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

"1) 7 ay boyunca katliamı izlemekle yetinmedik, lojistik destek de sağladık.
2) İsrail ile ticaret konusunda 7 ay hepimize  yalan söylediler.
3) Hâlâ yalan dolan varsa elbet öğreneceğiz."

 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.