Üzüm üzüme baka baka kararır değil mi? Kahveye gidiyorsun. Üzerine sigara dumanı çöküyor. "Canım ben sigara içmedim ki." İçmene gerek yok, kahveye gittin ya... Gül dükkanına, ıtriyatçı deposuna gidiyorsun, üzerine güzel güzel kokular siniyor. Gül kokusu sürmene gerek yok ki, dükkana girdin ya. Hakk'ın muhabbetini taşıyan gül kokulu insanların yanında olmak, onları düşünmek, onlarla beraber olmak; işte bu rabıta. Onlarla birlikte devam etmek Hakk'a yürümektir.Kur'an-ı Kerim'in beyanına göre, Hz. Musa mukaddes vadide bir hitap duyuyor:"Muhakkak ki ben, evet ben, senin Rabbinim! Hemen pabuçlarını çıkar! Çünkü sen kutsal vadi Tuva'dasın!" (Ta-Ha, 20/12) Hz. Musa döner bakar ki, o hitap bir ağaçtan geliyor. Hz. Musa: "Allah bana hitap etti" diyor. "Bu ağaçtır. Ne işin var orada?" demiyor, o emri yerine getiriyor. Ağacı, Allah vesile kılıyor. Asıl kelam, Allah'ın kelamı. Ve nitekim o tecelli öyle bir tecelli ki; "Ya Rabbi! Bana cemalini göster" "Beni göremezsin." "Ya Rabbi! Ne olur cemalini göster." "Beni göremezsin." Üçüncü defa tekrarlıyor Hz. Musa. "Öyleyse dağa bak" buyuruyor Cenab-ı Hakk. Hz. Musa dağa bir bakar ki, "La ilahe illallah" zikri ile, dağ raksediyor. O haşyette, o muhteşem tecellide bayılıp kendinden geçiyor.Bu olayı da Kur'an haber veriyor:"Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca "Rabbim! Bana (kendini) göster; Seni göreyim!" dedi. (Rabbi): "Sen Beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de Beni göreceksin!" buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, Sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim" (A'raf, 7/143)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.