Türkler, Müslümanlığı ilk kez Dört Halife döneminde tanımaya ve İslamlaşmaya başlamışlardır. Araplar Çöl iklim şartlarının da etkisiyle askerlikten ve savaşmaktan hoşlanmayan bir ulustur. Hz Muhammed zamanında, İslamiyeti yaymak amacı ile yapılan seferler ilk zamanlarda katılmışlarsa da sonradan İslamiyetin yayılması için Araplarda bir gayretin olmadığı görülünce seferler memluk askerlerle (Köle askerler) gidilmiştir. Memluk asker sayısı Hz. Ömer zamanında daha çok artmıştır. Fakat Türklerden alınmış memluk asker daha halen mevcut değildir. Memluklar daha çok Habeşistan'dan getirilen zencilerden ve Mısır'ın fethinden sonra Afrika'dan getirtilen Berberi memluklardan kurulur. Emeviler döneminde Arapİslam kuvvetleri İran'ın fethinden sonra doğuya ve Horasan bölgesine yayıldıkça Türk boyları ile yapılan ilk temaslar neticesinde yağmalanan Türk boylarından toplanan çocuklar, diğer yandan Kafkasya'dan getirilen esir çocuklardan da memluk askerler yetiştirirler. Bunlar hem Habeşli zenci, hem de Berberi memluklardan daha kahraman askerler olarak kendilerini göstermişlerdir. Bunların en büyük örnekleri Afşin Elbistan yörelerini Bizans'tan alan Afşin Bey ve Malatya kayseri yöresinde kahramanlıklar gösteren Battal Gazidir Fakat bu Türk İslam ilişkileri bu dönemde sadece askeri yönden olmuştur. İç Asya'daki Türkler, İran ve Ön Asya'daki İslami gelişmelerden habersizdir. Bu nedenle bu dönemde İç Asya Türkleri ile Arap İslam dünyası arasında siyasi ve kültürel ilişkiler yoktur. İran'ın fethinden sonra İran'da görevli Arap yöneticiler Horasan yöresine yaptıkları akınlar sonucunda ilk ArapTürk ilişkileri kurulmaya başlar. Bilhassa Emeviler zamanında Türk Topraklarına fetih amacı ile akınlar yapılır. Yukarıda anlattığım gibi bu komutanların en başarılısı Kuteybe Bin Müslim dir. Akınlarda topladıkları Türk çocuklarını Gulamhane denilen okullarda askeri eğitim vererek asker yaparlar. Kafkasya ve Karadeniz'in kuzeyinde oturan Kıpçak, Kuman ve Kafkas Türklerinde kaçırılarak köle pazarlarında satılan çocuklarla Arap Ordusunun neredeyse tamamı Türklerden kurulu bir ordu olmuştur. Bilhassa İslamın esaslarına aykırı davranışlarda çok dikkatli olan Horasanlı Ebu Müslim adında bir memluk komutan Emevilerin zulme varan davranışları karşısında isyan bayrağını çekmeyi kafasına koyar. Fakat yöneticilerin hepsinin zevk içinde zulme başvurduklarını görünce 751 yılında Ehlibeytten olduğunu ve altıncı imam olarak tanınan İMAM CAFER SADIK'A başvurur. İmam Caferi Sadık; Hz. Ali den itibaren Ehlibeytten olanların, Sünniler tarafından nasıl eziyet edilerek yapılan baskı ve yağmadan sonra nasıl katledildiklerini anlatır. Horasani biz zulmü ortadan kaldırmak istiyoruz diyerek ısrarda bulununca da İmam Caferi Sadık şu cevabı verir: "BEN VE AİLEM VE EFRADIM KENDİMİZİ HALKA İKRAR VE HİZMET YOLUNU TERCİH ETTİK. SİZ BAŞKA UYGUN BİR İNSANI HALİFE OLARAK SEÇİNİZ İmam Cafer Sadık Hazretlerinin Halifelik makamını kabul etmemesi üzerine Ebu Müslim Horasani, Hz. Muhammed'in Amcası Hz. Abbas soyundan gelenlerle işbirliği yapar. O dönemde İslam İmparatorluğu ordularında, Farsça GULAM, Arapça MEMLUK diye ifade edilen askerin ve komutanların büyük bir çoğunluğu Türklerden meydana geldiği için askeri otorite onların elindedir. Abbas Oğulları da Sünni görüşü benimsedikleri için Ehlibeyt'e düşman idiler. Fakat askerin baskısı nedeni ile açıktan açığa bir harekette bulunamamışlardır. Fakat buna rağmen 751'den sonra Abbasi Hanedanı dönemi, Emeviler dönemine rağmen daha farklıdır. Çünkü askeri otorite Ebu Müslim Horasani sayesinde siyasete egemen olmuş, Ehlibeyt taraftarlarına karşı eski siyasi ve zulme varan baskıların kalktığını görüyoruz. Bir de Ebu Müslim Horasani döneminde 35 yaşından sonra emekliye ayrılan askeri elemanlar yeni fethedilmiş bir bölgelerdeki komutan, Emir ve yöneticilere verilmiş bir toprakta ırgat olarak çalıştıramamışlardır. Bir kısmı almış oldukları dini eğitim ve kültürle Dervişlik yaparak bağlı oldukları mezhep ve tarikatın yayılması için seyahatlere çıkmışlardır. Bu dervişler bilhassa 766'dan sonra Karahanlılar, Türkişleri yenerek egemenlikleri altına almalarından sonra bu bölgeler giden dervişler Türk obalarına Müslümanlığı yaymışlardır.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011