Gusül abdestini biliyor muyuz?

Bir Müslüman'ın en çok dikkat etmesi gereken konulardan birisi de gusül abdestidir. 
Çünkü Cenab-ı Hak Nisa Suresi 43. ayette ve Maide Suresi 6. ayette guslü her Müslüman'a farz kılmıştır.
Bir Müslüman, guslü gerektiren bir halle karşılaşır ve de gusül abdesti almazsa, Kur'an'a el süremez, namaz kılamaz, Kabe'yi tavaf edemez.
Bunun dışında Hz. Peygamberin (s.a.v.) birçok hadisinde ifade ettiği gibi, bu şekilde cünüp olarak dolaşan kişi, Allah'ın rahmetinden uzaktır, yaptığı bütün işler bereketsizdir, melekler tarafından korunmaz, onun bulunduğu eve, mekana melek girmez.
Bu sebeple Hz. Peygamber (s.a.v.) efendimiz, "Her bir kılın dibinde cünüblük vardır. Saçları yıkayın, deriyi paklayın" (Ebu Davud, Taharet 98, 248; Tirmizi, Taharet 78, 106) buyurmaktadır.
İmam Ali (a.s.) ise şöyle anlatmaktadır: "Resulullah (s.a.v.)) buyurdular ki: "Kim, yıkamadan tek bir saç kılının dibini kuru bırakırsa, ateşte nice nice azablara düçar olacaktır." (Ebu Davud, Taharet 98, 249)
Gusül konusu bu kadar önemliyken, hem maddi hem de manevi olarak bir Müslüman'ın ve onun bulunduğu toplumu bu kadar etkiliyorken, maalesef Türk milleti olarak bu konuya son derece duyarsızız. 
Gençler gusül konusunda hiçbir bilgiye sahip değilken, onlara öğretmesi gereken anne ve babalar da konuya vakıf değiller, üstelik bu konuda çok duyarsızlar.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, sık sık gusül konusunu hatırlatarak, öğretmenlik yıllarında 17 öğrenciye guslü bilip bilmediğini sorduğunda hiçbirisinin cevap veremediğini anlatmaktadır.
Daha sonra ailelelerine ziyaret ettiğinde onların da bilmediğini fark eder ve başta gusül olmak üzere temel dini bilgileri gençlere ve ailelerine öğretme seferberliği başlatır.
Bugün maalesef Sayın Baş'ın şahit olduğu ve bizlerle paylaştığı günlerden çok daha kötü bir durumdayız. Dün en azından insanlar yapmazdı ama bunun pişmanlığını yaşardı, bugün hem yapmıyor hem de yanlışını doğru kabul ediyor, helale haram, harama da helal diyor, haram lokmadan asla sakınmıyor.
Bu gerçekleri çok iyi bilen ve ifade eden Prof. Dr. Baş, gençlerle buluştuğu her ortamda, başta gusül olmak üzere temel dini bilgilerin öğrenilmesi ve öğretilmesi gerektiğini ısrarla vurguluyor. 
Peki, gusül abdestinin farzları nedir, nasıl alınır, nelere dikkat etmemiz gerekir? Ömer Nasuhi Bilmen'in Büyük İslam İlmihali'nden de istifade ederek sizlere aktarmaya çalışalım.
Gusül abdestinin üç farzı vardır; ağızı ve burunu bol su ile yıkamak ve vücudun tamamını toplu iğne ucu yer kalmayacak şekilde yıkamak.
Gusül abdestine başlamadan önce vücüdun kirli yerlerinin temizlenmesi gerekmektedir.
Ağıza ve buruna bolca su alınması önemlidir. Bu işe abdestte yapılan ağız ve buruna su vermelerden daha çok özen gösterilmelidir.
Suyun geçmesini engelleyecek şekilde dişlerin arasında sert yemek parçası bulunmamalıdır. Bunun için de abdestten önce dişlerin fırçalanmasında fayda var. Zaten bu guslün sünnetlerindendir.
Vücudun hiçbir yerinde suyun geçmesini engelleyecek balık pulu veya çiğneyip kurumuş ekmek parası gibi bir şey bulumamalıdır. Çünkü bunların altlarına su geçmeyince gusül sahih olmaz.
Vücut yıkanırken iğne ucu kadar bir yerin kuru kalmamasına dikkat edilmeli, kulaklar ve göbek oyuğu özellikle yıkanmalıdır. Su saçların, sakalların, kaşların ve bıyıkların aralarına ve altlarındaki deriye kadar geçmelidir. Bunlar sık olsa bile, suyun ulaşması sağlanmalıdır. Bunların araları ve dipleri kuru kalırsa, gusül tamamlanmış olmaz.
Erkeklerin saç uzatma zorunluluğu olmadığı için hem saç dipleri hem de saçları yıkanmalıdır.
Küpe deliklerinin içi de yıkanmalıdır. Öyle ki, bu deliklerin ıslanmış olduğuna kanaat getirmelidir. Böyle bir kanaat yoksa onları el ile ovarak ıslamalıdır.
Tırnaklar arasında kalan kurumuş çamurların ve göz çapakları gibi şeylerin altları da yıkanmalıdır, bunu yapmak gereklidir.
Birbirine bitişik olup da aralarında su geçirmeyecek bir halde bulunan parmakları yıkarken su ile araları ovulmalıdır.
Ayrıca, gusle başlamadan önce niyet etmek, besmele çekmek, önce elleri, sonra oyluk yerlerini yıkamak, gusülden önce normal abdest almak, ayakları sonraya bırakmak, başa üç kere, sağ omuza üç kere, sol omuza üç kere su dökmek, bedeni iyice oğuşturmak, fazla su harcamamak, çok kısıntı da yapmamak, gusül alırken konuşmamak sünnettir.
Gusül deyip geçmeyelim, maddi hayatımızın da manevi hayatımızın da bereketidir.
Gusülsüz bir hayat hem dünyada ziyanda olmak, hem de ahirette rahmetten yoksun olmak demektir.