İslam binasının itikattan sonra en önemli unsuru güzel ahlaktır. Tevhid, inanç esaslarını; ahlâk da bu esasların iç ve dış tabiata yansıyan özünü ifade eder.
Nübüvvet ve risaletin gayesi, tevhid istikametindeki güzel ahlakı ikame etmektir. Resulullah Efendimiz, "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" buyurmak suretiyle elçilik vazifesindeki ana hedeflerden birini vurgulamaktadır. Cenab-ı Hak bir ayeti kerimede, "Biz seni, alemlere rahmet olarak gönderdik" (Enbiya: 107) buyurarak tevhidin iç ve dış tabiatta sunduğu ahlâk ve hayatın rahmet olduğunu ilan etmektedir. Nitekim güzel ahlâk, bütün faziletlerin, hayırlı işlerin kaynağıdır.İslâm'da ahlâk, tevhid itikadından sonra ikinci derecede önemli unsurdur. Zira, güzel ahlâkın elde edilmesi iki önemli fayda temin eder:Güzel ahlâk, imanın kemalini dolayısıyla nefislerde ve âlemde tevhidin kalıcılığını temin eder. Elbette ki, imanın kemalini korumak, imanı kazanmak kadar önemlidir. Güzel ahlâk aynı zamanda yüksek faziletlere ulaşmanın da vasıtasıdır.Güzel ahlâk, aslında emniyetle ve selametle Allah'a gidişi, manevi seyr ü seferi, kısaca Hak yolculuğunu ifade eder.Nübüvvettin aksiyonu, tebliğ gayesi, güzel ahlâkı yerleştirmektir diyebiliriz. Nitekim Peygamber Efendimiz "Güzel ahlâkı tamamlamak" üzere gönderilmiştir. Diğer yandan Cenab-ı Hak, Peygamberimiz (sav) için, "Sen en büyük ahlak üzerindesin" (Kalem: 4) buyurmuştur.Hiç şüpesiz ki, güzel ahlak, nefsin terbiye ve tezkiyesiyle elde edlir. Huzur ve saadetin kaynağı da budur.Bu meyanda, ayet-i kerimede "Kendini arıtan saadete ermiştir. Onu fenalıklara gömen kimse de ziyana uğramıştır" (Şems: 9-10) buyrulmaktadır.Güzel ahlâkın yansıması ise: iyilerle olmak, cahillerden uzaklaşmak ve insanlara iyi davranmaktır. Cenab-ı Hak: "Afva sarıl, marufu emret ve cahillerden yüz çevir"(Araf: 199) buyururken sevgili Pegamberimiz (sav) de güzel ahlâkın çeşitli boyutlarına işaret etmişlerdir."O (ahlâk), gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve zumedeni bağışlamandır"Yine Resulullah Efendimiz şöyle buyurmuştur:"Ben ancak ahlaki faziletleri tamamlamak için gönderildim""Kıyamet günü mizana konan iyliklerin en ağırı güzel ahlâktır""Allah'ım senden sıhhat, afiyet ve güzel ahlâk isterim"Güzel ahlâk, faziletli, erdemli, örnek insanın fıtri ve tabii halidir. Bu insan ise, insanlığın ihyası ve âlemin imarı için temel unsurdur.Nitekim Asr-ı Saadet'te, fert ve toplumun eğitiminde en önde gelen mesele güzel ahlâktır. İslâm, "Ahlâkın güzelliği kişinin saadetindedir" prensibini getirmiştir.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Nübüvvet ve risaletin gayesi, tevhid istikametindeki güzel ahlakı ikame etmektir. Resulullah Efendimiz, "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" buyurmak suretiyle elçilik vazifesindeki ana hedeflerden birini vurgulamaktadır. Cenab-ı Hak bir ayeti kerimede, "Biz seni, alemlere rahmet olarak gönderdik" (Enbiya: 107) buyurarak tevhidin iç ve dış tabiatta sunduğu ahlâk ve hayatın rahmet olduğunu ilan etmektedir. Nitekim güzel ahlâk, bütün faziletlerin, hayırlı işlerin kaynağıdır.İslâm'da ahlâk, tevhid itikadından sonra ikinci derecede önemli unsurdur. Zira, güzel ahlâkın elde edilmesi iki önemli fayda temin eder:Güzel ahlâk, imanın kemalini dolayısıyla nefislerde ve âlemde tevhidin kalıcılığını temin eder. Elbette ki, imanın kemalini korumak, imanı kazanmak kadar önemlidir. Güzel ahlâk aynı zamanda yüksek faziletlere ulaşmanın da vasıtasıdır.Güzel ahlâk, aslında emniyetle ve selametle Allah'a gidişi, manevi seyr ü seferi, kısaca Hak yolculuğunu ifade eder.Nübüvvettin aksiyonu, tebliğ gayesi, güzel ahlâkı yerleştirmektir diyebiliriz. Nitekim Peygamber Efendimiz "Güzel ahlâkı tamamlamak" üzere gönderilmiştir. Diğer yandan Cenab-ı Hak, Peygamberimiz (sav) için, "Sen en büyük ahlak üzerindesin" (Kalem: 4) buyurmuştur.Hiç şüpesiz ki, güzel ahlak, nefsin terbiye ve tezkiyesiyle elde edlir. Huzur ve saadetin kaynağı da budur.Bu meyanda, ayet-i kerimede "Kendini arıtan saadete ermiştir. Onu fenalıklara gömen kimse de ziyana uğramıştır" (Şems: 9-10) buyrulmaktadır.Güzel ahlâkın yansıması ise: iyilerle olmak, cahillerden uzaklaşmak ve insanlara iyi davranmaktır. Cenab-ı Hak: "Afva sarıl, marufu emret ve cahillerden yüz çevir"(Araf: 199) buyururken sevgili Pegamberimiz (sav) de güzel ahlâkın çeşitli boyutlarına işaret etmişlerdir."O (ahlâk), gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve zumedeni bağışlamandır"Yine Resulullah Efendimiz şöyle buyurmuştur:"Ben ancak ahlaki faziletleri tamamlamak için gönderildim""Kıyamet günü mizana konan iyliklerin en ağırı güzel ahlâktır""Allah'ım senden sıhhat, afiyet ve güzel ahlâk isterim"Güzel ahlâk, faziletli, erdemli, örnek insanın fıtri ve tabii halidir. Bu insan ise, insanlığın ihyası ve âlemin imarı için temel unsurdur.Nitekim Asr-ı Saadet'te, fert ve toplumun eğitiminde en önde gelen mesele güzel ahlâktır. İslâm, "Ahlâkın güzelliği kişinin saadetindedir" prensibini getirmiştir.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.