CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e Taksim'deki AKM önünde yapılan yumruklu saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
Saldırıyı yapan kim olursa olsun, saldırdığı kişi Türkiye'de bir partinin hatta ana muhalefet partisinin lideri olduğu için, bu saldırı, millet iradesine yapılmıştır, demokrasiye yapılmıştır, Türkiye Cumhuriyeti devletine yapılmıştır.
Bu şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.
66 yaşındaki saldırganın 9 Mayıs 2004 tarihinde 15 yaşındaki kızını ve 17 yaşındaki oğlunu öldürdüğü, 11 yaşındaki küçük kızını da yaraladığı için müebbet hapse çarptırıldığı, 16 yıl cezaevinde yattıktan sonra da 2020 yılında "şartlı tahliye" ile cezaevinden çıktığı açıklandı.
Saldırgan bir süre de Adana'da psikolojik tedavi görmüş.
Evlatlarını öldürecek kadar suç potansiyeline sahip olan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan bir katil, nasıl tahliye edilir, bu önemli bir konu.
Eğer bu derece suçlular için "müebbet hapis" 16 yıl ya da daha fazla süre sonra salıverilme anlamı taşıyorsa, müebbet hapis cezası vermenin ne anlamı var, cezaların caydırıcılığından ne kadar bahsedebiliriz?
Üstelik bu suçlu, şartlı tahliye ile salınmış, yani takip edilmesi, kontrol edilmesi gerekiyor. Böyle bir cinayet işleme potansiyeline sahip bir katilin toplum içinde elini kolunu sallayarak dolaşabilmesi, üstelik genel başkanların da katıldığı bir toplantının yanına kadar sokulabilmesi ne kadar doğrudur?
Suçlunun yayımlanan görüntülerine ve fotoğraflarına baktığınızda, hemen durdurulması ve kimlik sorulması gereken bir simaya sahip olmasına rağmen, o kadar güvenlik personelinin içinde rahatlıkla CHP liderine yaklaşıp yumruk atabilmesi nasıl mümkün olabilir?
Bu soruları çoğaltabiliriz. Gerçekten çok şaibeli bir eyleme şahit olduk.
Saldırgan, saldırıyla ilgili olarak ifadesinde, "Spontane olarak sağ elim kalktı ve ona vurdum" demiş. Halbuki görüntülerde, Özgür Özel AKM'ye girerken de Özel'in civarında görülüyor ve hatta Özel'e dik dik bakıyor. Bazı görüntülerde ise saldırı öncesi ısınma hareketleri ile saldırıya ön hazırlık yaptığı da gözlemleniyor. Yani hiç de spontane bir saldırı değil.
Saldırgan Hatay İskenderunlu, cezaevinden çıktıktan sonra marangozluk, boyacılık falan yapmış ve son dönemlerde de bulaşıkçılık yapıyormuş. Hatta ifadesinde sezon açılması nedeniyle bu olay meydana gelmeseydi, yakın zamanda Alanya'ya çalışmak için gideceğini söylediği belirtildi. O halde İstanbul'da ne işi vardı?
Beyoğlu'nda bir apart otelde kaldığı ve saldırı sabahı kahvaltısını yaparak AKM'nin önüne geldiği ifade ediliyor.
Saldırganın, CHP liderine yaptığı saldırıyla ilgili olarak, "Ben daha önceden yemek kartı için Cumhuriyet Halk Partisi'ne başvurdum ancak partili olmadığım için bana yemek vermediler. Bundan dolayı da uzun zamandır sinirliydim. CHP'nin sokağa gençleri çağırmasıyla ilgili daha önceden biriktirdiğim sinirimi içimde muhafaza ediyordum. Taksim'de kaldığım apart otelden çıktım, program olduğunu duydum. Oraya gittiğimde aslında bir saldırı niyetim yoktu ancak gördüğüm anda da sinirlerime hakim olamadım" şeklinde ifade verdiği öğrenildi.
Şimdi bu bilgileri birleştirdiğimizde; bulaşıkçılık yapan bir adam nasıl günlüğü 2000 lira civarında olan bir apart otelde kalabilir.
Yemek kartı alamadığı için sinirlendiğini söylüyor, saldırı gerekçesi olarak da bunu ileri sürüyor ama CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "Yardım almadım ve bunu gerçekleştirdim diyor ama doğruyu söylemiyor. Biz bu ifadeyi duyunca Beyoğlu Belediye Başkanı'na sorduk nedir durum diye. Belediye 8 aydır bu caniye yardım ediyor" ifadelerini kullandı.
Bütün bu çelişkili açıklamalardan anlaşılıyor ki, bu eylem münferit bir eylem değil. Bence bu aşamadan sonra, bu saldırganı kimlerin azmettirdiğine bakılması lazım. Bunlar, benim olayı irdelediğimde vardığım kanaat. Doğru ya da yanlış olabilir, adil ve tarafsız bir soruşturmayla gerçekler ortaya çıkacaktır.
CHP liderine saldırı, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın da gündemindeydi. Hafta sonu Şanlıurfa'daki parti kongresinde özetle şu tespitlerde bulundu:
"Bu saldırı sadece Sayın Özgür Özel'e değil, Cumhuriyet Halk Partisi'ne değil, Türkiye'de siyasete yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı demokrasiye, hukuka yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı Türkiye'de muhalefet etmeye yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı Türkiye'nin yarınlarına yapılmış, Türkiye'nin farklı renklerine, düşüncelerine yapılmış bir saldırıdır. Dolayısıyla bu saldırıyı biz sadece Sayın Özgür Özel'e yapılmış bir saldırı olarak değil, bizatihi Bağımsız Türkiye Partisi'ne yapılmış, her birimize yapılmış bir saldırı olarak görüyoruz ve faillerinin bir an evvel en ağır şekilde cezalandırılmasını buradan talep ediyoruz. Sayın Özel'e de tekrar çok geçmiş olsun diyoruz."
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025