Güzel ahlak için onu yaşayan örnek şart

İnsanlar yaratılış itibariyle öğrenmeye ve kendini geliştirmeye, her zaman daha mükemmele ulaşmaya meyillidirler. Bu sebeple toplumsal yaşantımızda, fert, aile, cemiyet her konuda örneklere ihtiyacımız vardır. 

Kendiyle barışık fertlerin oluşturduğu toplumlar maddi-manevi, ahlaki ve kültürel olarak en uygar ve medeni örnekleri tarih boyunca ortaya koymuşlardır. Bu sebeple yaratılış gayemiz doğrultusunda kurtuluşa ermiş, huzurlu bir fert için, örnek şahsiyet olan bir insanla karşılaşmak çok önemlidir. Bu manada Peygamberler Allah tarafından insanlara her türlü doğruyu, güzeli bizzat göstermişlerdir. Her türlü yanlıştan ve kötülükten sakınarak sakındırmışlardır. Bunun için, mutlak uyulması gereken kamil örneklerdir.

Cenab-ı Allah yaşayan Kur'an olan Peygamberimizin en güzel ahlak üzere yarattığını, O'nda bizim için en güzel örnekler olduğunu, O'na uyumakla kurtuluşa ereceğimizi, O'na itaatin Allah'a itaat olduğunu, O'nu Âlemlerin Rabbi olarak Âlemlere rahmet olarak gönderdiğini bize bildirmiştir.

Dolayısıyla Peygamberimizin mükemmeliyeti Allah tarafından seçilip nübüvvet nuruna sahip olmasındandır. Her türlü vazifelerini yerine getiren bir fert olarak, aile reisi olarak, bir dost olarak, arkadaş olarak, örnek bir tacir olarak ve daha her yönüyle hep mükemmeldir. Ama Bütün bunların ardındaki temel gerçek Nübüvvet nurunun sahibi olmasıdır.

Çünkü Resûlullah "Beni rabbim terbiye etti. En güzel terbiye ile terbiye etti. Bu terbiyenin yansıması olarak da ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim." buyurmuştur. Kendisine "Ya Resûlullah din nedir?" diye sorulduğunda "Güzel ahlaktır" tekrar sorulduğunda yine, "güzel ahlaktır" cevabını vermiştir. 

"Hangi ibadet daha faziletlidir?" diye sorulduğunda "Güzel ahlaktır" buyurmuştur.  Efendimiz (s.a.v), "Sahip olduğunuz malları bütün insanlara veremezsiniz. Onlara güler yüzle ve içtenlikle davranın" diye buyurmuştur. Yine Efendimiz "Allah'ın gönderdiği bütün Nebiler, iyi kötü bütün insanlara karşı doğru sözlü ve emanete riayet eden kimselerdir" ve "Size affetmeyi tavsiye ediyorum. Zira affetmek; ancak kulun izzetini arttırır. Birbirinizi affedin ki, Allah da sizi izzetli kılsın" buyurdu. 

Doğruluk, haya, güzel ahlak, şükretmek, bu hasletler kötülükleri iyiliğe dönüştürür. Bundan dolayı yaşayan Kur'an Peygamberimiz, kendinden sonra da örnek, uyulması gereken yolu bize göstermiştir. Elbette ki, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin bıraktığı yol bu rahmetin devamı olmalıdır. Bu da Ehl-i Beyt-i Resûlullah'tır. 

Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve onun soyundan gelen Peygamberimizin pak, tertemiz kılınmış neslidir. Hz. Muhammed'in bize

Nuh'un gemisi misali kurtuluş gemisi budur, dediği Ehl-i Beyt'in yolu İslam'da mutlak gidilmesi gereken tek yoldur.

Bu kutlu yolun temsilcisi; bu asırda dava edip, mücadelesi ve eserleriyle bizlere tanıtan, Güzel ahlakı günümüzde her yönüyle yaşayan ve onu bizim için yaşayarak tamamlayan insan Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdır. Hayatında kamil İnsan olarak Peygamber ahlakının her türlü örneğini her zaman gördük.

Ne mutlu bizlere ki, bizimle aynı asırda, aynı zamanda ve mekanda Allah Resulü'nün ahlakını yaşayarak örnek olan, onun mücadelesini, inancını ve Resûlullah'ın bizlere bıraktığı dini, yolu ve mirasını dava edinip yaşayan bir büyük kutlu insanla, Prof. Dr. Haydar Baş hocamızla birlikte olduk.

Evet bu çok çok önemli, şerefli bir kazanç. Çünkü dinimizi, örfümüzü, gelenek ve göreneklerimizi hep savunduğumuzu söylediğimiz halde, bunları nasıl hayatımıza tatbik edeceğiz, nasıl fikir dünyamıza yerleştireceğiz! Bize kalsa çoğu zaman doğruyu yanlışı karıştırırız. Ama her an Allah benden razı olsun diye yaşayan, Allah'ın razı olduğu kul önümüzde, yanımızda olduğu için şaşırmayız, yanılmayız, o bizi doğru yola düzeltir. 

Örnek bir şahsiyet mutlaka lazım. İşte Allah'ın bize milletimize ve her yönüyle bunalım ve buhranda olan tüm dünyaya gönderdiği bir lütuf, bir yol gösterici insandır Prof. Dr. Haydar Baş hocamız.