Güzel ahlak ve tebliğ ilişkisi

İyilik konusunda örnek tavır ortaya koyabilmek için iyilik yolunda bulunmalıyız. Öncelikle iyi söz söylemeyi, iyi davranışta bulunmayı, kendimize yol edinmeliyiz.

Tebliğ, güzellik ve doğruluğu ilahi mesajları ikinci şahıslara aktarmaksa eğer öyleyse tebliğ edecek kişinin tebliğ edeceği şeyi kendi nefsinde yaşaması gerekmektedir. Bu konuda yüce Allah'ın biz kullarını uyarısı vardır: 

"Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır. (Saf / 2-3)

Yüce Allah, bu ayetin hükmüne göre kendi nefsimizde yaşamadığımız ya da yapmadığımız şeyleri başkasına söyleme hakkını kimseye vermiyor. "Önce yap sonra konuş" diyor.

Şimdi de tebliğde güzel ahlakın önemine değinelim müsaadenizle: 

Allah'ın ve Resulünün tavsiyeleri ışığında davranışlarımızdaki güzelliklere "güzel ahlak" denilmektedir. Güzel ahlak hakkında en güzel örneğimiz de Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.a.) Efendimizdir.

Kur'an-ı Kerim'de Onun ahlakına atıfta bulunulmuş ve övgü ile bahsedilmiştir: "Ve muhakkak ki sen pek büyük bir ahlak üzerindesin." (Kalem / 4)

Hz. Muhammed (s.a.a.) bir hadis-i şeriflerinde güzel ahlak konusunda kendisinin örnek alınmasını işaret etmiştir.

"Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim." (İbn Hanbel, Müsned, II, 381)

Güzel ahlak hakkında Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.a.) bir başka hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:

Nevvâs İbn-i Sem'ân Resûlullah'a iyilik ve kötülüğün ne olduğunu sordum. Buyurdu ki:

"İyilik güzel ahlâktan ibarettir. Günah ise kalbini tırmalayıp durduğu halde insanların bilmesini istemediğin şeydir." (Müslim, Birr 14)

Yaratılmışlar içerisinde en hayırlı kimsenin ahlakı güzel olanlar olduğu hakkında da şu hadis meşhurdur: "Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır." (Buhârî, Menâkıb 23)

Hakkında bu kadar ilahi müjdeler verilen güzel ahlaklı davranış hem kendimizin hem de toplumun huzur içerisinde yaşamasının sigortası hükmündedir. Güzel ahlak aynı zamanda lisanı hâl ile iyiliğin anlatılmasıdır, yaşanmasıdır. 

Bu kadar caminin bu kadar din görevlisinin bu kadar kanaat önderinin bulunduğu yerde insanlar gittikçe daha sapık ideolojilere kapılıyor daha rahat günah işliyorsa yapılan tebliğler nereye gidiyor? Neden söylenen sözler tesir etmiyor? 

Yukarıdaki bilgiler bize sorunun cevabını veriyor galiba. Güzel ahlaktan yoksun sözü ile özü bir olmayan kişiler güzel ahlak sahibi olmadan tebliğe kalkarsa sonuç böyle oluyormuş meğer. 

Her önüne gelen birilerine bilgi aktaracağına işin avukatlığına soyunacağına güzel ahlaklı kâmil bir kul olmayı hedefine alsa iş kökünden çözülmüş olacaktır. 

Haydi dostlar, iş başa düştü güzel ahlak adına iyilik yapmaya kendinizden başlayın. Bereketi ve tesiri gelecektir inşallah.