Kur'an'da A'râf sûresinin 172. âyetinde bahsedildiği gibi Allah, yarattığı tüm ruhları bir yerde toplamış ve "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye seslenmişti. O sohbet meclisinde yüce Allah'ı görür görmez tüm ruhlar, O'nun güzelliğine, sesine kokusuna aşık olmuşlar ve "Evet Sen bizim Rabbimizsin" demişlerdi.
Bezm-i Elest dediğimiz o sohbet meclisinde ruhlarımız o kadar etkilendi ki, dünyaya geldiği zaman herkes o güzelliği arıyor, o güzelliğin peşinde.
Gördüğümüz güzel bir yüz, güzel bir insan, güzel bir hayvan, güzel bir çiçek, güzel bir manzara, güzel bir çocuk, güzel bir resim, güzel bir söz, güzel bir ses, güzel bir davranış, güzel bir sanat eseri vs bize güzel gelen her şey aslında o ruhlar âlemini ve o âlemde karşılaştığımız ve âşık olduğumuz Allah'ı hatırlatır.
Bu yüzdendir ki güzeli görür görmez donakalır hareket edemez oluruz ve kendimizi o güzelliği seyretmekten alıkoyamayız, adeta taa ötelere ruhumuzun yaratıldığı günlere gideriz.
Herhangi bir şeyi güzel görmekteki kıstasımız da ruhlar âlemindeki gördüğümüz güzelliklere ne kadar benzeyişi, ne kadar hatırlatışıyla ilgilidir.
O mekanı ne kadar hatırlatıyorsa bir şey, bize o kadar güzel gelmektedir.
Hicr süresi 29'da Allah kendi ruhundan insana üflediğini bildirmiştir. Yani her insan Allah'tan bir parça taşımaktadır. Güzelliğiyle bizi büyüleyen birini gördüğümüzde; bize olan şey aslında güzelin aynı zamanda taşıdığı bu ruhla beraber bize Allah'ı hatırlatmasıdır.
Kısaca, kainatta canlı cansız ne varsa Allahın bir tecellisidir ve az ya da çok onun güzelliğini, güzel isimlerini yansıtmaktadır.
"Yarabbi! ne güzel yaratmışsın böyle, yaratılan böyle güzelse yaratan ne kadar güzeldir, ne kadar yücedir" anlayışıyla güzeli ve güzelliği görebildiğimizde, bu bakışla güzele bakabildiğimizde, her güzel şeyde Allah'ı hatırladığımızda, güzele bakmak ibadet, dolayısıyla sevap olur. (Burada bakılması haram olan güzellikler konumuz dışındadır elbette)
Peygamber efendimiz buyurmuştur ki; "Allah güzeldir, güzelliği sever." (Müslim, Sahih, İman 1/93). İçinde Allah'tan bir parça taşıyan insan da güzele ve güzelliğe meyilli yaratılmıştır. Beynimiz çekici olan şeylere anında karşılık verir, görme merkezinde müthiş bir sinirsel etkinliğe yol açarlar.
Yapılan çalışmalarda beynin görüntü ile zevki birleştirerek güzelliğe otomatik olarak tepki verdiğini gösteriyor. Öyle ki bu güzellik dedektörleri, o an ne düşünüyor olursak olalım, güzelliği her gördüğümüz anda ötüyor, insanın mutlu ve huzurlu olduğu zamanlardaki serotonin dopamin gibi meşhur hormonları salgılanıyor. Aynı zamanda beynimiz refleks olarak güzellik ve iyiliği ilişkilendiriyor, yani güzel olan her şey aynı zamanda iyiliği çağrıştırıyor ve insana mutluluk ve huzur veriyor.
Güzeli görmek dikkatimizi kendi sorunlarımızdan alır. Güzellik nefesimizi keser, aklımızı başımızdan alır. İçimizi coşkuyla, canlılıkla, haşyetle doldurur. Bir de kendi elindekini hep en güzel görmek insana ayrı bir coşku verir. Güzel gördükçe şükrederek coşar.
Güzellik sadece güzel olan şeylerde değil, güzel görmek istediğin her şeydedir. Bakmak gözle olur ama görmek gönülle olur.
Güzellik, aklı ve kalbi besleyen bir cevherdir. Sanatta bile hedef en güzeli aramak bulmaktır. Güzel olanı aramak, ruhumuzda bir farkındalık yaratır ve hem dış dünyayla hem de diğer insanlarla ilişkilerimize somut bir şekilde yansımaktadır.
Her işimizi her şeyimizi güzel yapıp etrafımızı güzelleştirmeye çalışmalıyız. Mutluluğun ve huzurun yolu güzelliklerle birlikte olmaktan geçiyor. Kısacası güzellikle hemhal olmak, başlı başına şifadır.
- Sahur şifadır / 12.04.2023
- Teravih şifadır / 07.04.2023
- Oruç şifadır / 31.03.2023
- Ramazan şifadır / 29.03.2023
- Selamlaşmak şifadır / 20.01.2023
- Mutluluk şifadır / 13.12.2022
- Okumak şifadır / 29.11.2022
- Hasta ziyareti şifadır / 15.11.2022
- Dua şifadır -2- / 22.10.2022