Ramazan ayı.
Bu mübarek zamanı nasıl anlamlandıracağımız üzerine düşünmeye başladım. Fakat bu kez, yalnızca oruç ve iftar sofralarının ötesine geçmek istedim. Çünkü Anadolu'nun manevi mimarlarından ve manevi genelkurmay başkanı Hacı Bektaş Veli'nin öğretileri, Ramazan'ı bir "iç devrim" fırsatı olarak görüyor. Hem de öyle bir devrim ki, Ehli Beyt sevgisiyle yoğrulmuş, adaleti, vicdanı ve merhameti kuşanmış bir devrim… Hünkârın Anadolu'da ki 36 farklı etniği bir potada eriterek tek millet, Türk milletini var etmesi dünyada eşi görülmeyen bir başarıdır. Yok, böyle bir şey… Allah her kuluna bunu nasip etmez. Hünkârın mayaladığı Anadolu hala o ruhla, Hünkârın nefesinin bereketiyle ayakta duruyor.
Oruç, aç kalmak değil; "insan olmaktır"
Hacı Bektaş Veli'yi anlamak için önce onun "niyet" vurgusunu kavramak lazım. Bugünkü gibi gösterişten uzak, samimiyetle… Der ki: "Mucize baştadır, taçta değil." Yani oruç tutarken karnınız değil, kalbiniz aç kalmalı. Kibir, bencillik, yalan… İşte gerçek açlık bunlardan arınmak. Ramazan'ı bir detoks gibi değil, ruhun yeniden doğuşu gibi yaşamak… Ne dersiniz, kaçımız bunu başarıyoruz?
Modern dünyada "oruç rejimi" yapıp gece tıka basa yiyenler, Hacı Bektaş'ın bu sözlerini duysa acaba Hünkârın yüzüne bakabilir mi?
Ehli Beyt: Adaletin ve direncin sembolü
Hacı Bektaş Veli'nin öğretilerinde Ehli Beyt sevgisi, sıradan bir "Hz. Ali hayranlığı" değil. Kerbela'da susuz şehit düşen Hüseyin'in direnişi, İmam Ali'nin adalet arayışı, anam Fatıma'nın sabrı… Bunlar, Anadolu'nun mayasını oluşturan değerler. Bugün siyasi kavgalarda araçsallaştırılan bu isimler, aslında bize şunu fısıldıyor: Birlik beraberliği, gözünün nuru gibi koru, birliği ve beraberliği bozmak isteyen zorbalara fırsat verme. Zulme boyun eğme, haksızlığa sessiz kalma!
Peki, biz ne yapıyoruz?
Ehli Beyt'i anarken, onların mirasını çarşıda pazarda satılan bir "simge"ye dönüştürmedik mi? Hacı Bektaş, bunu görseydi sanırım şu soruyu sorardı: "Hz. Hüseyin'in çektiği susuzluk, sizin lüks iftar sofralarınızda mı anılıyor?"
Ramazan'ı birlikte yaşamak
Bektaşilikte iftar, yalnızca bir yeme-içme ritüeli değil. Toplumsal dayanışmanın ta kendisi. Zengin-fakir, Türk-Kürt, Alevi-Sünni… Hepsi aynı sofrada, birlik ve beraberlik içinde.. Hacı Bektaş'ın deyişiyle: "Her ne ararsan kendinde ara!" Yani aç komşunu görmezden gelirken, "Allah kabul etsin" demenin ne anlamı var?
Bugünün Türkiye'sinde ise Ramazan, maalesef bazen bir ayrışma zamanı. "Kaç saat oruç tuttun?" tartışmaları, lüks otellerin pahalı iftar menüleri, gösteriş, şatafat… Oysa Hacı Bektaş Veli'nin hayalindeki Ramazan, tek yürek olmak. Bir lokma ekmeği paylaşmak.
Hacı Bektaş'tan bugüne mesaj var!
Diyor ki:
- Oruç tutacaksan, açları doyurmadan tutma.
- Ehli Beyti seveceksen, Ali gibi adalet için mücadele et.
- Ramazan'ı yaşayacaksan, yoksulun halinden anla.
Bugün ne kadar uzağız bu öğütlerden! Camilerde gözyaşı dökerken, sokakta dilenciye surat asıyoruz. Sosyal medyada "Kerbela" paylaşırken, haksızlığa karşı tek ses çıkarmıyoruz.
Son söz:
Hacı Bektaş Veli'nin izinde bir Ramazan için, önce kendimizle yüzleşelim. Orucu midemizde değil, kalbimizde hissedelim. Ehli Beyt'i anarken, onların mirasını yaşatalım. Unutmayalım: Ramazan, Allah'a yaklaşma ayıdır; O'na yakın olan ise yoksula, mazluma yakın olandır.
Bu Ramazan, soframıza bir fazla tabak koyalım. Kim bilir, belki o kırık tabakta Hacı Bektaş'ın ruhu oturur… Belki de okuduğunuz bu yazının her harfi kadar Hünkâr size, bize bir nefes verir. Biz isteyelim……
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ergül Güner / diğer yazıları
- Volkan Konak / 08.04.2025
- Mustafa Kemal Atatürk bir Osmanlı paşasıydı / 01.04.2025
- Bayram, şeker ve ruhsuzluk / 29.03.2025
- Akıl mı aşk mı? İnsanı insan yapan nedir? / 25.03.2025
- Akıl ve inanç: Haritasız yolculuk olur mu? / 22.03.2025
- Ehlibeyt ve Ramazan: Oruç, sadece bir açlık mıdır? / 21.03.2025
- Boğaz kanla dolu, ama geçilmez! / 18.03.2025
- Unutulan hakikat, kaybolan insanlık / 16.03.2025
- İnsanın, insan-ı kâmil olduğu ay: Ramazan / 14.03.2025
- İstiklal’in sesi: Bir milletin ruhuna kazınan marş / 12.03.2025
- Mustafa Kemal Atatürk bir Osmanlı paşasıydı / 01.04.2025
- Bayram, şeker ve ruhsuzluk / 29.03.2025
- Akıl mı aşk mı? İnsanı insan yapan nedir? / 25.03.2025
- Akıl ve inanç: Haritasız yolculuk olur mu? / 22.03.2025
- Ehlibeyt ve Ramazan: Oruç, sadece bir açlık mıdır? / 21.03.2025
- Boğaz kanla dolu, ama geçilmez! / 18.03.2025
- Unutulan hakikat, kaybolan insanlık / 16.03.2025
- İnsanın, insan-ı kâmil olduğu ay: Ramazan / 14.03.2025
- İstiklal’in sesi: Bir milletin ruhuna kazınan marş / 12.03.2025