Halkın en kötüsünü size tanıtayım mı?
Halkın en değerlisi olmak isteyen, Allah'tan korksun. Halkın en güçlüsü olmak isteyen, Allah'a tevekkül etsin. Halkın en zengini olmak isteyen, Allah katında olan şeye, kendi elinde bulunan şeyden daha çok güvensin
07.01.2025 18:23:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"Şüphesiz her şeyin bir şerefi vardır; meclislerin (oturmaların) şerefi de kıbleye doğru olmasıdır.
Halkın en değerlisi olmak isteyen, Allah'tan korksun. Halkın en güçlüsü olmak isteyen, Allah'a tevekkül etsin. Halkın en zengini olmak isteyen, Allah katında olan şeye, kendi elinde bulunan şeyden daha çok güvensin.
Sonra şöyle buyurdular: "Halkın en kötüsünü size tanıtayım mı?"
"Evet ya Resulullah"
"Halkın en kötüsü, yalnız konaklayan, yardımını halktan esirgeyen ve kölesini kırbaçlayan kimsedir."
Ondan daha kötüsünü size tanıtayım mı?
"Evet ya Resulullah"
"Başkalarının hatasını bağışlamayan ve özürlerini kabul etmeyen kimsedir."
"Size ondan da kötüsünü tanıtayım mı?"
"Evet, ya Resulullah"
"Hayrı umulmayan ve şerrinden korunulmayan kimsedir." Sonra buyurdu ki: "Ondan da kötüsünü size tanıtayım mı?" Ashap: "Evet, ya Resulullah" deyince, "Halkı sevmeyen ve halk tarafından sevilmeyen kimsedir." buyurdular…
İlim öğrenin; çünkü ilim öğrenmek, hasene (mükâfatı olan bir amel)dir ve onu okuyup okutmak zikirdir.
İlmi aramak cihat, bilmeyene öğretmek sadaka ve ehline yaymak ise Allah'a yakınlıktır. Çünkü ilim, helâl ve haramı bilme yoludur; talibini cennet yollarına sevk eder; yalnızlıkta arkadaş ve gurbette dosttur; zorluklarda kılavuz, düşmanlara karşı silah ve dostların gözünde ise ziynettir.
Allah, ilim ile bazı insanları yüceltir ve onları hayırlı işlerde uyulması gereken önderler kılar.
Öyle ki, amelleri başkalarının ilgisini çeker ve eserleri iktibas edilir. Melekler onlarla dost olmayı ister. Çünkü ilim, kalplerin hayatı, gözlerin körlüğünü önleyen nur ve bedenlerin zaafını gideren güçtür.
Allah-u Teâla, ilim sahibine, dostlarının safında yer verir; dünya ve ahirette iyilerle oturup kalkmayı ona nasip eder. İlim ile Allah'a itaat ve ibadet edilir. İlim ile Allah tanınır ve tevhidine inanılır. İlim ile akrabalık bağı korunur, helâl ile haram tanınır ve ilim aklın öncüsüdür.
Allah-u Teâla aklı, bahtiyar kimselere ilham eder; bedbaht kimseleri ise ondan mahrum bırakır.
Akıllı kimsenin özellikleri şunlardır: Kendisine cahillik yapana yumuşak davranır. Kendisine haksızlık yapanı affeder. Kendisinden aşağıda olanlara alçak gönüllü olur. İyilikte, kendisinden üstün olanlarla yarışır.
Konuşmak istediğinde önce düşünür; konuşacağı iyi bir şey ise, söyler ve faydalanır; kötü ise susar ve kurtulur. Bir fitneyle karşılaştığında, Allah'a sığınır. Elini ve dilini fitneden korur. Bir fazilet gördüğünde, ganimet bilip elde etmeye çalışır. Hayâdan ayrılmaz. Onda ihtiras görülmez. Akıllı kimse, işte bu on özellikle tanınır.
Cahilin nişaneleri ise şunlardır: İlişkisi olduğu kimseye haksızlık yapar. Kendisinden aşağıda bulunanlara haksızlıkta bulunur. Üst seviyede olan kimselere karşı gelir.
Düşünmeden konuşur. Konuştuğunda günaha düşer; sustuğunda gaflete dalar. Bir fitneyle karşılaştığında, ona doğru koşup helak olur. Bir fazilet gördüğünde, yüz çevirir ve ağır davranır.
Geçmiş günahlarından korkmaz. Kalan ömründe de günah işlemekten vazgeçmez. Hayır, işlerde gevşeklik yapar. Elinden çıkan ve zayi ettiği hayırları da önemsemez. İşte bu on haslet, akıl nimetinden mahrum kalan cahilin özelliklerindendir." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)
Halkın en değerlisi olmak isteyen, Allah'tan korksun. Halkın en güçlüsü olmak isteyen, Allah'a tevekkül etsin. Halkın en zengini olmak isteyen, Allah katında olan şeye, kendi elinde bulunan şeyden daha çok güvensin.
Sonra şöyle buyurdular: "Halkın en kötüsünü size tanıtayım mı?"
"Evet ya Resulullah"
"Halkın en kötüsü, yalnız konaklayan, yardımını halktan esirgeyen ve kölesini kırbaçlayan kimsedir."
Ondan daha kötüsünü size tanıtayım mı?
"Evet ya Resulullah"
"Başkalarının hatasını bağışlamayan ve özürlerini kabul etmeyen kimsedir."
"Size ondan da kötüsünü tanıtayım mı?"
"Evet, ya Resulullah"
"Hayrı umulmayan ve şerrinden korunulmayan kimsedir." Sonra buyurdu ki: "Ondan da kötüsünü size tanıtayım mı?" Ashap: "Evet, ya Resulullah" deyince, "Halkı sevmeyen ve halk tarafından sevilmeyen kimsedir." buyurdular…
İlim öğrenin; çünkü ilim öğrenmek, hasene (mükâfatı olan bir amel)dir ve onu okuyup okutmak zikirdir.
İlmi aramak cihat, bilmeyene öğretmek sadaka ve ehline yaymak ise Allah'a yakınlıktır. Çünkü ilim, helâl ve haramı bilme yoludur; talibini cennet yollarına sevk eder; yalnızlıkta arkadaş ve gurbette dosttur; zorluklarda kılavuz, düşmanlara karşı silah ve dostların gözünde ise ziynettir.
Allah, ilim ile bazı insanları yüceltir ve onları hayırlı işlerde uyulması gereken önderler kılar.
Öyle ki, amelleri başkalarının ilgisini çeker ve eserleri iktibas edilir. Melekler onlarla dost olmayı ister. Çünkü ilim, kalplerin hayatı, gözlerin körlüğünü önleyen nur ve bedenlerin zaafını gideren güçtür.
Allah-u Teâla, ilim sahibine, dostlarının safında yer verir; dünya ve ahirette iyilerle oturup kalkmayı ona nasip eder. İlim ile Allah'a itaat ve ibadet edilir. İlim ile Allah tanınır ve tevhidine inanılır. İlim ile akrabalık bağı korunur, helâl ile haram tanınır ve ilim aklın öncüsüdür.
Allah-u Teâla aklı, bahtiyar kimselere ilham eder; bedbaht kimseleri ise ondan mahrum bırakır.
Akıllı kimsenin özellikleri şunlardır: Kendisine cahillik yapana yumuşak davranır. Kendisine haksızlık yapanı affeder. Kendisinden aşağıda olanlara alçak gönüllü olur. İyilikte, kendisinden üstün olanlarla yarışır.
Konuşmak istediğinde önce düşünür; konuşacağı iyi bir şey ise, söyler ve faydalanır; kötü ise susar ve kurtulur. Bir fitneyle karşılaştığında, Allah'a sığınır. Elini ve dilini fitneden korur. Bir fazilet gördüğünde, ganimet bilip elde etmeye çalışır. Hayâdan ayrılmaz. Onda ihtiras görülmez. Akıllı kimse, işte bu on özellikle tanınır.
Cahilin nişaneleri ise şunlardır: İlişkisi olduğu kimseye haksızlık yapar. Kendisinden aşağıda bulunanlara haksızlıkta bulunur. Üst seviyede olan kimselere karşı gelir.
Düşünmeden konuşur. Konuştuğunda günaha düşer; sustuğunda gaflete dalar. Bir fitneyle karşılaştığında, ona doğru koşup helak olur. Bir fazilet gördüğünde, yüz çevirir ve ağır davranır.
Geçmiş günahlarından korkmaz. Kalan ömründe de günah işlemekten vazgeçmez. Hayır, işlerde gevşeklik yapar. Elinden çıkan ve zayi ettiği hayırları da önemsemez. İşte bu on haslet, akıl nimetinden mahrum kalan cahilin özelliklerindendir." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.