Anne karnında dinletilen müziğin çocuğu etkilediğini belirten Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Davut Güven, gürültülü müziğin agresif bir kişilik ortaya çıkardığını söyledi
18.12.2015 00:00:00
Hafif müziğin anne karnındaki bebeğin tüm parametrelerini iyi yönde etkilediğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Davut Güven, müziğin şekline göre çocuğun kişiliğinin etkilendiğini vurguladı. Yapılan araştırmalara göre anne karnında hafif müzik dinleyen bebeklerin olumlu yönde etkilendiğini söyleyen Güven, hafif ve slov müzik dinleyen çocukların doğduktan sonra çevreye daha kolay uyum sağladığını kaydetti. Gürültülü müziğin bebeği olumsuz etkilediğini ve doğduktan sonra daha agresif bir kişilik ortaya çıktığını dile getiren Güven, bütün canlılar gibi dünya liderlerinin de bundan etkilenebileceğini dile getirdi.
Dünyadaki tüm canlıların iyi ya da kötü, bir şekilde müzikten etkilendiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Davut Güven, "Müzik duygular üzerine çok önemli etkiler oluşturabilirken fizyolojik olarak da bir takım farklar meydana çıkartabilmektedir. Birçok araştırmacı müziğin kalp hızı, vücut ısısı, solunum parametreleri, deri iletkenliği, nabız dolgunluğu ve tansiyon üzerinde değişiklikler yapabildiğini göstermiştir. Slow, hafif müzik tüm bu parametreleri iyi yönde etkilerken, gürültülü, rock, metal gibi müzikler ritmi bozmaktadır. Ayrıca savaş ortamları, gürültünün fazla olduğu yerlerde bebeği olumsuz yönde etkiliyor. Müziğin bu tür etkilerinden sorumlu olan sistem beyinde bulunan dopaminerjik sistemdir. Beyindeki iki merkez özellikle bu düzenlemelerde rol alır. Ödül hissimizin merkezini oluşturan accumbens çekirdeği ve tegmental (bazı beyin kısımlarının tavanı) alan bu tür düzenlemeleri dopamin(vücutta doğal olarak üretilen bir kimyasal) aracılığıyla yapar. Ayrıca Östrojen seviyelerindeki değişikliklerde müzik algısını ve vücutta yapacağı değişiklikleri belirleyebilir. Mesela gebelerde ya da doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda müzik algı ve etkisi değişir. Demek ki anne karnındaki bebekleri de müzikten etkilenenler listesine ekleyebiliriz" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Dervişoğlu koltuğu Akşener'den devraldı
Karşılıklı jestler yapıldı
Yerlikaya'dan polislere teşekkür mesajı
'Sizlerle iftihar ediyorum'
Cesedi tarla sahibi tarafından bulundu
Köpek sürüsü parçaladı!
Konunun bir numaralı muhatabı cevapladı
Taksim inadı neden?
Barikatı aşmak isteyen gruplara müdahale edildi
Saraçhane'de polis müdahalesi
İstanbul'un enflasyonu nisanda yüzde 78.81'e yükseldi
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla İzmir Gündoğdu Meydanı'nda gerçekleşen kutlama, yoğun bir kalabalığın katılımıyla gerçekleşti. Mitingin ardından müzik grubu Moğollar konser verdi.
01.05.2024 14:58:00 / Güncelleme: 01.05.2024 15:02:17 İhlas Haber Ajansı
Tüm yurtta kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, İzmir'de de Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen törenle gerçekleşti.
Kent merkezinde bir araya gelen siyasi parti temsilcileri, işçiler, sendikalar ve sivil toplum örgütleri; Kıbrıs Şehitleri Caddesi, Alsancak Limanı, Basmane Meydanı ve Cumhuriyet Meydanı olmak üzere 4 koldan Gündoğdu Meydanı'na yürüdü.
Vatandaşlar alana polis ekipleri tarafından yapılan üst aramasından geçtikten sonra girdi. Oluşturulan miting alanında 1 Mayıs'a dair mesajlar veren Türk-İş Ege Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, '1 Mayıs emeğin, alın terinin, barışın, demokrasinin ve güvenli bir gelecek için dayanışmanın günüdür. 2024 1 Mayıs' ın da Anayasa'mızda tanımlanan demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin işler hale gelmesi için; eşitlik, demokrasi ve adalet için mücadelemizi inatla, ısrarla ve kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Gelecek, işçi sınıfının ve tüm emekçilerin ellerinde yükselecektir' ifadelerine yer verdi.
Miting, müzik grubu Moğollar konseriyle son buldu.
Sendikalar neden Taksim’de inat ediyor?
Bazı sendikalar ve partiler Taksim çağrısında bulundu ama 1 Mayıs’ta bu yıl da Taksim Meydanı’na izin verilmedi. Peki, sendikalar neden 1 Mayıs için Taksim’de ısrar ediyor.
01.05.2024 14:00:00 Ahmet Şimşek
Tüm dünyada 1 Mayıs'ta kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramı, 2008 yılında Türkiye'de "Emek ve Dayanışma Günü" ilan edildi, 2009'da ise resmi bayram takvimine eklendi.
Türkiye'de cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kutlanan 1 Mayıs, 1976 yılında DİSK'in çağrısı ile ilk kez Taksim Meydanı'nda kitlesel olarak kutlandı.
1977'deki 1 Mayıs ise 34 kişinin hayatını kaybettiği ve yüzden fazla işçinin yaralandığı karanlık bir saldırı ile tarihe 'Kanlı 1 Mayıs' olarak geçti.
12 Eylül rejimi ise 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasını yasakladı.
2007 yılında işçiler yasağı fiilen delerek Taksim Meydanı'na çıktı ve yüzlerce kişi gözaltına alındı.
Aç-kapa Taksim
2007'den 2010'a kadar her 1 Mayıs, işçilerin Taksim Meydanı'na çıkma mücadelesi ve yaşanan çatışmalarla geçti.
2010 yılında AK Parti iktidarı Taksim Meydanı'nı 1 Mayıs kutlamalarına açtı. Takip eden iki yılda da Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs kutlamaları olaysız şekilde gerçekleşti.
Ancak 2013'e gelindiğinde AK Parti iktidarı bu kez Taksim'i 'güvenlik' gerekçesi ile bir kez daha 1 Mayıs kutlamalarına yasakladı.
O günden bu güne her 1 Mayıs, sendikalar ve bazı siyasi partilerin Taksim Meydanı'na çıkma girişimi ve karşılığında gözaltılarla deam ediyor.
Bu yıl da başta DİSK ve KESK olmak üzere bazı konfederasyonların yanı sıra, TMMOB, İstanbul Tabip Odası, Diş Hekimleri Birliği gibi meslek odaları ile CHP başta olmak üzere çeşitli siyasi partiler Taksim çağrısı yaptı.
Ancak önce İstanbul Valisi, ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve son olarak da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmeyeceğini açıkladı.
Israrın nedeni ne?
1 Mayıs'ta sendikaların Taksim Meydanı konusundaki ısrarının, verilmek istenen mesajın önüne geçtiği ve işçilerin taleplerinin dile getirilmediği yönünde eleştiriler var.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bu eleştirilere "Taksim ısrarı bir inat değil. Bir gerilim meselesi haline getirmeyi asla istemiyoruz. Ama ortada çok açık, çok akıl dışı bir durum var ve bunu da ortadan kaldırmamız lazım. Türkiye'nin bu yasaktan kurtulması lazım." diye yanıt veriyor.
23 Nisan'da İstanbul Valisi'nin koltuğuna oturan küçük çocuğun bile 'Taksim'e izin verirdim' dediğini hatırlatan Çerkezoğlu, "O kadar doğal bir şey. Çocuk doğallığı ile baktığımız da bile bunu ortadan kaldırmak lazım" dedi.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, mücadelelerinin bir emek ve ekmek mücadelesi olduğunun altını çizerek, "Bu 1 Mayıs bizim açımızdan yeni bir mücadelenin yükseleceği döneminin bir başlangıcı olacak" diye konuştu.
Tüm dünyada 1 Mayıs kutlamalarının sembolik meydanlarda yapıldığını kaydeden Çerkezoğlu, Taksim Meydanı'nında bu anlamda İstanbul'un bir hafıza mekanı olduğun altını çizerek, Anayasa Mahkemesi'nin de geçtiğimiz yıl verdiği kararla bunu tescil ettiğini ve Taksim'de 1 Mayıs kutlamasına izin verilmemesinin de bir anayasa ihlali anlamına geldiğini ifade etti.
Karadeniz'de fırtına etkili oluyor
Düzce'nin sahil kenti Akçakoca'da fırtına sebebiyle dalga boyu yer yer 2 metreye kadar ulaştı
Düzce'nin Karadeniz'e açılan kapısı Akçakoca'da sabah saatlerinde başlayan kuvvetli rüzgar sebebiyle denizde dalga boyu yer yer 2 metreyi geçti. Denize açılamayan balıkçılar, teknelerini barınağa bağladı.
Bazı tekneler ise mendirek ve dalgakıranın bulunduğu alanda demirledi.
Bölgede yağış ve kuvvetli rüzgarın 2 gün daha belirli aralıklarla devam etmesi bekleniyor.
Hak-İş 1 Mayıs'ta Taksim Cumhuriyet Anıtı'na Filistin bayraklı çelenk bıraktı
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü eğer imkan varsa bu meydan dahil Türkiye'nin bütün meydanlarında kutlanmasını destekliyoruz. 100 binlerin meydanlarda haklarını talep ettiği bir günde meydan tartışmalarının, polisin, copların, TOMA'ların, barikatların olduğu bir günü asla istemiyoruz. İstanbul'un normalleşmesini, bu meydanın da normalleşmesini istiyoruz" dedi.
01.05.2024 11:01:00 / Güncelleme: 01.05.2024 11:11:42 Anadolu Ajansı
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.