Yurt dışında tutulan paralardan medet uman hükümet, "Varlık Barışı" adı altında bir kararname ile kasanın dolacağını umuyordu. Bu kanun öyle bir kanun ki, gelen paranın kimden, nasıl ve ne amaçla geldiğini sormayacaktı. Vergi hesabı öngörülmeyecekti. İlk olarak burada çalışan işçinin sorması gerekiyor: "Ben burada çalıştığım süre boyunca bana neyi nerden kazandığımı soruyor ve sürekli ağır vergi altında eziyorsun da dolar milyarderlerinin bu parayı nerden bulduğunu sormuyorsun. Bu nasıl bir adalet anlayışıdır?"Vergi sistemi zaten yanlış olan bir düzende yıllarca vergi kaçırmış bir kişi mevcut yasaya göre % 80 cezaya tabi tutulurken yeni düzenlemeyle % 2 ödeyecek. Yani milletin elektrik faturasını ödeyemediğinde üzerine bindirilen faizden daha az.Biz sorduk. Bu nasıl bir adalet anlayışıdır ki adı Adalet ile başlayan bir parti yapıyor bunu. Kanun teklifini sunan iki milletvekilinden biri; AKP Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu olduğunu gördük.Sayın Altan meclisin eski isimlerinden. Tarih 19 Nisan 1996. Meclis tutanaklarına geçen konuşmasında şöyle diyor Sayın Altan; "İsrail ile askerî işbirliği anlaşması, aslında Türkiye'ye karşı işlenmiş bir cinayettir. Üzerimize kan sıçrıyor arkadaşlar, kan sıçrıyor... Bunun utanç payını ortadan kaldırmaya, hiçbirimiz muktedir olamayız." O zaman herkes alkışlıyor ve işte adil adam diyorlar. İlginçtir, tarih 1 Mayıs 2005 aynı kişi aynı Meclis çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme Alanında İşbirliği Anlaşması'na evet diyor ve imza atıyor.Adalete bak, kalkınmaya bak. İnsanın aklı almıyor bu dönemeçleri.Dün üzerlerine kan sıçrıyordu, bugün askeri işbirliği yapmayı uygun görüyorlar. Dün vergide adalet diyorlardı bugün zenginin, kara para organizasyonlarının önünü açıyorlar. Dün bu millete adalet getireceğiz diyorlardı bugün kan kusturuyorlar. Dün utanıyorlardı bugün onurlu siyaset diyorlar. Allah aşkına bu nasıl bir adalet anlayışı. Bu nasıl dürüstlük. Bu nasıl kandırmaca.İz'anları olmadıkları için bunların dün de söyledikleri, bugün de söyledikleri ve de yarın da söyleyecekleri laftır sadece. İşlerine ne geliyorsa o doğru olur.Takip ettikleri izlerin kaybolduğu yerlerde telefonun ucunda AB, İMF veya ABD belirir ve ne deniyorsa o yapılır. Bu anlayışın milletimiz üzerinde bırakacağı tek iz yara izidir. Açlıktan ağlayanların gözyaşı izidir.Şimdi milletimiz ellerinin arasına başını alıp şöyle bir düşünmeli,Adamın biri nereden olduğu belli olmayan bir parayı getirince % 2 ceza ödüyor, ben elektrik faturasını geciktirsem daha çok ceza ödüyorum.Dün İsrail ile var olan anlaşmaları iptal edin diyen vekil bu gün daha ağırlarına imza atıyor.İyi de bu iş nasıl oluyor?
Cüneyt Sezer / diğer yazıları
- Durun demek zor mu efendiler? / 29.07.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009