İbadetin azalması, direkt olarak da bunun bağlandığı ahiret inancının zayıflamasını beraberinde getirir.
Çünkü alabildiğine başıboş bir koşuş neredeyse hepimizde var. İnsan böyle bir boşluğa düştüğü zaman dipsiz bir kuyuya düşmüş gibi olur. Ahireti de unutur, hesabı da unutur.
İnansa bile bunlar, hayatta onu etkileyen şeyler olarak karşısına çıkmaz. Onun için, eğer kullukta ısrarlı ise, insanın ibadet ve taatle iç içe olması lazımdır.
Zaten insanın, "dünyaya niye geldik?" diye sorması gerekir. Allah seni deniyor. Kazanman için dediklerini yerine getirmen lazım.
Bu, dediklerini yerine getirmenin adı da ibadettir. Bunun ikisi, biri yoktur. "Benim mantığım bunu kabul etmiyor, onu kabul ediyor" yoktur.
Bu, mantık işi değildir. Emir ve itaat işidir. Allah emreder, sen yerine getirirsin. Yerine getirmediğin zaman senin adın kul olmaz. Birtakım debdebeli imkanların olur ama bunların hepsi 50-60 yıllık hayatın içerisinde sınırlıdır.
Darlıkta sabır ibadettir
Allah'ın kulunu denemesi, denediğine mukabil kulunun cevap vermesi, işte bu ibadet dediğimiz kazanç oluyor. İbadet bir kazançtır. İhlasla, Allah'ın rızası istikametinde bunu eda ettiğin zaman çok ciddi bir kazançtasın, demektir.
Peki, Allah kullarını nasıl dener? Bunu psikolojik olarak kendi kendimize soralım.
Mesela sıkıntılı günlerimiz olur. Darlıkta olduğumuz zamanlarımız olur. Bazen çok zengin olduğumuz, imkânlarımızın bol olduğu zamanlar olur. Bast halimiz, kabz halimiz, üzüntülü, sevinçli hallerimiz olur.
Yani Allah bize bazen çile verir, meşakkat verir, sıkıntı verir. Bazen de tamamen bunların aksini verir. Kul iki şey üzerine denenir.
Birinci hal bela-musibet halidir. İkinci hal ise fazilet-rahmet halidir. Dedikodu, fakirlik, hastalık, illet, zillet, milletin gözünden düşürme gibi bela ve musibetlerde kul sabredecektir.
Allah'ın öyle kulları vardı ki bunların bir ömrü sabırla geçti. Hz. Eyyüb Aleyhisselam bunlardan bir tanesidir. Hz. Eyyüb'ün sabrı çok meşhurdur.
O sabır Allah'ın sevdiği kemal mertebesinde çok ciddi bir ibadettir. Allah o kadar çileyi de hastalığı da vermesin ama o üstünlüğü, meziyeti göstermek de çok büyük bir olaydır.
Bugün biz, çile ve musibet geldiği zaman sabrı adeta unuttuk. İsyan halindeyiz. Halbuki azıcık duracak, sabredeceğiz. Sabrın sonu selamettir.
Bunu derken hakkını ihmal etmeyeceksin. Bekleyeceksin. Allah mademki sana not verecek; bekleyeceksin, sabredeceksin. Demek ki bela halinde sabredeceksin.
Nimet ve fazilet halinde de isyan etmeyeceksin. İsyan ne demektir? Çok büyük servetin olur. Sabah akşam kumarda harcarsın.
Nerede akşam orada sabah edersin. Hiç kimseye yardım etmezsin. Yersin, içersin, kimsenin gözüne üflemezsin. Şükrü terk etmiş olursun. O nimette, o bollukta, o fazilette de, bunu sana ikram eden Rabbına şükredeceksin, teşekkür edeceksin, "Elhamdülillah" diyeceksin.
Kulun bu iki halde, gerek sabır, gerek şükür halinde olması gerekir. Bela ve musibette eğer sabredersen ibadet olur. Büyük bir makam eline geçer. Zenginlik halinde şükredersen o da ibadet olur, hanene yazılır.
Böylece her iki halde de kul ka-zançlı olarak hayatını tamamla-mış olur. Allah bizleri bu şekilde hayatını yaşayıp da kazanan kullarından eylesin! (Prof. Dr. Haydar Baş, İcmal Dergisi Mayıs 2016)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- KKTC tam bağımsız olmalıdır / 17.02.2025
- Türk tarımı diye bir şey kalmadı / 16.02.2025
- Hz. Peygamberin güzel ahlakı / 15.02.2025
- Rahmet kapıları kapanmadan / 14.02.2025
- Berat Kandiliniz mübarek olsun / 13.02.2025
- Yine AB, yine AB / 12.02.2025
- Ehl-i Beyt ve İmam Ali / 11.02.2025
- Hz. Peygamber'in Ehl-i Beyt'i / 10.02.2025
- Siyaseten katl hadisesi / 09.02.2025
- Temiz kimlik sahibi olmak / 08.02.2025
- Türk tarımı diye bir şey kalmadı / 16.02.2025
- Hz. Peygamberin güzel ahlakı / 15.02.2025
- Rahmet kapıları kapanmadan / 14.02.2025
- Berat Kandiliniz mübarek olsun / 13.02.2025
- Yine AB, yine AB / 12.02.2025
- Ehl-i Beyt ve İmam Ali / 11.02.2025
- Hz. Peygamber'in Ehl-i Beyt'i / 10.02.2025
- Siyaseten katl hadisesi / 09.02.2025
- Temiz kimlik sahibi olmak / 08.02.2025