Rus gazetelerinde çıkan haberler de, bundan sonraki süreçte Rusya ile Amerika'nın Hazar bölgesinde kapışacakları yönündeki öngörüleri içermekte.
Rus Nezavisimaya Gazetesi önceki günkü sayısında "Hazar bölgesinin, Rusya ve ABD arasında yeni bir rekabet alanı haline geldiğini" yazarak hem Rusya'nın hem de Amerika'nın birbiri ile yeni çatışma alanları oluşturacaklarını açıkladı.
Hazar'ın çevre ülkeleri konumundaki Gürcistan ve Kırgızistan'dan sonra Azerbaycan ve Ermenistan'daki siyasal hareketlenmeler ve bu hareketlenmelere, başka bir deyişle hararetlenmelere, iki büyük gücün(ABD-Rusya)müdahaleleri genişledikçe bu genişleme Hazar'a dayandı.
Hatta Hazar'a komşu durumundaki İran'ın da bu politikalardan nasibini alacağı bir gerçek.
Bazı ülkeler "Hazar göl mü deniz mi?" tartışmalarına odaklanarak statü mücadelesine yoğunlaşırlarken, Amerika ve Rusya mevcut statünün kendilerine en etkili avantajı ne olabilirin hesabı içerisindeler.
Hazar'ın petrol rezervi ve ulaşım bağlantıları bu kapışmanın ana noktasını oluşturuyor.
İran ve Kazakistan ile birlikte Azerbaycan ve Rusya, Hazar'ı paylaşma konusunda yıllardan beri birbiriyle kapışmaktaydılar.
Bazı ülkeler en uzun kıyıya kendilerinin sahip olduğunu söyleyerek en çok paya kendilerinin sahip olacağını iddia ederelerken sınırı daha kısa ülkelerse ortak paylaşımdan yana tavır almaktaydılar.
Bu noktada, "bölge ile uzaktan yakından alakası olmayan bir ülke olarak Amerika'nın müdahalesi nasıl olacak?" diye bir soru yöneltilebilir.
Amerika'nın elinin uzanması için kendi sınırının ya da birebir tesirinin olmasına gerek kalyıor.
Amerika'nın zapturapt aldına aldığı ülke ve liderler kanalıyla politik ve ekonomik yönlendirmeler sağlanıyor.
Girişte de sözünü ettiğimiz üzere, Amerikan yanlısı liderler Amerika'nın ulusal çıkarlarını kendi çıkarlarından dahi üstün gördükçe bu tesir daha da artış gösterecektir.
Gürcistan ve Kırgızistan'daki liderler bunun birer örneği, ve devamında askeri açılımlar ile politik yönlendirmeler artış göstermekte.
NATO ve BM gibi kuruluşları bile global çıkarları bağlamında yönlendirebilen Amerikan yönetimi Hazar'dan da galip çıkacak.
Hazar bölgesini kontrolü altına almış olan Amerika'yı ise hiçsir ülke tutamaz.
Dünyanın merkezi konumundaki bu bölge, yeraltı kaynakları ve jeostratejik açılımları ile bu bölgeye hakim olan güç ya da güçlere üstün avantajlar sağlayacaktır.
Hazar kapışmasında "Rusya mı ABD mi?" diye ayrı bir soru yöneltilecek olursa da cevabımız "ABD" olacaktır.
Rusya'yı kafakola alan ABD, Rusya'nın ileri karakollarını tek tek yıkıyor, bunu Rusya da görüyor.
Ruslar'ın bu durum karşısında pek hareket edememesi düşündürücü gelmiyor mu?
Sihir mi bümü mü?
Amerikan büyüsüne kapılanlar gözlerini açtıklarında bulunmuş oldukları yere ve kendilerine şaşıracaklar.
Rus Nezavisimaya Gazetesi önceki günkü sayısında "Hazar bölgesinin, Rusya ve ABD arasında yeni bir rekabet alanı haline geldiğini" yazarak hem Rusya'nın hem de Amerika'nın birbiri ile yeni çatışma alanları oluşturacaklarını açıkladı.
Hazar'ın çevre ülkeleri konumundaki Gürcistan ve Kırgızistan'dan sonra Azerbaycan ve Ermenistan'daki siyasal hareketlenmeler ve bu hareketlenmelere, başka bir deyişle hararetlenmelere, iki büyük gücün(ABD-Rusya)müdahaleleri genişledikçe bu genişleme Hazar'a dayandı.
Hatta Hazar'a komşu durumundaki İran'ın da bu politikalardan nasibini alacağı bir gerçek.
Bazı ülkeler "Hazar göl mü deniz mi?" tartışmalarına odaklanarak statü mücadelesine yoğunlaşırlarken, Amerika ve Rusya mevcut statünün kendilerine en etkili avantajı ne olabilirin hesabı içerisindeler.
Hazar'ın petrol rezervi ve ulaşım bağlantıları bu kapışmanın ana noktasını oluşturuyor.
İran ve Kazakistan ile birlikte Azerbaycan ve Rusya, Hazar'ı paylaşma konusunda yıllardan beri birbiriyle kapışmaktaydılar.
Bazı ülkeler en uzun kıyıya kendilerinin sahip olduğunu söyleyerek en çok paya kendilerinin sahip olacağını iddia ederelerken sınırı daha kısa ülkelerse ortak paylaşımdan yana tavır almaktaydılar.
Bu noktada, "bölge ile uzaktan yakından alakası olmayan bir ülke olarak Amerika'nın müdahalesi nasıl olacak?" diye bir soru yöneltilebilir.
Amerika'nın elinin uzanması için kendi sınırının ya da birebir tesirinin olmasına gerek kalyıor.
Amerika'nın zapturapt aldına aldığı ülke ve liderler kanalıyla politik ve ekonomik yönlendirmeler sağlanıyor.
Girişte de sözünü ettiğimiz üzere, Amerikan yanlısı liderler Amerika'nın ulusal çıkarlarını kendi çıkarlarından dahi üstün gördükçe bu tesir daha da artış gösterecektir.
Gürcistan ve Kırgızistan'daki liderler bunun birer örneği, ve devamında askeri açılımlar ile politik yönlendirmeler artış göstermekte.
NATO ve BM gibi kuruluşları bile global çıkarları bağlamında yönlendirebilen Amerikan yönetimi Hazar'dan da galip çıkacak.
Hazar bölgesini kontrolü altına almış olan Amerika'yı ise hiçsir ülke tutamaz.
Dünyanın merkezi konumundaki bu bölge, yeraltı kaynakları ve jeostratejik açılımları ile bu bölgeye hakim olan güç ya da güçlere üstün avantajlar sağlayacaktır.
Hazar kapışmasında "Rusya mı ABD mi?" diye ayrı bir soru yöneltilecek olursa da cevabımız "ABD" olacaktır.
Rusya'yı kafakola alan ABD, Rusya'nın ileri karakollarını tek tek yıkıyor, bunu Rusya da görüyor.
Ruslar'ın bu durum karşısında pek hareket edememesi düşündürücü gelmiyor mu?
Sihir mi bümü mü?
Amerikan büyüsüne kapılanlar gözlerini açtıklarında bulunmuş oldukları yere ve kendilerine şaşıracaklar.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005