Şair ne güzel söylemiş "oluklar çift, birinden nur akar birinden kir." Biz insanların bütün hayatı, yaptığımız bu tercihlerimiz üzerine bina edilir. Bu tercihlerimizle safımızı belirleriz. Allah (c.c) özelde İslam dünyasına genelde tüm insanlığa "Allah'ın ipine sımsıkı sarılın"( Âl-i İmran/103) diye ikaz eder. Bu ip Allah'ın kitabı, Resulullah ve Ehl-i Beyt'idir.
Nur oluğundan kana kana içmek isteyenler Kur'an ve canlı Kur'an olan Ehl-i Beyt'e sarılır. Kirden içmek isteyenler tamamen aykırı bir duruş ve tutum sergilerler, Ehl-i Beyt'e hasım olurlar.
Bir de sureti haktan görünüp, nur oluğundan içiyormuş gibi yapıp, insanları kirli oluğa, batıla, şirke taşıyanları da unutmamak gerekiyor. En tehlikelileri de bunlar. Ateşi su olarak, suyu da ateş olarak gösterirler, sunarlar.
Anlatılır, bir ramazan günü Abdulkadir Geylani öğrencileriyle birlikte pazarda ya da panayırda dolaşırken, Abdulkadir Geylani'nin öğrencilerinden birine çok güzel yüzlü, güzel giyimli, güzel konuşan biri yaklaşır. Der ki; bugün bayram, orucunuzu bozsanıza. Talebe bu teklif karşısında şaşırır ve bu durumu hemen hocasına taşır. Talebe; Hocam bu evsafta biri bugünün bayram olduğunu ve orucumuzu bozmamız gerektiğini söyledi. Abdulkadir Geylani (k.s) hemen duruma müdahil olur. Oğlum bunu söyleyen kim bana göster bakayım? Talebe şahsı gösterir göstermez, Abdulkadir Geylani o şahsın kalbine bir nazar eder ve şöyle der; sakın bu şahsın söylediklerine inanmayınız. Çünkü bu iblistir der ve talebelerini uyarır. Talebelerini iblisin tuzağına düşmekten böylece kurtarır. Şairin dediği gibi; iki kere bakmaya hacet mi var.
Bir bakışta kadrini anlar arifan.
Allah feraset ve basiret sahibi olmayı nasip etsin. Veya bu nimete kavuşanlara bizleri yar etsin, yaren etsin. Onlarla beraber bir ömür sürmeyi, dünyada ve ahirette onlarla bir ve beraber olmayı nasip etsin. Ehl-i Beyt'i gerçek manada anlamış olanların, kalp gözü açık olur, kurulan tuzakları ve oyunları Allah'ın lütfu ile hemen görürler. Feraset sahibi olanlar şeytanın kızarttığı ekmeğe İslami tereyağı sürmek isteyenleri, sürenleri anında bilir, görür ve onları bu işten uzaklaştırmak, bertaraf etmek için bütün varlığıyla mücadele ederler. Nitekim Hz. Hüseyin (as), evlatları ve yakınları Ümeyye oğullarının uydurduğu sapık din anlayışını, nefsin, şeytanın, zulmün hüküm sürdüğü Şam sarayına Muaviye'nin oğlu YezİT'in Küfür uygulamalarına itiraz ederek, kıyamda bulundular. Dedeleri olan Resulullah'ın getirdiği İslam dinini yaşatmak, ayakta tutmak, aslına uygun anlaşılması için canlarını bu uğurda feda etmişlerdir.
Kerbela olayında gaye, Hakk'ı hakim kılmaktır. Hz. Hüseyin (as) İlay-i Kelimatullah için ölümü göze almıştır. Ehl-i Beyt Kur'an-ı Kerim'de ayetlerle övülmüştür. Cenab ı Hakk tarafından "seçilmiş ve sevilmiş" oldukları belirtilmiştir Ehl-i Beyt İslam'ın özüdür ve Hz. Peygamberin (sav) Ehl-i Beyt'im dediği Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin olmadan İslam anlaşılamaz.
(Devam edecek...)
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Cumhuriyet yüz yaşında, nice yüzyıllara / 01.11.2023
- Saygı beyaz çizgimiz olmalı / 15.10.2023
- Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur / 10.09.2023
- Mum kadar ışığı yok, Kendini Güneş sananlar / 06.09.2023
- Merhamet, hürmet, muhabbet / 28.08.2023
- Aslında çifte kıble olmaz / 25.08.2023