logo
03 EYLÜL 2025


Hiç akletmez misiniz?

20.08.2006 00:00:00
Rahmetli dedem bir fıkra anlatırdı; iki avcı yola çıkmış, gün boyu dere-tepe dolaştıktan sonra, günün sonunda bir karga ile bir keklik avlamışlar ve... A.Karaca'nın yazısı...

 

 

                 "PAPA CENAPLARI"  VE SAZ ARKADAŞLARI.

Rahmetli dedem bir fıkra anlatırdı; iki avcı yola çıkmış, gün boyu dere-tepe dolaştıktan sonra, günün sonunda bir karga ile bir keklik avlamışlar ve sıra gelmiş bunları bölüşmeye. Kendini kurnaz zanneden başlamış taksimata: -Keklik bana karga sana. Eğer buna razı olmuyorsan: -Karga sana keklik bana. Diğer arkadaşı,bu paylaşma biçimine bir yorum eklemiş: -Taksimattan fazla anlamam ama,her iki halde de keklik bana doğru hiç adım atmıyor.

Gazetelerdeki traj kayıpları ile ilgili haberlerden ve satış raporlarından hareketle Zaman gazetesinin inişe geçmesi  üzerine bir yazı yazdık. Gelen tepkiler, yanıldığımız noktasında. Okulların açılmasından itibaren satışların yükseleceği, bu halin geçici bir hal olduğu noktasında yoğunlaşıyor. Fakat benim eleştirdiğim hususlarda ilaç için bir cümle dahi sarfeden yok, o tarafa hiç yaklaşmıyorlar.Okullar açılınca, okullara ve dershanelere gelen her öğrenciye şu kadar sayıda abone olma ve abone bulma şartı getirerek tekrar aynı rakamları yakalayabilirsiniz. Yıllardır bu işi böyle yaptığınızı bilmeyen kalmadığını herhalde siz de bilirsiniz. Hatta bir kampanya ile bir milyona da çıkabilirsiniz, ama, yazılarınızla, yorumlarınızla, haberleri veriş biçiminizle kime hizmet ettiğiniz ve kimlerin hezimetini hazırladığınız daha önemli değil mi?

Sizin bir türlü görmek istemediğiniz, dilinize almaktan kaçındığınız ama Eylül'de trajının artacağından dem vurduğunuz gazetenizde yayınlanan yazılardan alıntı yaparak sadece hatırlatmada bulunacağız, gerisi sizinle vicdanınız arasıdaki bir mesele.

 "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Öcalan'la ilgili kararı etrafında yükseltilmek istenen milliyetçiliğin hedefi belli: AKP iktidarının psikolojik baskı altında yalpalamasını ve 'gayri milli' konuma düşmesini sağlamak. Asıl amaç ise, bu sayede AKP ile AB arasındaki bağı sorunlu ve sorgulanır hale getirerek, Türkiye'nin Batı ile eklemlenmesinin önünü kesmek. Bu 'strateji'nin önemli bir unsuru da, Batı'nın çifte standarttan bölücülüğe uzanan şöhretine atıfta bulunularak sağlanacak. Oysa AİHM kararı, Türkiye'nin önüne birçok teknik seçenek çıkaran bir yaklaşımı tercih ederek, gerçekte Türkiye'yi kollamıştır. Eğer istenseydi, yargılamanın tekrarını özellikle vurgulayan bir ifade kullanılabilirdi. AİHM'nin böyle bir dil kullanması ise şaşırtıcı olmazdı; çünkü Öcalan davası açıkça adil yargıyı ihlal eden yönlere sahipti. Askerî bir yargıcın varlığından iddianamenin sanık avukatlarına geç verilmesine; savunma süresinin kısıtlı tutulmasından sanığın avukatlarıyla görüşmesinin engellenmesine birçok husus, bu davanın 'adil yargı' kriterlerinin dışında olduğunu göstermekte. Diğer bir deyişle Öcalan davası, uluslararası hukuki dille söylendiğinde, 'bağımsız ve tarafsız' olduğu kuşkulu bir mahkemede, sanığa 'kötü muamele' edilerek gerçekleşmiştir." (Zaman,20 Mayıs,2005,Etyen Mahcupyan)

Bilmem anlayabildiniz mi; kötü muamele gördüğünden, bağımsızlığı ve tarafsızlığı kuşkulu bir mahkemede yargılandığından bahsedilen kişinin bebek katili, otuz bin insanın katline ferman vermiş eli kanlı bir katil olduğunu. Sizin gazetenizi okuyan hacı amcalar, hoca amcalar herhalde şöyle düşünüyorlar şimdi; zavallı Öcalan'a(!) ne işkenceler yapmışlar, savunma süresini kısa tutmuşlar, avukatlarıyla zamanında görüştürmemişler, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme kurmamışlar, kötü muamele yapmışlar? Kıymetli yazarınız için, bir kişinin, otuz bin insanın katili olması, bebekleri kurşunlatmış, on binlerce ailenin ocağını söndürmüş olması, ülkenin son yirmi yılını kaosa çevirmiş olması çok da önemli olmaya bilir, fakat sizin için bütün bunların bir önemi bir anlamı yok mu?Allah için, hala tabutları gelmeye devam eden şehitlerimizin kanı için elinizi vicdanınıza koyup söyler misiniz; Batı çifte standartçı değil mi? Bölücülüğü destekleyen, ülkenin bölünmesini hızlandıran söylem ve eylemlerine yüzlerce örnek yaşamadık mı şu son bir yıl içinde? Batının çifte standardından bölücülüğe uzanan şöhretine vurgu yapılacakmış da?El insaf. "Ben Şehit miyim, hain miyim?. 1972 doğumluyum... Şehidim, 1992''den beri.... Komando er olarak Diyarbakır''in Kulp ilçesinde görev yapıyordum. Devriyeden dönüyorduk. Ansızın üzerimize el bombaları fırlattılar; kurşun yağdırdılar. Karşılık verdik... Teröristler kaçtılar... Baktım ki teğmenim yaralanmış.. Gittim onu kucağıma aldım ve askeri cipe doğru götürmeye başladım. Ansızın dünyam karardı... Bir kurşun, kafamin sağından girip solundan çıktı... Kucağımda teğmenim, yola devrildim... Kanım toprağa yayıldı... Ben ne suç işledim? Ben Şükrü Eraslan... Tokat'ın Reşadiye ilçesine bağlı Büsürüm Beldesi'ndenim... Ailem ve akrabalarım düğün dernek ederek yolladılar beni askere... Milletim ve vatanım için... Diyarbakır'ın kırsalında bir suikast silahı ile beynimi parçaladılar... Soruyorum şimdi size: Suçum neydi benim? Soruyorum Başbakanıma, dışişleri bakanıma: Ben şehit miyim, hain miyim? Ben şehit isem beni vuranlar neci? Millet de sorsun bunu ? Güneydoğu'da yolu kesilen, pusuya düşürülen, saldırıya uğrayan ve bu nedenle can veren askerler suçlu mudur? Onlar, oralara gidip bu ülke uğruna canlarını vermekle hainlik mi etmişlerdir? Sakın, bu nasıl soru demeyin... Bakın iki günde beş arkadaşımı daha vurdular... Vuranlar mı doğru vurulanlar mı? Cevabını başbakanımız versin... Çünkü, bizi hatırlayan yok... Bütün övgüler, bütün televizyonlar, bütün gazeteler çetecilere... Öyle değil mi ey halkım, öyle değil mi? Bize vuranlara devlet töreni düzenleniyor? Ben Şükrü Eraslan... Büsürüm Beldesi''nden... Taşı sıksam suyunu çıkartırdım. Bu vatan uğruna bin canım olsa binini de verirdim... Çünkü, biliyordum ki ölürsem şehit olacağım... Gel gör ki şimdi şaşkınım... Çünkü, beni Kanas tüfeğiyle vurduranlar; devletimizi yönetenler tarafından neredeyse törenle kabul ediliyorlar... Bütün övgüler onlara... Suikastçinin akıl hocalarının siyasi hakkı, kültürel hakkı... Soruyorum başbakanıma: Ya benim yaşama hakkım... Bundan büyük hak olur mu? Neden kimse onu savunmaz? Neredesin komutanim? Ben Şükrü Eraslan! Komando er... Tokatlı... Isparta'da eğitimde iken bana ne demiştin komutanım? Siz bu milletin göz bebeğisiniz. Ölürseniz şehit, yaşarsanız gazi olacaksınız.... Öyle mi komutanim? Beni vuranlara, şimdi en üst yöneticiler gülücükler yolluyor... Kanas silahını kullanan, neredeyse kahraman ilan edilecek... Herkes onların kültürel haklarının peşinde... Benim yaşama hakkımı düşünen bile yok. Neden bizi kandırdınız kumandanim? Ve neredesiniz? Resmim size yadigar Ben Tokatlı komando er Şükrü Eraslan! Bir nisan günü Kulp'ta, pusuda kaldım... Şu an o kurşun yarasından daha derin bir yaram var. Kendimi fena halde aldatılmış hissediyorum. Binlerce arkadaşım adına... Kanı ile yeri sulayan; arkasından ağıtlar yakılan Türk bayrağına sarılı tabutları ile giden arkadaşlarım adına... Diyorum ki resmime bakın, bir karar verin: Ben Şehit miyim, hain miyim?.(Osman Diyadin/Karadeniz Gazetesi)

Yaşanmış binlerce örnekten sadece birkaçını anlatan bu satırları, yazarınızın yazdıkları ile okuduğunuzda tüyleriniz ürpermiyor, şehit analarının yüzlerine bakarken yüzünüz kızarmıyorsa,bu vaziyette ulaşacağınız milyonluk trajla zil takıp oynaya bilirsiniz.Söz uzamasın diye, ecdadımızı katil ilan edenleri alkışlayan yazılarınızı ve yazarlarınızı şimdilik gündem etmiyorum. Bütün felaket zamanlarımızda, Amerikanın yanımızda olduğuna dair kuyruklu yalanınızı yazmıyorum. Ehl-i kitapla amentümüz birdir diyen yazarlarınızın isimlerini zikretmiyorum.Hiç düşünmez misiniz, tefekkür etmez, tezekkür etmez, hiç akletmez misiniz?AZİZ KARACA / azizkaraca@yenimesaj.com.tr
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
'Bu yetki gaspını tanımıyoruz'
Özel'den İstanbul resti
'Doğruları anlatmaya devam edeceğiz'
BTP lideri Hüseyin Baş hakim karşısına çıkıyor
Dikkat çeken görüşme gerçekleşti
Putin, Kim'le ne görüştü?
AB'ye içeriden sert eleştiri
'AB İsrail'e karşı başarısız'
CHP İstanbul'dan kayyuma karşı hamle
İl delegeleri 'olağanüstü kongre' talep etti
1100 Filistinliyi daha katledildi
İsrail terörü sınır tanımıyor
İsrail'in Gazze'deki soykırımı devam ediyor
Son 24 saatte 113 Filistinli daha katledildi
Bakan Tunç'tan, Özel'in 'Tanımıyoruz' açıklamasına cevap
'Hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz'
Ağustosta en çok havayolu ile yolcu taşımacılığı pahalandı
Aylık artış yüzde 36.43
Ticaret Bakanlığı dış ticaret verilerini açıkladı
İhracat %0.9, ithalat ise %3.9 azaldı
Babaannenin zor kararı
Torunu kurtarmak için 3. kattan aşağıya bıraktı
Enflasyon rakamları açıklandı
Aylık yüzde 2, yıllık yüzde 32,95
İsrail doğalgaz anlaşmasını silah olarak kullanıyor!
Mısır'a ihracata Netanyahu engeli
ABD-Venezuela arasında gemiye saldırı polemiği
Venezuela: Yapay zeka ile hazırlanmış
Valilikten Ankara'daki is kokusuna yönelik açıklama:
Kastamonu'daki orman yangını ile alakalı...
'Bu yetki gaspını tanımıyoruz'
Özel'den İstanbul resti
'Doğruları anlatmaya devam edeceğiz'
BTP lideri Hüseyin Baş hakim karşısına çıkıyor
Dikkat çeken görüşme gerçekleşti
Putin, Kim'le ne görüştü?
AB'ye içeriden sert eleştiri
'AB İsrail'e karşı başarısız'
CHP İstanbul'dan kayyuma karşı hamle
İl delegeleri 'olağanüstü kongre' talep etti
1100 Filistinliyi daha katledildi
İsrail terörü sınır tanımıyor
İsrail'in Gazze'deki soykırımı devam ediyor
Son 24 saatte 113 Filistinli daha katledildi
Bakan Tunç'tan, Özel'in 'Tanımıyoruz' açıklamasına cevap
'Hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz'
Ağustosta en çok havayolu ile yolcu taşımacılığı pahalandı
Aylık artış yüzde 36.43
Ticaret Bakanlığı dış ticaret verilerini açıkladı
İhracat %0.9, ithalat ise %3.9 azaldı
Babaannenin zor kararı
Torunu kurtarmak için 3. kattan aşağıya bıraktı
Enflasyon rakamları açıklandı
Aylık yüzde 2, yıllık yüzde 32,95
İsrail doğalgaz anlaşmasını silah olarak kullanıyor!
Mısır'a ihracata Netanyahu engeli
ABD-Venezuela arasında gemiye saldırı polemiği
Venezuela: Yapay zeka ile hazırlanmış
Valilikten Ankara'daki is kokusuna yönelik açıklama:
Kastamonu'daki orman yangını ile alakalı...
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.