'Hiçbir âlim, İmam'la boy ölçüşemez'
İmam Rıza (a.s.) şöyle buyurdu: "İmam, zamanının tek adamıdır. Hiç kimse onun düzeyine erişemez ve hiçbir âlim, onunla boy ölçüşemez. Onun alternatifi olmaz, benzeri ve eşi olmaz. Fazilet sıfatıyla belirginleşir, bütün faziletler onda toplanmış olur"
28.11.2017 00:00:00
(dünden devam?)
İmam Rıza (a.s.), imamet ilgili sözlerine şöyle devam etti:
"İmam, ufukta doğan bir güneş gibi nuruyla bütün âlemi aydınlatır. O, ellerin uzanamadığı, gözlerin kestirmediği, erişilmez ufuklardadır. İmam, parıldayan dolunaydır, parlak bir çıra, aydınlık saçan bir nur, zifiri karanlıklarda, kentlerin girift sokaklarında, çöllerin derinliklerinde ve denizlerin girdaplarında yol gösteren bir yıldızdır. İmam, susamışlar için tatlı bir su, doğru yolu gösteren bir rehber, helak olmaktan kurtaran bir kurtarıcıdır. İmam, yollarını kaybedenlerin, doğru yolu bulmak için yüksek bir yerde yakılan kılavuz ateşidir. Dondurucu soğuğa tutulanlar için bir sıcaklıktır. Tehlikeli geçitlerde güvenilir kılavuzdur. O'ndan ayrılan, kesinlikle helak olur.
İmam, yağmur yağdıran bir buluttur. Çiseleyen bir yağmurdur. Işık saçan bir güneştir. Tavan işlevini gören bir gök ve döşek işlevini gören bir yer gibidir. Keskin bir göz, dalları ve yaprakları birbirine girmiş bir bahçe, bir gülistandır. İmam sıcak bir yoldaş ve arkadaş, şefkatli bir baba, öz bir kardeş, evlatlarına düşkün bir ana, felaketlerin dört bir yandan hücum ettiği zamanlarda Allah kullarının sığınağıdır.
İmam, Allah'ın yarattığı varlıklar arasındaki emin temsilcisidir. Allah'ın, kullarına sunduğu hüccetidir. Allah'ın arzında O'nun halifesidir. Allah'a çağıran bir davetçidir. Allah'ın koyduğu haramların savunucusudur. İmam, insanları günahlardan temizler, ayıplardan arındırır. İlim özelliğiyle belirginleşmiş, yumuşaklık onun karakteristik özelliğidir. Dinin düzeni, Müslümanların onurudur. Münafıkların kinini üzerine çeker, kâfirlerin helak olmasının vesilesidir. İmam, zamanının tek adamıdır. Hiç kimse onun düzeyine erişemez ve hiçbir âlim, onunla boy ölçüşemez. Onun alternatifi olmaz, benzeri ve eşi olmaz. Fazilet sıfatıyla belirginleşir, bütün faziletler onda toplanmış olur. Ama o, bunları isteyerek veya çalışarak elde etmiş değildir. Bilâkis bu faziletleri veren, yüce bahşedici olan, Allah tarafından ona özgü kılınmış özelliklerdir.
Böyleyken kim imamı tanıyabilirmiş veya onu seçebilirmiş? Heyhat! Heyhat!.. Ne yazık ki, akıllar saptı, düşler şaşırdı, dimağlar hayretlere düştü, gözler kamaştı, ulular küçüldü, hikmet sahipleri şaşkına döndü, düşünürler yetersiz kaldı, hatipler suskun kalakaldı. Öz akıl sahipleri cahilleşti, şairlerin dili dönmez oldu, edipler çaresiz kaldı, söz ustaları ne söyleyeceklerini bilemez oldu... Onun bir özelliğini vasfetmekten, onun bir faziletini nitelemekten aciz kaldılar. Acizliklerini ve yetersizliklerini itiraf ettiler." (devam edecek?)
İmam Rıza (a.s.), imamet ilgili sözlerine şöyle devam etti:
"İmam, ufukta doğan bir güneş gibi nuruyla bütün âlemi aydınlatır. O, ellerin uzanamadığı, gözlerin kestirmediği, erişilmez ufuklardadır. İmam, parıldayan dolunaydır, parlak bir çıra, aydınlık saçan bir nur, zifiri karanlıklarda, kentlerin girift sokaklarında, çöllerin derinliklerinde ve denizlerin girdaplarında yol gösteren bir yıldızdır. İmam, susamışlar için tatlı bir su, doğru yolu gösteren bir rehber, helak olmaktan kurtaran bir kurtarıcıdır. İmam, yollarını kaybedenlerin, doğru yolu bulmak için yüksek bir yerde yakılan kılavuz ateşidir. Dondurucu soğuğa tutulanlar için bir sıcaklıktır. Tehlikeli geçitlerde güvenilir kılavuzdur. O'ndan ayrılan, kesinlikle helak olur.
İmam, yağmur yağdıran bir buluttur. Çiseleyen bir yağmurdur. Işık saçan bir güneştir. Tavan işlevini gören bir gök ve döşek işlevini gören bir yer gibidir. Keskin bir göz, dalları ve yaprakları birbirine girmiş bir bahçe, bir gülistandır. İmam sıcak bir yoldaş ve arkadaş, şefkatli bir baba, öz bir kardeş, evlatlarına düşkün bir ana, felaketlerin dört bir yandan hücum ettiği zamanlarda Allah kullarının sığınağıdır.
İmam, Allah'ın yarattığı varlıklar arasındaki emin temsilcisidir. Allah'ın, kullarına sunduğu hüccetidir. Allah'ın arzında O'nun halifesidir. Allah'a çağıran bir davetçidir. Allah'ın koyduğu haramların savunucusudur. İmam, insanları günahlardan temizler, ayıplardan arındırır. İlim özelliğiyle belirginleşmiş, yumuşaklık onun karakteristik özelliğidir. Dinin düzeni, Müslümanların onurudur. Münafıkların kinini üzerine çeker, kâfirlerin helak olmasının vesilesidir. İmam, zamanının tek adamıdır. Hiç kimse onun düzeyine erişemez ve hiçbir âlim, onunla boy ölçüşemez. Onun alternatifi olmaz, benzeri ve eşi olmaz. Fazilet sıfatıyla belirginleşir, bütün faziletler onda toplanmış olur. Ama o, bunları isteyerek veya çalışarak elde etmiş değildir. Bilâkis bu faziletleri veren, yüce bahşedici olan, Allah tarafından ona özgü kılınmış özelliklerdir.
Böyleyken kim imamı tanıyabilirmiş veya onu seçebilirmiş? Heyhat! Heyhat!.. Ne yazık ki, akıllar saptı, düşler şaşırdı, dimağlar hayretlere düştü, gözler kamaştı, ulular küçüldü, hikmet sahipleri şaşkına döndü, düşünürler yetersiz kaldı, hatipler suskun kalakaldı. Öz akıl sahipleri cahilleşti, şairlerin dili dönmez oldu, edipler çaresiz kaldı, söz ustaları ne söyleyeceklerini bilemez oldu... Onun bir özelliğini vasfetmekten, onun bir faziletini nitelemekten aciz kaldılar. Acizliklerini ve yetersizliklerini itiraf ettiler." (devam edecek?)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































