Cumhuriyet rejimi demek demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Halkın kendi kendini yönettiği rejimdir. Demokrasinin uygulandığı sistemlerde egemenlik halktadır, vatandaşın seçme ve seçilme hakkı vardır, yargı yetkisi bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır, mevcut hükümetler önceden belirlenmiş olan süreler için seçilir, yasama yetkisi milletvekilleri tarafından kullanılır böylelikle vatandaşların hak ve özgürlükleri güvence altına alınmıştır.
29 Ekim 1923'te ilan edilen Cumhuriyet, milli iradenin tamamen hayata geçmesinin anahtarı olmuşken 16 Nisan 2017 referandumuyla uygulanan başkanlık sistemi ile TBMM'nin yetkileri kısıtlanmış cumhurbaşkanının yetkileri artırılarak yürütme organının başı olmuştur. Başkanlık sisteminde ise yürütme, gücünün tamamını başkana sunar. Kaybeden adayın yönetim sürecindeki etkinliğini sıfırlar. Maalesef kazanan aday bir sonraki seçime kadar yürütme gücünü tek başına kontrol eder. Yasama organı, başkanın varlığını sona erdiremediğinden yürütme gücünün süresi sabittir. Başkan ne kadar yetersiz olursa olsun görevinden alınamaz. Yine başkanlık sisteminin dezavantajlarından bir tanesi de bir sonraki seçime kadar iktidarını koruyacağından muhalefetin ve seçmen kitlesinin taleplerine zamanla duyarsız hale gelmesidir.
Atatürk'ün bizzat el yazısı ile yazdığı veya söyleyerek yazdırdığı görüş ve direktifleri arasında Cumhuriyetçilik tanımı şöyledir:
Demokrasinin tam anlamı ile ideali milletin tümünün aynı zamanda idare eden durumunda bulunabilmesini hiç olmazsa devletin son iradesini yalnız milletin ifade etmesini ve göstermesini ister. Esasen hayatı incelendiğinde henüz medresede iken kendisine haksız yere kızan hocası nedeniyle okula gitmeyi reddeden bir çocuk çıkar karşımıza. Aynı çocuk gençlik dönemlerinden itibaren padişahın ve etrafındakilerin umursamadığı, ezilerek ve fakir bir şekilde yaşam mücadelesi veren halkı gözlemlemiş, dini; emellerine alet eden cahil halkı kullanmalarını reddetmiş ve Kurtuluş Savaşı'na giden süreçte ülkeyi işgal eden güçlerle işbirliğine giden Saray'ı kabul etmemiştir. (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk eseri, s.529)
Hayatının bütününe baktığımızda bağımsızlığına düşkün mücadeleci, haksızlığa boyun eğmeyen, kendi hakkını savunduğu kadar başkalarının haklarını da savunan, sahip çıkan Mustafa Kemal'i görürüz. Bağımsızlık ruhunu "Bağımsızlık benim karakterimdir" diyerek özgürlük ve bağımsızlığın altını çizerek Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki temel kırılmayı, kulluktan yurttaşlığa geçişi ifade ediyordu. Bağımsızlık fikri Cenab-ı Hakk'ın sünnetullahı gereği Kur'an-ı Kerim'de insana yeryüzündeki halife olduğu beyanıyla aslında her bireyin eşit statüde hak ve özgürlüklere sahip olduğunun ispatıdır. Herkes Allah'a karşı aynı mesuliyetlere sahiptir, işte egemenliğin bir kişiden alınarak milletin tamamına devredilmesidir Cumhuriyet.
Atatürk vatandır programları ve Hoş Geldin Atatürk eseriyle Atası ile milletinin arasını bulmaya çalışan, gerçek Atatürk'ün kimliğini karış karış gezerek halkına tanıtan Prof. Dr Haydar Baş hocamız bağımsızlık ruhunu, vatan sevgisini ve milleti "Atatürk birleştirici harçtır" diyerek tek paydada birleştiren değerli bir büyüğümüzdü.
Atatürk'e hakaretlerin ayyuka çıktığı, milli bayramların unutturulmaya çalışıldığı bir dönemde kendisi ve tüm kadrosuyla milli bayramları bayram havasında yaşayan, yaşatan değerli bir insandı. Hayatı boyunca dini ve milli bütün değerlere sahip çıktı. kendisine millet olarak FETÖ konusunda yapmış olduğu uyarılar, Ehl-i Beyt'i ve Atatürk'ü tanıtma noktasında yapmış olduğu hizmetlerinden dolayı her daim müteşekkir olacağız.
Özlem ve minnetle ey güzel insan.
- Hac Arafat’tır -2- / 08.07.2022
- Hac Arafat’tır / 30.06.2022
- Hac Arafat’tır / 30.05.2022
- Baş hocamın anısına / 11.04.2022
- Gülistanda yetişen gençlik ‘İCMAL’ -4- / 06.02.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ -3- / 28.01.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ -2- / 25.01.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ / 24.01.2022
- İslam’da kadın hakları -5- / 09.12.2021