‘Hükümet işi, en iyi bilenindir’
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Bu işte (hükümet işinde) insanların en haklısı; bu işte en güçlü olan ve Allah’ın emirlerini bu konuda en iyi bilendir… Ömrüm hakkı için, imametin bütün insanların bir araya gelip rey vermesiyle gerçekleşmesine imkan yoktur”
08.04.2020 00:30:00
OKAN EGESEL
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kardeşinize, kılavuzluk eden bir ilimle ve doğru yolu gösteren bir görüşle sadaka verin." (Bihar, 75/105/40).
İmam Zeyn'ul Abidin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Meşveret eden kimsenin hakkı, kendisine kılavuzluk etmek için bir görüşün varsa ona kılavuzluk etmen ve eğer bir bilgin yoksa onu bu konuda bilgisi olan birine yönlendirmendir." (el-Hisal, 570/1).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bil ki Ali'yi (a.s) vuran ve öldüren kimse bana bir emanet verse ve benden bir hayır ve meşveret dilese ben onun isteğini kabul ederim ve ona emanetini geri veririm." (Tuhef'ul Ukul, 374).
Resûlullah (s.a.a)şöyle buyurmuştur: "Her kim mü'min kardeşi kendisiyle meşveret eder ve kendisi de sadık bir şekilde ona kılavuzluk etmezse Allah ondan aklını alır." (Bihar, 75/104/36).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Teslim olan ve meşveret eden kimseye hıyanet etmek işlerin en çirkini, kötülüklerin en büyüğü ve yakıcı ateş azabının sebebidir." (Gurer'ul Hikem, 5075).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Meşveret eden kimseye zulmetmek hem zulümdür ve hem de hıyanettir." (a.g.e, 6037).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Bu işte (hükümet işinde) insanların en haklısı; bu işte en güçlü olan ve Allah'ın emirlerini bu konuda en iyi bilendir… Ömrüm hakkı için, imametin bütün insanların bir araya gelip rey vermesiyle gerçekleşmesine imkan yoktur. Ancak onların ehil olanları, orada bulunmayanlar adına görüş bildirebilirler. Sonra şahit olanın dönmesi (biatını bozması), orada bulunmayanın da (başka birini seçme hususunda) hakkı olmaz." (Nehc'ul Belağa, 173. hutbe; Şerh-u Nehc'il Belağa-i İbn-i Ebi'l-Hadid, 9/328).
İmam Ali (a.s) şûra hakkında şöyle buyurmuştur: "Hiç kimse, benden önce hakkın davetine, akrabalığın gereğini yapmaya ve keremiyle yardıma koşmadı. Artık sözümü dinleyin ve dediklerimi aklınızda tutun. Pek yakında bu iş için kılıçların çekildiğini, ahitlere hıyanet edildiğini göreceksiniz. Sonunda bir kısmınız dalalet ehlinin önderleri, bir kısmınız da cehalet ehlinin taraftarı olacak." (a.g.e, 139. Hutbe).
İmam Hasan'ın (a.s), Muaviye için tayin ettiği şartlardan biri şu idi: "Muaviye b. Ebi Sufyan kendisinden sonra hiç kimseyi hilafete seçme hakkına sahip değildir. Kendisinden sonra hilafet konusunu Müslümanların şûrasına bırakmalıdır." (Bihar, 44/65/13). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kardeşinize, kılavuzluk eden bir ilimle ve doğru yolu gösteren bir görüşle sadaka verin." (Bihar, 75/105/40).
İmam Zeyn'ul Abidin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Meşveret eden kimsenin hakkı, kendisine kılavuzluk etmek için bir görüşün varsa ona kılavuzluk etmen ve eğer bir bilgin yoksa onu bu konuda bilgisi olan birine yönlendirmendir." (el-Hisal, 570/1).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bil ki Ali'yi (a.s) vuran ve öldüren kimse bana bir emanet verse ve benden bir hayır ve meşveret dilese ben onun isteğini kabul ederim ve ona emanetini geri veririm." (Tuhef'ul Ukul, 374).
Resûlullah (s.a.a)şöyle buyurmuştur: "Her kim mü'min kardeşi kendisiyle meşveret eder ve kendisi de sadık bir şekilde ona kılavuzluk etmezse Allah ondan aklını alır." (Bihar, 75/104/36).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Teslim olan ve meşveret eden kimseye hıyanet etmek işlerin en çirkini, kötülüklerin en büyüğü ve yakıcı ateş azabının sebebidir." (Gurer'ul Hikem, 5075).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Meşveret eden kimseye zulmetmek hem zulümdür ve hem de hıyanettir." (a.g.e, 6037).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Bu işte (hükümet işinde) insanların en haklısı; bu işte en güçlü olan ve Allah'ın emirlerini bu konuda en iyi bilendir… Ömrüm hakkı için, imametin bütün insanların bir araya gelip rey vermesiyle gerçekleşmesine imkan yoktur. Ancak onların ehil olanları, orada bulunmayanlar adına görüş bildirebilirler. Sonra şahit olanın dönmesi (biatını bozması), orada bulunmayanın da (başka birini seçme hususunda) hakkı olmaz." (Nehc'ul Belağa, 173. hutbe; Şerh-u Nehc'il Belağa-i İbn-i Ebi'l-Hadid, 9/328).
İmam Ali (a.s) şûra hakkında şöyle buyurmuştur: "Hiç kimse, benden önce hakkın davetine, akrabalığın gereğini yapmaya ve keremiyle yardıma koşmadı. Artık sözümü dinleyin ve dediklerimi aklınızda tutun. Pek yakında bu iş için kılıçların çekildiğini, ahitlere hıyanet edildiğini göreceksiniz. Sonunda bir kısmınız dalalet ehlinin önderleri, bir kısmınız da cehalet ehlinin taraftarı olacak." (a.g.e, 139. Hutbe).
İmam Hasan'ın (a.s), Muaviye için tayin ettiği şartlardan biri şu idi: "Muaviye b. Ebi Sufyan kendisinden sonra hiç kimseyi hilafete seçme hakkına sahip değildir. Kendisinden sonra hilafet konusunu Müslümanların şûrasına bırakmalıdır." (Bihar, 44/65/13). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).