Hükümet sineğin yağına muhtaç halde

AKP hükümeti, Türkiye ekonomisi hakkında pembe tablolar çizedursun, son 1 hafta içinde ekonomi sayfalarında yer alan haberler bunun böyle olmadığını gözler önüne seriyor.Paraya sıkışan hükümet olur olmaz her şeyden vergi ve ceza almanın peşine düştü.2014 Yılı Bütçe Tasarısı'nda trafik cezaları yüzde 44 artırılması planlanıyor ve bu cezalar hükümetin bir gelir kapısı olarak görülüyor. Trafik cezalarından 2013 yılının sonuna kadar 1 milyar 447 milyon lira gelir bekleyen hükümet, 2014 yılında 2,1 milyar liralık bir gelir amaçlıyor.Hükümetin, garsonların, müzisyenlerin bahşişlerine de göz diktiğini, yüzde 20 vergi almayı planladığını, ayrıca satacak bir şey kalmadığı için gelir amacıyla mezarlıkların dahi satışa çıkarıldığını önceki yazılarımızda belirtmiştik.Vatandaş, hükümetin çizdiği pembe tablolara güvenerek krediyle ev, araba gibi ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı ama gelirinin beklediği gibi olmadığını, pembe tabloların sadece yağlı boya tablolarda olduğunu geç de olsa görünce büyük bir şok yaşadı.Türkiye'de bu yılın üçüncü çeyreğinde 293 bin 318 konut satış sonucu el değiştirdi. Aynı dönemde ipotekli konut satışlarının sayısı 115 bin 416 oldu. Bu yüzde 39,3 bir orana denk geliyor. Yani satılan her evin yüzde 40'ı ipotekli? Vatandaş kredisini tamamlayamadan, borcunu ödeyemediği için ipotekli olarak başkasına devrediyor.Diğer bir haber ise sağlık sektöründeydi.Özel hastaneler dahi ücretsiz olacak sloganıyla, kandırmacasıyla yola çıkan hükümet, zayıf devlet anlayışıyla bütçeyi denkleştiremediğinden, sosyal güvenlik ödemelerini sabit tuttu ve özel hastaneler için durumu kurtarmak için hastane fark ücretini yüzde 200'e çıkardı. Böylece hükümet sağlık yükünü vatandaşın sırtına yüklemiş oldu. Kapitalist ekonomilerde her zaman olduğu gibi olan yine vatandaşa oldu.Gelelim tarım haberlerine? Türkiye İstatistik Kurumu'nun rakamlarına göre ülkemizde son 5 yılda 11 milyon dekar tarım arazisi yok oldu. Milyonlarca tarım köylüsü ise tarımı bıraktı.Bu tabloya neden olan en önemli etken, tarım üreticisinin bir taraftan yüksek maliyetlere maruz kalırken, diğer taraftan da ürününü zararına satmak durumunda kalmasıydı.Hükümet hem AB uğruna tarıma kota üstüne kota uyguladı, destekleri kesti hem de can çekişen tarım köylüsünü yandaş tüccarların insafına bıraktı. Tüccarlar, aracılar, tarım köylüsünden yok pahasına aldıkları ürünleri son tüketiciye fahiş fiyatlardan ulaştırdı. Örneğin tarlasında 30 kuruş olan domates, marketlerde 3 liradan satıldı. Birileri paraya para demezken, tarımda üretici de tüketici de tokatlandı.Tüccarların bir oyunu da yaz-kış fiyatları arasındaki farktan istifade etmek için ürünleri stok etmek oluyor. Ürünler soğuk hava depolarına çekilip, kışa girerken, fiyatlar ciddi oranda artarken ürünleri çıkarıyorlar.Keşan Çeltik Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Emin Meriç, 8-10 yıldan bu yana çeltik üreticisinin para kazanamadığını, zarar ettiğini açıkladı.  Akçakoca Ziraat Odası Başkanı ve Ulusal Fındık Konseyi (UFK) Yönetim Kurulu Üyesi Levent Şahin Başaran ise fındık üreticilerinin çıkmazda olduğunu, bir an önce borçlara yeni yapılandırma yapılması gerektiğini belirterek, "Aksi takdirde ziraat yapmak için elinde bulundurduğu alet, edevat ve tarlasını satmak zorunda kalacak" dedi.Bunlar başta da belirttiğim gibi benim ulaşabildiğim, gazetelerde rastladığım son 1 haftanın ekonomik gelişmeleri?AKP iktidarının 11 yıllık ekonomi geçmişine baktığımızda daha çok borçlandığımızı, bütün karlı kamu kurumlarımızın elimizden çıktığını, madenlerimizin, topraklarımızın satıldığını, tarım ve hayvancılıkta ithalata muhtaç hale geldiğimizi, devletin, kurumların, vatandaşların borç batağına saplandıklarını, bu sebepten dolayı birçok vatandaşımızın intihar ettiğini, ailelerin parçalandığını, hırsızlık ve gasp olaylarının arttığını, sağlıksız bir toplum haline geldiğimizi, eğitimin dibe vurduğunu, Türk milletinin bırakın geleceğine, yarınına bile güvenle bakamadığını net olarak göreceksiniz.Sizce hala aynı mantıkla, aynı mantığı sürdürenlerle devam etmek mantıklı mı?