Adalet Bakanı Cemil Çiçek, bugüne kadar çakıcı skandalı konusunda neden değerlendirmeler yapmadığı konusunda, meselenin hem yargıda, hem de yargıyı ilgilendirdiğini beyan etti. Çiçek, şunları söyledi: "Benim zorluğum burada. Yargıya güvenmek durumundayız. Başkaca bir yorum yapmam, hemen yargıya müdahale olarak değerlendirilecektir. Ben bu nedenle özenli davranıyorum. Yoksa bana ve bakanlığıma düşen görevler layıkıyla yerine getirilmiştir, getirilmektedir. Yargıya müdahale görüntüsü doğmaması bakımından belki bu görevler ve yapılan işlemler konusunda kamuoyuna bilgi vermekten bile kaçındık."
İmam Laila'ya giderse...
Milliyet yazarı Fikret Bila'ya konuşan Adalet Bakanı Çiçek, bazı kişiler, görevler için "hukuken engel yok" mantığıyla hareket edilmesinin kamu vicdanına sığmayacağını şu örnekle yansıtıyor:"Şimdi bazı kurumlar, kişiler, görevler için itibar her şeyin üstünde gelir. Görevi, işlevi bunu gerektirir. Belki hukuken bir engel yoktur, ama bazı davranışları kamu vicdanında onay bulmaz. Mesela İstanbul'da bir cami imamı Laila'ya gidip eğlenebilir mi? Hukuken bir engel yok. Gidebilir. Hukuken engel yok, ama bu davranışı uygun karşılanır mı? Pozisyonu açısından bakıldığında nasıl bir görüntü yaratır? Bazı hallerde hukuken engel olmayışı, yeterli değildir."
Yargı çarkı işliyor
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de, MİT ve Yargıtay arasında geçen tartışmanın bugün yapılacak Bakanlar Kurulu'na gelip gelmeyeceği konusunda, "Türkiye yeteri kadar açık, şeffaf bir ülke haline geldi. Şeffaf, açık, demokrasinin işlediği ülkelerde gizli kapaklı hiç bir şey kalmaz. Basında takip edilen konu yargıya yansıdı. Yargıtay tarihinde ilk defa bu şekilde bir soruşturma başladı. Sayın bakan da zaten müsteşarını çağırdı, gerekli talimatları verdi. Dolayısıyla gerekli çark işliyor, çalışıyor. Bununla ilgili bizim her gün demeç vermemiz, birşey söylememiz zaten doğru değil. Çünkü herşey yargıya yansımış vaziyettedir. Hiçbir şey kapalı kapıların ardından kalmaz. Eskiden kapıların ardında kalan konular bundan sonra daima halkın bilgisine sunulacaktır. Varsa bir yanlış, muhakkak ki ortaya çıkacaktır ve ne gerekirse yapılacaktır. Yargının el koyduğu konularla ilgili fikir söylemek doğru değildir."
İmam Laila'ya giderse...
Milliyet yazarı Fikret Bila'ya konuşan Adalet Bakanı Çiçek, bazı kişiler, görevler için "hukuken engel yok" mantığıyla hareket edilmesinin kamu vicdanına sığmayacağını şu örnekle yansıtıyor:"Şimdi bazı kurumlar, kişiler, görevler için itibar her şeyin üstünde gelir. Görevi, işlevi bunu gerektirir. Belki hukuken bir engel yoktur, ama bazı davranışları kamu vicdanında onay bulmaz. Mesela İstanbul'da bir cami imamı Laila'ya gidip eğlenebilir mi? Hukuken bir engel yok. Gidebilir. Hukuken engel yok, ama bu davranışı uygun karşılanır mı? Pozisyonu açısından bakıldığında nasıl bir görüntü yaratır? Bazı hallerde hukuken engel olmayışı, yeterli değildir."
Yargı çarkı işliyor
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de, MİT ve Yargıtay arasında geçen tartışmanın bugün yapılacak Bakanlar Kurulu'na gelip gelmeyeceği konusunda, "Türkiye yeteri kadar açık, şeffaf bir ülke haline geldi. Şeffaf, açık, demokrasinin işlediği ülkelerde gizli kapaklı hiç bir şey kalmaz. Basında takip edilen konu yargıya yansıdı. Yargıtay tarihinde ilk defa bu şekilde bir soruşturma başladı. Sayın bakan da zaten müsteşarını çağırdı, gerekli talimatları verdi. Dolayısıyla gerekli çark işliyor, çalışıyor. Bununla ilgili bizim her gün demeç vermemiz, birşey söylememiz zaten doğru değil. Çünkü herşey yargıya yansımış vaziyettedir. Hiçbir şey kapalı kapıların ardından kalmaz. Eskiden kapıların ardında kalan konular bundan sonra daima halkın bilgisine sunulacaktır. Varsa bir yanlış, muhakkak ki ortaya çıkacaktır ve ne gerekirse yapılacaktır. Yargının el koyduğu konularla ilgili fikir söylemek doğru değildir."