Hz. Ebuzer Gifari’yi 90 yaşında sürgün ettiler
Emeviler’in uygulamalarına karşı olanların başında saygıdeğer sahabi Ebuzer Gifari geliyordu
22.02.2023 20:52:00





Emeviler'in uygulamalarına karşı olanların başında saygıdeğer sahabi Ebuzer Gifari geliyordu. Asıl adı Cüdeb b. Cunade olan Ebuzer hakkında Allah Resulü şöyle buyurmuştu:
"Allah, Bana dört kişiyi sevmemi emretti. Ve bu dört kişiyi kendisinin de sevdiğini bildirdi. Bunlar Ali, Ebuzer, Mikdat ve Selman'dır."
Adı geçen bu zatlar ölünceye kadar Hz. Ali'den ayrılmamışlar, Gadr-i Hum'da Resulüllah'ın buyurduğu istikamette hareket etmişlerdir.
İşte Hz. Peygamber'in hakkında bu şekilde ifade buyurduğu Ebuzer Gifari, Hz. Osman döneminde, yapılan icraatlara şiddetle karşı çıktığı için 90 yaşında Medine'den, Şam'a sürüldü. Ancak Osman'ın Şam Valisi Muaviye, Ebuzer'i istemiyordu.
Zira Ebuzer Şam'da, Hz. Ali'nin konumu ve yüceliğini halka anlatmakta yani bir anlamda Gadr-i Hum günü Resulüllah'ın ifadeleri hakkında halkı bilgilendirmekteydi.
Bunun üzerine Muaviye, Ebuzer'i halifeye şikayet etti. Hz. Osman da Ebuzer'in geri gönderilmesini istedi. Rivayetlere göre çok zor şartlar altında yolculuk yapan yaşlı Ebuzer'in Medine'ye vardığında (yaralanmış olduğundan dolayı) baldırlarının eti dökülüyordu.
Ebuzer Gifari o haliyle Medine'den çıplak bir deve üzerinde kızıyla birlikte Rebeze'ye sürüldü. Ebuzer orada vefat etti.
Halife, Rebeze'ye giderken kimsenin Ebuzer'i yolcu etmesine izin vermemişti.
Fakat Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve Abdullah b. Cafer onu yolcu etmeye gitti.
Mervan b. Hakem onları geri çevirmek için karşılarına çıktı. Hz. Ali, Mervan'ın üzerine yürüyerek bindiği hayvanın kulaklarına vurdu ve "Defol! Allah seni ateşe sürüklesin" diye bağırdı.
Hz. Ali, Ebuzer Gifari'ye veda ederken şunları söyledi:
"Ey Ebuzer! Sen, Allah için kızdın. O'ndan ümidini kesme. Bu iktidar sahipleri dünyalarından dolayı senden korktular. Sen de dininden dolayı onlardan korktun.
Zarar vermenden korktukları şeyi onlara bırak. Onların zarar vermesinden korktuğun şeyi de alıp kaç. Onların, senin onlardan alıp götürdüğün şeye ne kadar ihtiyaçları var!
Fakat senin onların senden esirgedikleri şeye hiçbir ihtiyacın yok. Yarın kimin daha çok kazançlı çıktığını ve kimin daha çok kıskançlık çekeceğini bileceksin."
Hz. Ali, Ebuzer'i yolcu edip dönünce, bazı insanlar ona şöyle dedi: "Osman, sana çok kızdı".
Hz. Ali de şu cevabı verdi: "Normaldir. At, ağzına gem vurulmasına kızar."
Bütün bu çileleri Resulüllah, Hz. Ebuzer'e haber vermişti. Ebuzer Gifari Hz. Peygamberin kendisine şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Hz. Resulüllah'ın hizmetinde olduğum bir sırada bana şöyle buyurdu: "Sen sâlih bir insansın. Benden sonra başına çok belalar gelecektir. Ben, "Allah yolunda mı?" dediğimde, Hz. Peygamber, "Evet, Allah yolunda" buyurdular.
Ben de dedim ki, "Allah yolunda gelen başla göz üstüne."
Tanınmış Ehl-i Sünnet âlimlerinden Ebu'l-Esved Dueli, şöyle demektedir:
"Ebuzer'i Rebeze'de görüp, Medine'den neden çıktığını sormak istiyordum. Yanına gidip, 'Neden Medine'den çıktın?' diye sordum. Cevaben şöyle dedi:
Ben bitkisiz ve susuz olan bu çöle gelmeye mecbur ettiler. Habibim Resulüllah bunu daha önceden bana haber vermişti. Ben bir gün camide uykuya dalmıştım.
Peygamber oraya gelip, ayağıyla bana vurdu ve sordu ki, 'Neden camide uyuyorsun?' Ben, 'Farkında olmadan uyumuşum' dedim.
Buyurdu ki, 'Seni Medine'den çıkardıklarında ne yapacaksın?' Ben, 'Şam'a giderim' dedim.
Buyurdu ki: 'Oradan çıkarırsalar nereye gidersin?' 'Camiye dönerim' dedim.
Buyurdu ki: 'Buradan da çıkarırlarsa ne yapacaksın?' Dedim ki, 'O zaman kılıcı çekip savaşırım.'
Hz. Peygamber o vakit şöyle buyurdu: 'Seni, senin yararına olan bir şeye yönelteyim mi?' Ben, 'Evet' dedim.
'Seni nereye sürerlerse git, dinle ve itaat et'.
Ben de dinleyip itaat ettim. Allah'a and olsun ki Osman, günahkâr olarak Allah'ın huzuruna çıkacaktır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
"Allah, Bana dört kişiyi sevmemi emretti. Ve bu dört kişiyi kendisinin de sevdiğini bildirdi. Bunlar Ali, Ebuzer, Mikdat ve Selman'dır."
Adı geçen bu zatlar ölünceye kadar Hz. Ali'den ayrılmamışlar, Gadr-i Hum'da Resulüllah'ın buyurduğu istikamette hareket etmişlerdir.
İşte Hz. Peygamber'in hakkında bu şekilde ifade buyurduğu Ebuzer Gifari, Hz. Osman döneminde, yapılan icraatlara şiddetle karşı çıktığı için 90 yaşında Medine'den, Şam'a sürüldü. Ancak Osman'ın Şam Valisi Muaviye, Ebuzer'i istemiyordu.
Zira Ebuzer Şam'da, Hz. Ali'nin konumu ve yüceliğini halka anlatmakta yani bir anlamda Gadr-i Hum günü Resulüllah'ın ifadeleri hakkında halkı bilgilendirmekteydi.
Bunun üzerine Muaviye, Ebuzer'i halifeye şikayet etti. Hz. Osman da Ebuzer'in geri gönderilmesini istedi. Rivayetlere göre çok zor şartlar altında yolculuk yapan yaşlı Ebuzer'in Medine'ye vardığında (yaralanmış olduğundan dolayı) baldırlarının eti dökülüyordu.
Ebuzer Gifari o haliyle Medine'den çıplak bir deve üzerinde kızıyla birlikte Rebeze'ye sürüldü. Ebuzer orada vefat etti.
Halife, Rebeze'ye giderken kimsenin Ebuzer'i yolcu etmesine izin vermemişti.
Fakat Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve Abdullah b. Cafer onu yolcu etmeye gitti.
Mervan b. Hakem onları geri çevirmek için karşılarına çıktı. Hz. Ali, Mervan'ın üzerine yürüyerek bindiği hayvanın kulaklarına vurdu ve "Defol! Allah seni ateşe sürüklesin" diye bağırdı.
Hz. Ali, Ebuzer Gifari'ye veda ederken şunları söyledi:
"Ey Ebuzer! Sen, Allah için kızdın. O'ndan ümidini kesme. Bu iktidar sahipleri dünyalarından dolayı senden korktular. Sen de dininden dolayı onlardan korktun.
Zarar vermenden korktukları şeyi onlara bırak. Onların zarar vermesinden korktuğun şeyi de alıp kaç. Onların, senin onlardan alıp götürdüğün şeye ne kadar ihtiyaçları var!
Fakat senin onların senden esirgedikleri şeye hiçbir ihtiyacın yok. Yarın kimin daha çok kazançlı çıktığını ve kimin daha çok kıskançlık çekeceğini bileceksin."
Hz. Ali, Ebuzer'i yolcu edip dönünce, bazı insanlar ona şöyle dedi: "Osman, sana çok kızdı".
Hz. Ali de şu cevabı verdi: "Normaldir. At, ağzına gem vurulmasına kızar."
Bütün bu çileleri Resulüllah, Hz. Ebuzer'e haber vermişti. Ebuzer Gifari Hz. Peygamberin kendisine şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Hz. Resulüllah'ın hizmetinde olduğum bir sırada bana şöyle buyurdu: "Sen sâlih bir insansın. Benden sonra başına çok belalar gelecektir. Ben, "Allah yolunda mı?" dediğimde, Hz. Peygamber, "Evet, Allah yolunda" buyurdular.
Ben de dedim ki, "Allah yolunda gelen başla göz üstüne."
Tanınmış Ehl-i Sünnet âlimlerinden Ebu'l-Esved Dueli, şöyle demektedir:
"Ebuzer'i Rebeze'de görüp, Medine'den neden çıktığını sormak istiyordum. Yanına gidip, 'Neden Medine'den çıktın?' diye sordum. Cevaben şöyle dedi:
Ben bitkisiz ve susuz olan bu çöle gelmeye mecbur ettiler. Habibim Resulüllah bunu daha önceden bana haber vermişti. Ben bir gün camide uykuya dalmıştım.
Peygamber oraya gelip, ayağıyla bana vurdu ve sordu ki, 'Neden camide uyuyorsun?' Ben, 'Farkında olmadan uyumuşum' dedim.
Buyurdu ki, 'Seni Medine'den çıkardıklarında ne yapacaksın?' Ben, 'Şam'a giderim' dedim.
Buyurdu ki: 'Oradan çıkarırsalar nereye gidersin?' 'Camiye dönerim' dedim.
Buyurdu ki: 'Buradan da çıkarırlarsa ne yapacaksın?' Dedim ki, 'O zaman kılıcı çekip savaşırım.'
Hz. Peygamber o vakit şöyle buyurdu: 'Seni, senin yararına olan bir şeye yönelteyim mi?' Ben, 'Evet' dedim.
'Seni nereye sürerlerse git, dinle ve itaat et'.
Ben de dinleyip itaat ettim. Allah'a and olsun ki Osman, günahkâr olarak Allah'ın huzuruna çıkacaktır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.