Hz. Fâtımâ’yı defnettiği sırada yaptığı bir konuşma
Ey Allah’ın Resulü! Benden ve yakınına inecek Sana yetişmekte acele eden kızından Sana selam olsun
29.04.2023 18:56:00





"Ey Allah'ın Resulü! Benden ve yakınına inecek Sana yetişmekte acele eden kızından Sana selam olsun!
Ey Allah'ın Resulü! Seçkin kızın için sabrım azaldı. O'nun için tahammülüm kalmadı.
Ancak Senden ayrılığın büyüklüğü ve musibetinin ağırlığının tesellisi bu üzücü olay için Bana sabır kaynağıdır. Seni, mezarının içine yatırdım. Boğazımla göğsüm arasındayken ruhun teslim oldu.
'Biz, Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz.'
Emanet iade edildi ve rehin geri alındı; ancak Allah, Senin ikamet ettiğin yurdu Benim için seçinceye kadar hüznüm sonsuz, gecem uykusuzdur.
Kızın, Sana ümmetinin zulme yardımcı olduğunu haber verecek, ona sor ve durumu ondan öğren.
Üstelik bu, çok zaman geçmeden ve Senin anılman daha sona ermeden meydana geldi.
İkinize de nefret edenin ve usananın değil, uğurlayanın selamıyla selam olsun.
Gidersem bu, usanmadan dolayı değildir kalırsam, Allah'ın sabredenlere vaad ettikleri şeyler hakkındaki suizandan dolayı değildir."
Kureyş hakkındaki bir konuşması:
"Allah'ım! Kureyş'e ve onlara yardım edenlere karşı senden yardım dilerim.
Onlar, akrabalık ilişkisini kestiler. Başkasından daha çok hak sahibi olduğum hak hususunda Benimle çekişmek üzere anlaştılar. 'Bilmiş ol ki, hakkı alman da vardır, onu engellemen de...'
Üzgün olarak sabret ya da mahzun olarak öl! dediler. Baktım ki, Ehl-i Beyt'imden başka destekleyenim, savunanım ve yardımcım yok, onlarla ölümden sakındım.
Göze kaçan tozun üzerine gözlerimi kapattım. Boğaza takılan şeyin üzerine tükürüğümü yuttum. Ebu Cehil karpuzundan daha acı ve kalbe bıçak yarasından daha fazla ıstırap veren öfkeyi yutmaya sabrettim."
Resulüllah'ı yıkayıp, kefenlerken yaptığı bir konuşma:
"Annem babam, Sana feda olsun! Başkasının ölümüyle kesilmeyen nübüvvet, göklerin bilgileri ve haberleri Senin ölümünle kesildi.
Senin dışındakiler için teselli edici oluncaya kadar Ehl-i Beyt'ini özelleştirdin. İnsanlar, Sende eşit oluncaya kadar tebliğini genelleştirdin.
Sabrı emredip, üzülmeyi yasaklamasaydın senin için göz pınarlarımızı kuruturduk.
Hastalığın tedavisi tehir edilir, hüzün ise bize müttefik olurdu. Bunlar Senin için az bile olurdu. Ancak ölüm reddedilemiyor ve kovulamıyor. Annem babam Sana feda olsun! Bizi, Rabb'inin yanında an ve bizi unutma..."
Hz. Muhammed'in ailesinden söz ettiği bir konuşma:
"Onlar ilmin yaşamı ve cehaletin ölümüdürler. Yumuşak huyluluktan size onların ilmini, susmaları konuşmalarındaki hikmetleri haber veriyor.
Ne Hakk'a muhalefet ediyorlar, ne de hak hususunda ihtilafa düşüyorlar. Onlar İslam'ın direkleri ve sığınma yerleridir. Hak, onlarla aslına döndü.
Bâtıl yerinden uzaklaştı ve dili kökünden kesildi. Dini duyarak ve rivayet ederek değil, ezberleyerek ve riayet ederek anladılar. İlme rivayet edenler çok, ancak ona riayet edenler azdır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Ey Allah'ın Resulü! Seçkin kızın için sabrım azaldı. O'nun için tahammülüm kalmadı.
Ancak Senden ayrılığın büyüklüğü ve musibetinin ağırlığının tesellisi bu üzücü olay için Bana sabır kaynağıdır. Seni, mezarının içine yatırdım. Boğazımla göğsüm arasındayken ruhun teslim oldu.
'Biz, Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz.'
Emanet iade edildi ve rehin geri alındı; ancak Allah, Senin ikamet ettiğin yurdu Benim için seçinceye kadar hüznüm sonsuz, gecem uykusuzdur.
Kızın, Sana ümmetinin zulme yardımcı olduğunu haber verecek, ona sor ve durumu ondan öğren.
Üstelik bu, çok zaman geçmeden ve Senin anılman daha sona ermeden meydana geldi.
İkinize de nefret edenin ve usananın değil, uğurlayanın selamıyla selam olsun.
Gidersem bu, usanmadan dolayı değildir kalırsam, Allah'ın sabredenlere vaad ettikleri şeyler hakkındaki suizandan dolayı değildir."
Kureyş hakkındaki bir konuşması:
"Allah'ım! Kureyş'e ve onlara yardım edenlere karşı senden yardım dilerim.
Onlar, akrabalık ilişkisini kestiler. Başkasından daha çok hak sahibi olduğum hak hususunda Benimle çekişmek üzere anlaştılar. 'Bilmiş ol ki, hakkı alman da vardır, onu engellemen de...'
Üzgün olarak sabret ya da mahzun olarak öl! dediler. Baktım ki, Ehl-i Beyt'imden başka destekleyenim, savunanım ve yardımcım yok, onlarla ölümden sakındım.
Göze kaçan tozun üzerine gözlerimi kapattım. Boğaza takılan şeyin üzerine tükürüğümü yuttum. Ebu Cehil karpuzundan daha acı ve kalbe bıçak yarasından daha fazla ıstırap veren öfkeyi yutmaya sabrettim."
Resulüllah'ı yıkayıp, kefenlerken yaptığı bir konuşma:
"Annem babam, Sana feda olsun! Başkasının ölümüyle kesilmeyen nübüvvet, göklerin bilgileri ve haberleri Senin ölümünle kesildi.
Senin dışındakiler için teselli edici oluncaya kadar Ehl-i Beyt'ini özelleştirdin. İnsanlar, Sende eşit oluncaya kadar tebliğini genelleştirdin.
Sabrı emredip, üzülmeyi yasaklamasaydın senin için göz pınarlarımızı kuruturduk.
Hastalığın tedavisi tehir edilir, hüzün ise bize müttefik olurdu. Bunlar Senin için az bile olurdu. Ancak ölüm reddedilemiyor ve kovulamıyor. Annem babam Sana feda olsun! Bizi, Rabb'inin yanında an ve bizi unutma..."
Hz. Muhammed'in ailesinden söz ettiği bir konuşma:
"Onlar ilmin yaşamı ve cehaletin ölümüdürler. Yumuşak huyluluktan size onların ilmini, susmaları konuşmalarındaki hikmetleri haber veriyor.
Ne Hakk'a muhalefet ediyorlar, ne de hak hususunda ihtilafa düşüyorlar. Onlar İslam'ın direkleri ve sığınma yerleridir. Hak, onlarla aslına döndü.
Bâtıl yerinden uzaklaştı ve dili kökünden kesildi. Dini duyarak ve rivayet ederek değil, ezberleyerek ve riayet ederek anladılar. İlme rivayet edenler çok, ancak ona riayet edenler azdır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.