Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'İmam Hasan ' eserinde '' İmam Hasan'a karşı yapılan bazı haksız yakıştırmalar hakkında şu bilgilere yer verilmektedir:
"Zühri ile ilgili "İmamların Hayatı" adlı eserde şu ifadeleri görüyoruz: "O'nun (Zühri), daha başlangıçta, (gençliğinde) Medine'de İmam Zeynelâbidin ile irtibatı vardı ve hazretlerinin huzurundan yararlanıyordu. Fakat sonraları Emevilerin sarayında meczub olarak onların hizmetine girmiştir. Bazen Emevilerin kendisine, "Peygamberin oğlu (Hüseyin oğlu Ali) ne yapıyor" (İbn-i Şehraşûb, aynı kaynak, c. 4, s. 159) diyerek istihza etmeleri bu dönemi vurgulamaktadır. Zuhri'nin hayatından bazı kesitleri aşağıda sunarak, onun Emevi sarayı ile olan ilişkilerine ait kanıtları okuyucularımıza sunmaya çalışacağız.
İbn-i Ebi'l-Hadid, onun İmam Ali'nin muhaliflerinden biri olduğunu öne sürerek şöyle yazıyor: "Bir gün Hüseyin oğlu Ali, Zühri ve Urvet b. Zübeyr'in camide Hz. Ali aleyhinde konuştuklarını duydu. İmam Zeynelâbidin, (hemen) camiye giderek bu iki kişinin kafasına dikilip kendilerini şiddetle ikaz etti." (Şerh-i Nehcü'l Belaga, İbn-i Ebi'l Hadid, c.4, s.102).
İbn-i Sa'd, "Zühri'yi Abdülmelik'in sarayına sokan kişi, Abdülmelik sarayının özel mühürdarı olan Kubeyse b. Züeyb'dir" diye yazıyor. (et-Tabkatü'l-Kübra, c.7, s.447).
Zühri'nin, Emevilerin kirli sarayına bağımlılığı buradan başlamış oluyor. O, refahın keyfini, saray yaşamının zevkini Abdülmelik iktidarında tattı. Bu nedenle onun (Abdülmelik'in) oğulları Velid, Süleyman, Yezid, Hişam ve aynı şekilde Ömer b. Abdülaziz sarayında da konumunu sürdürdü. Yezid b. Abdülmelik Zühri'yi kadılık makamına atadı. Yezit'ten sonra Hişam b. Abdülmelik iktidarında da özel saygı ve mevkiini korudu. Hişam, kendisini, oğullarının öğretmenliği görevine getirdi. Ve bu görevi hayıtının sonuna kadar sürdürdü. (İbn-i Kesir, aynı kaynak, c.9, s.341; İbn-i Hallekan, Vefayatü'l-A'yan, c. 4, s.178 ).
Hişam, onun seksen bin dirhem borcunu ödedi, deniliyor. (İbn-i Kesir, aynı kaynak, c.9, s.343) Yine İbn-i Sa'd, "Zühri Rüsafe'de Hişam'ın yanına gitti, ondan önce yirmi yıl süreyle onların (Emevilerin) yanında kaldı" demektedir. (İbn Sa'd, aynı kaynak, c. 7, s. 474).
Aynı şekilde Süfyan b. Üyeyne'den şöyle naklediyor: "Zühri, yüz yirmi üç hicri (M. 741) yılında zamanın halifesi Hişam ile birlikte Mekke'ye geldi ve yüz yirmi dört yılına kadar orada ikamet etti." (Muhammed b. Sa'd, aynı kaynak, c.5, s.497).
Zühri, saray yaşamına ve onun refah nimetlerine öyle alışmıştı ki, ömrünün sonlarına doğru kendisine dediler ki; "Keşke ömrünün bu son günlerinde Medine'de olsaydın, Peygamber camiinde bir direk dibinde otursaydın ve biz etrafında dizilip otursaydık, sen de halkı eğitseydin." Buna Zühri'nin cevabı şu oldu: "Eğer böyle yaparsam, derim soyulur, bu da benim yararıma değil. Ancak dünyaya sırt çevirip ahrete sarılırsam, başka…" (İbn-i Kesir, age. c.9, s.348).
(devam edecek…)
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020