‘İçki içenin sözünü tasdik etmeyin’
İmam Ca'fer (a.s.) buyurdu ki: "Eğer şarap içen birisi elçiliğe gelirse teklifini reddedin, konuşursa sözünü tasdik etmeyin. Aracı olmak isterse aracı yapmayın. Güvenerek bir emaneti ona vermeyin"
28.11.2023 11:47:00 / Güncelleme: 28.11.2023 11:50:13
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





Haris b. Muğayre şöyle der:
"Bir gece Medine sokaklarının birinde İmam Sâdık'la karşılaştım. Bana, "Ey Haris!" diye seslendi. Ben de, "Buyurun" dedim.
İmam, "Sizin akılsızlarınızın günahı akıllılarınızın üzerinedir; sizin âlim ve bilginleriniz cahillerinizin günahını yüklenecektir" buyurarak geçip gittiler.
Haris şöyle devam ediyor: "Bir müddet sonra İmam Sâdık'ın huzuruna vararak müsaade isteyip dedim ki: Fedan olayım! Akılsızlarınızın günahlarını âlimleriniz yüklenecektir, buyurdunuz. Sizin bu sözünüzden dolayı önemli bir neticeye ulaştım ve bundan dolayı çok rahatsız oldum."
İmam buyurdu ki: "Durum dediğim gibidir. Sizin akılsızlarınızın günahını âlimleriniz yükleneceklerdir. Sebebi ise şudur: Neden sizlerden herhangi biriniz çirkin bir iş işleyip rahatsızlığımıza sebep olduğunda siz ona nasihatte bulunmuyor ve güzel sözlerle onu aydınlatmıyorsunuz?"
Dedim ki: "Onlara nasihat etsek de sözümüze bakmaz ve bize itaat etmezler."
Buyurdu ki: "O halde, onunla konuşmayın, böyle insanlarla arkadaş olmayın ve onlarla oturup kalkmayın." (Biharu'l Envar, c.74, s.433).
İmam Câfer-i Sâdık şöyle buyuruyor:
"Eğer şarap içen birisi elçiliğe gelirse teklifini reddedin, konuşursa sözünü tasdik etmeyin. Aracı olmak isterse aracı yapmayın. Güvenerek bir emaneti ona vermeyin. Kim şarap içen bir kimseye güvenerek bir emaneti onun yanında bırakır ve o emanet onun yanında yok veya zâyi olursa, Allah emanet verene bir mükâfat vermez ve o emaneti de telafi etmez."
İmam ardından şöyle devam etti:
"Bir şahsa bir miktar para vererek ticaret yapması için onu Yemen'e göndermek istedim. Babamın huzuruna çıkıp arz ettim ki, "Filan adama, ticaret yapmak için sermaye vermek istiyorum sizin görüşünüz nedir?"
Babam, "Onun şarap içtiğini bilmiyor musun?" diye buyurdu.
Ben de cevaben, "Bazı mü'minlerden onun şarap içtiğini duymuştum" dedim.
Babam buyurdu ki: "Onların sözlerini tasdik et. Zira Allah, Peygamberi hakkında şöyle buyuruyor: Peygamber, Allah'a inanıyor, mü'minleri ise tasdik ediyor."
Sonra buyurdu ki: "Eğer ona sermaye verirsen ve bu sermaye de zâyi olursa veya yok olursa Allah buna karşılık sana bir mükâfat vermez ve bu sermayeyi de telafi etmez."
"Neden?" diye sorduğumda, buyurdu ki:
"Çünkü Allah Kur'an'da, "Allah'ın sizin için sermaye kıldığı malları akılsızlara vermeyin" (Nisa, 5) buyuruyor." (Biharu'l Envar, c.84, s.103).
"Bir gece Medine sokaklarının birinde İmam Sâdık'la karşılaştım. Bana, "Ey Haris!" diye seslendi. Ben de, "Buyurun" dedim.
İmam, "Sizin akılsızlarınızın günahı akıllılarınızın üzerinedir; sizin âlim ve bilginleriniz cahillerinizin günahını yüklenecektir" buyurarak geçip gittiler.
Haris şöyle devam ediyor: "Bir müddet sonra İmam Sâdık'ın huzuruna vararak müsaade isteyip dedim ki: Fedan olayım! Akılsızlarınızın günahlarını âlimleriniz yüklenecektir, buyurdunuz. Sizin bu sözünüzden dolayı önemli bir neticeye ulaştım ve bundan dolayı çok rahatsız oldum."
İmam buyurdu ki: "Durum dediğim gibidir. Sizin akılsızlarınızın günahını âlimleriniz yükleneceklerdir. Sebebi ise şudur: Neden sizlerden herhangi biriniz çirkin bir iş işleyip rahatsızlığımıza sebep olduğunda siz ona nasihatte bulunmuyor ve güzel sözlerle onu aydınlatmıyorsunuz?"
Dedim ki: "Onlara nasihat etsek de sözümüze bakmaz ve bize itaat etmezler."
Buyurdu ki: "O halde, onunla konuşmayın, böyle insanlarla arkadaş olmayın ve onlarla oturup kalkmayın." (Biharu'l Envar, c.74, s.433).
İmam Câfer-i Sâdık şöyle buyuruyor:
"Eğer şarap içen birisi elçiliğe gelirse teklifini reddedin, konuşursa sözünü tasdik etmeyin. Aracı olmak isterse aracı yapmayın. Güvenerek bir emaneti ona vermeyin. Kim şarap içen bir kimseye güvenerek bir emaneti onun yanında bırakır ve o emanet onun yanında yok veya zâyi olursa, Allah emanet verene bir mükâfat vermez ve o emaneti de telafi etmez."
İmam ardından şöyle devam etti:
"Bir şahsa bir miktar para vererek ticaret yapması için onu Yemen'e göndermek istedim. Babamın huzuruna çıkıp arz ettim ki, "Filan adama, ticaret yapmak için sermaye vermek istiyorum sizin görüşünüz nedir?"
Babam, "Onun şarap içtiğini bilmiyor musun?" diye buyurdu.
Ben de cevaben, "Bazı mü'minlerden onun şarap içtiğini duymuştum" dedim.
Babam buyurdu ki: "Onların sözlerini tasdik et. Zira Allah, Peygamberi hakkında şöyle buyuruyor: Peygamber, Allah'a inanıyor, mü'minleri ise tasdik ediyor."
Sonra buyurdu ki: "Eğer ona sermaye verirsen ve bu sermaye de zâyi olursa veya yok olursa Allah buna karşılık sana bir mükâfat vermez ve bu sermayeyi de telafi etmez."
"Neden?" diye sorduğumda, buyurdu ki:
"Çünkü Allah Kur'an'da, "Allah'ın sizin için sermaye kıldığı malları akılsızlara vermeyin" (Nisa, 5) buyuruyor." (Biharu'l Envar, c.84, s.103).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.