Makarayı biraz geri çevirmeye ve filmi yeniden seyretmeye ne dersiniz?
MHP bir aydır sergilemekte olduğu sert ve tâvizsiz "gerekirse hükümetten çekiliriz" üslûbunu; 12 Ocak 2000, yâni Öcalan dosyasının anayasaya ve demokratik teamüllere tamamen aykırı bir biçimde başbakanlığın herhangi bir rafına kaldırılmaya niyetlenildiği gün sergilemiş olsaydı Öcalan ipten kurtulur muydu, kurtulmaz mıydı?
Yılmaz hesabını iyi yapmış, oyunu iyi oynamıştır. Bir poker ustası kıvraklığı ile, ipe un serilir ve problem zamana yayılırsa olay sıcak iken sesi çıkmayan idam karşıtı cephenin kuvvetleneceğini, kamu vicdanının külleneceğini, şehit ailelerinin bıkarak "Allahınız'dan bulun" diye içine kapanacağını öngörmüştür.
MHP ne diyor; "Liderler imzalarına sahip çıksınlar".
Hangi imzalarına? "Öcalan dosyası, AİHM karar verene kadar bekletilecek".
Bu ne demektir Allah aşkına ve pratikte bir değeri var mıdır?
AİHM ne karar verecektir? "Aferin, iyi yaptınız da Öcalan'ı idama mahkûm ettiniz, hadi asın" mı diyecektir?
15-0 aksi yönde karar çıkacağına bahse girerim. "Affedin" derse ve bu hükümet de kabul ederse, daha AB'ye girmeden AB yasalarının, millî yasalardan üstün olduğunu kabul etmiş olmayacak mıyız? Peki ama biz sömürge miyiz yahu?
Ve asıl o zaman MHP ne yapacaktır? Neden beklenilmiştir? Neden zaman kaybedilip kamu vicdanı hırpalanmıştır? AİHM'nin kararı belli iken MHP neden o zaman hükümetten çekilirim demeyip de zamana oynamıştır?
Üç yıl hele bir iktidarda kalalım, staj yapalım, bir takım nimetlerden faydalanalım düşüncesi bu kadar mı önemlidir?
Dosya 2000 Ocak ayında meclise gelseydi, kamuoyu baskısıyla milletvekilleri % 90 oranında evet demeyecek miydi?
Yahu Öcalan'ı asıp idamı kaldırmak bu kadar mı zor? Astıktan sonra idamı bir gecede kaldırarak, "Bakın yasalarımızda değişiklik yaptık, hadi bizi alın" diyemez miyiz?
O zaman kelin perçemi öne düşmeyecek mi? O zaman AB'nin asıl derdinin "idam" mı yoksa "Öcalan" mı olduğu gün gibi açığa çıkmayacak mı?
Irza geçmek rezil bir suçtur ve mutlaka cezalandırılması gerekir. Hollanda haklı olarak Alanyalı ırz düşmanının serbest bırakılmasına tepki gösterdi ve infazın devamını istedi.
Aynı Hollanda 30 bin şehide neden olan can düşmanının infazını neden engelliyor? Kimse bu milleti "ağırlaştırılmış, affı mümkün olmayan müebbet" safsatalarıyla kandırmasın.
Bu "özel müebbet hapis" yasa değişikliği ile olursa; yasaların nasıl değiştiği, nasıl af çıkarıldığı, serbest bırakılmalarda nasıl farklı yorumlar ile ne tür rezaletler yaşandığı ortada...
Yok anayasa değişikliği ile olursa, yine hiç sevinmeyin; devletin dili ve egemenliği ile ilgili, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri orasından burasından tırtıklanmaya çalışılırken, Öcalan maddesinin lâfı mı olur? Beş sene sonra "Çevre bakanı" bile yaparsınız.
En yetkili ağızlar açıklama yapıyorlar, "AB'ye en erken 2020'de gireceğiz" diye..
Bu telaş niye, hangi yangından hangi mallar kaçırılıyor? Asaf Savaş Akat, Tüsiad için çeşitli ekonomik senaryolar üretmiş. AB'ye girersek altı yılda milli gelir şu kadar olur, girmezsek Irak'a döneriz diye..
2020'den sonraki altı yıl mı söz konusu olan?
Peki altı yıl sonraki 20.000 dolar hedefine ulaşmak için ille AB üyesi mi olmak gerekli? Halen 20.000 dolar seviyesindeki Japonyalar, Avustralyalar, Norveçler, Kanada'lar, Kıbrıs Rum kesimleri AB üyesi mi? Sallarken destekli sallayın..
İnsan hakları konusunda Avrupa'dan fersah fersah ilerde olduğumuzu iddia ediyorum.
Hangi Avrupa ülkesinde özel uçağı ile düşen "ekalliyet mensubu" (Öküzün altında buzağı aramayın, sadece Lozan'daki azınlık tarifi kullanılmıştır) bir müzisyenin heykeli dikilip de Semra Özal gibi bir eski Cumhurbaşkanı eşi tarafından açılmıştır? Bu ülkede şehit düşen yüzlerce pilottan kaçının özel anıtı vardır?
Hangi "lâik" batı ülkesindeki deprem-tabii afet bölgelerinde dış yardım ekiplerinin yoğun Müslüman propagandası yapmasına izin verilmiştir?
İdam midam hikâye, önce bu sorulara cevap verin, idamı sonra tartışırız.
MHP bir aydır sergilemekte olduğu sert ve tâvizsiz "gerekirse hükümetten çekiliriz" üslûbunu; 12 Ocak 2000, yâni Öcalan dosyasının anayasaya ve demokratik teamüllere tamamen aykırı bir biçimde başbakanlığın herhangi bir rafına kaldırılmaya niyetlenildiği gün sergilemiş olsaydı Öcalan ipten kurtulur muydu, kurtulmaz mıydı?
Yılmaz hesabını iyi yapmış, oyunu iyi oynamıştır. Bir poker ustası kıvraklığı ile, ipe un serilir ve problem zamana yayılırsa olay sıcak iken sesi çıkmayan idam karşıtı cephenin kuvvetleneceğini, kamu vicdanının külleneceğini, şehit ailelerinin bıkarak "Allahınız'dan bulun" diye içine kapanacağını öngörmüştür.
MHP ne diyor; "Liderler imzalarına sahip çıksınlar".
Hangi imzalarına? "Öcalan dosyası, AİHM karar verene kadar bekletilecek".
Bu ne demektir Allah aşkına ve pratikte bir değeri var mıdır?
AİHM ne karar verecektir? "Aferin, iyi yaptınız da Öcalan'ı idama mahkûm ettiniz, hadi asın" mı diyecektir?
15-0 aksi yönde karar çıkacağına bahse girerim. "Affedin" derse ve bu hükümet de kabul ederse, daha AB'ye girmeden AB yasalarının, millî yasalardan üstün olduğunu kabul etmiş olmayacak mıyız? Peki ama biz sömürge miyiz yahu?
Ve asıl o zaman MHP ne yapacaktır? Neden beklenilmiştir? Neden zaman kaybedilip kamu vicdanı hırpalanmıştır? AİHM'nin kararı belli iken MHP neden o zaman hükümetten çekilirim demeyip de zamana oynamıştır?
Üç yıl hele bir iktidarda kalalım, staj yapalım, bir takım nimetlerden faydalanalım düşüncesi bu kadar mı önemlidir?
Dosya 2000 Ocak ayında meclise gelseydi, kamuoyu baskısıyla milletvekilleri % 90 oranında evet demeyecek miydi?
Yahu Öcalan'ı asıp idamı kaldırmak bu kadar mı zor? Astıktan sonra idamı bir gecede kaldırarak, "Bakın yasalarımızda değişiklik yaptık, hadi bizi alın" diyemez miyiz?
O zaman kelin perçemi öne düşmeyecek mi? O zaman AB'nin asıl derdinin "idam" mı yoksa "Öcalan" mı olduğu gün gibi açığa çıkmayacak mı?
Irza geçmek rezil bir suçtur ve mutlaka cezalandırılması gerekir. Hollanda haklı olarak Alanyalı ırz düşmanının serbest bırakılmasına tepki gösterdi ve infazın devamını istedi.
Aynı Hollanda 30 bin şehide neden olan can düşmanının infazını neden engelliyor? Kimse bu milleti "ağırlaştırılmış, affı mümkün olmayan müebbet" safsatalarıyla kandırmasın.
Bu "özel müebbet hapis" yasa değişikliği ile olursa; yasaların nasıl değiştiği, nasıl af çıkarıldığı, serbest bırakılmalarda nasıl farklı yorumlar ile ne tür rezaletler yaşandığı ortada...
Yok anayasa değişikliği ile olursa, yine hiç sevinmeyin; devletin dili ve egemenliği ile ilgili, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri orasından burasından tırtıklanmaya çalışılırken, Öcalan maddesinin lâfı mı olur? Beş sene sonra "Çevre bakanı" bile yaparsınız.
En yetkili ağızlar açıklama yapıyorlar, "AB'ye en erken 2020'de gireceğiz" diye..
Bu telaş niye, hangi yangından hangi mallar kaçırılıyor? Asaf Savaş Akat, Tüsiad için çeşitli ekonomik senaryolar üretmiş. AB'ye girersek altı yılda milli gelir şu kadar olur, girmezsek Irak'a döneriz diye..
2020'den sonraki altı yıl mı söz konusu olan?
Peki altı yıl sonraki 20.000 dolar hedefine ulaşmak için ille AB üyesi mi olmak gerekli? Halen 20.000 dolar seviyesindeki Japonyalar, Avustralyalar, Norveçler, Kanada'lar, Kıbrıs Rum kesimleri AB üyesi mi? Sallarken destekli sallayın..
İnsan hakları konusunda Avrupa'dan fersah fersah ilerde olduğumuzu iddia ediyorum.
Hangi Avrupa ülkesinde özel uçağı ile düşen "ekalliyet mensubu" (Öküzün altında buzağı aramayın, sadece Lozan'daki azınlık tarifi kullanılmıştır) bir müzisyenin heykeli dikilip de Semra Özal gibi bir eski Cumhurbaşkanı eşi tarafından açılmıştır? Bu ülkede şehit düşen yüzlerce pilottan kaçının özel anıtı vardır?
Hangi "lâik" batı ülkesindeki deprem-tabii afet bölgelerinde dış yardım ekiplerinin yoğun Müslüman propagandası yapmasına izin verilmiştir?
İdam midam hikâye, önce bu sorulara cevap verin, idamı sonra tartışırız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Mümtaz / diğer yazıları
- Ekonomi, İslam ve Rusya / 01.04.2006
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002