Yüce Allah, insanlık tarihi ile birlikte orucu insanlara emir ve tavsiyede bulunmakla, açlığı yaşayarak anlamayı, dolayısıyla hayatı anlamamızı istemiştir. Bu gerçek Kur'an-ı Kerim'de Bakara suresinde şöylece dile getirilmiştir;?"Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz." (Bakara/ 183)
Oruç, riyası olmayan bir ibadettir. Oruç ibadetinin, riyanın karışmadığı bir ibadet olmasının sebebi; açlığın ve susuzluğun bizzat Allah rızası için yaşanmasından kaynaklanmaktadır. ?Orucun sır ve hikmetlerine eremeyen, imanın lezzetini tadamayan, ilimden ve irfandan nasibi az ya da yok olanlar, maalesef oruçla alakalı diğer işlere riya katmaktan geri durmamış, riya ve gösterişi iftar sofralarına taşımışlardır. ?Böylece iftar sofraları, israf sofralarına dönüşmüş, açların yedirilmesi içirilmesi emredilmesine rağmen, toklar ve zenginler tercih edilmiştir. ?Ebu Hureyre'den rivayet edilen Hadisi şerifte Resulullah (s.a.v.) diyordu ki: "En şerli yemek, sadece zenginlerin çağrılıp fakirlerin çağırılmadığı yemektir. Kim de davete icabet etmez, yemeğe gelmezse, Allah ve Resulüne asi olmuştur." (Bir diğer rivayette "(Yemeğin kötüsü) gelene verilmeyen, ona gelmeyeceklerin davet edildiği yemektir" denilmiştir).?(Buhari, Nikah 72; Müslim, Nikah 107-110, (1432); Muvatta, Nikah 50, (2, 546); Ebu Davud, Et'ime 1, (3742)?Hele birde diyalog ve hoşgörü havarileri tarafından dinimiz İslam'a öyle bir bidat sokulmuştur ki; bırakın orucun farziyetine inanmayı, orucun emredildiği Kur'anı kitap, âlemlere Rahmet Hazreti Muhammedi peygamber kabul etmeyenlerle birlikte, iftar sofraları, (tiyatroları) düzenlemektedirler. Böyle bir uygulamanın huzuru mahşerde vebalinden kurtulabileceklerini sananlara şaşmamak elde değildir. ?Hatırlatılan bilgiler ışığında, yapılması gereken; "Din ile alakalı bir işi o dinin sahibinin emir ve yasakları çerçevesinde yerine getirmektir." Aksi takdirde o din kişinin dini olur ki o da bizden kabul edilmez, yani Allah katında bir işe yaramaz… Yapılan yanlışlar; sünnetten, dolayısıyla dinden uzaklaşmaya sebep teşkil etmektedir.?"Peygamberlerinden sonra dinlerinde bid'at uyduran her ümmet, sünnetten de o bid'at kadar bir sünneti zayi etmiş olur." (Et-Tergîb ve't-Terhîb Trc, 1:109)?Allah (c.c.), cümlemize riyasız amellerle süslü, sadece ve sadece kendi rızasına uygun bir hayat sürmeyi, Resulü Muhammed Mustafa'ya(s.a.v.) ümmet olarak yaşamayı, sapıklık ve delaletten, her türlü bidatten uzak bir ömür geçirmeyi nasip eylesin. Âmin…
Oruç, riyası olmayan bir ibadettir. Oruç ibadetinin, riyanın karışmadığı bir ibadet olmasının sebebi; açlığın ve susuzluğun bizzat Allah rızası için yaşanmasından kaynaklanmaktadır. ?Orucun sır ve hikmetlerine eremeyen, imanın lezzetini tadamayan, ilimden ve irfandan nasibi az ya da yok olanlar, maalesef oruçla alakalı diğer işlere riya katmaktan geri durmamış, riya ve gösterişi iftar sofralarına taşımışlardır. ?Böylece iftar sofraları, israf sofralarına dönüşmüş, açların yedirilmesi içirilmesi emredilmesine rağmen, toklar ve zenginler tercih edilmiştir. ?Ebu Hureyre'den rivayet edilen Hadisi şerifte Resulullah (s.a.v.) diyordu ki: "En şerli yemek, sadece zenginlerin çağrılıp fakirlerin çağırılmadığı yemektir. Kim de davete icabet etmez, yemeğe gelmezse, Allah ve Resulüne asi olmuştur." (Bir diğer rivayette "(Yemeğin kötüsü) gelene verilmeyen, ona gelmeyeceklerin davet edildiği yemektir" denilmiştir).?(Buhari, Nikah 72; Müslim, Nikah 107-110, (1432); Muvatta, Nikah 50, (2, 546); Ebu Davud, Et'ime 1, (3742)?Hele birde diyalog ve hoşgörü havarileri tarafından dinimiz İslam'a öyle bir bidat sokulmuştur ki; bırakın orucun farziyetine inanmayı, orucun emredildiği Kur'anı kitap, âlemlere Rahmet Hazreti Muhammedi peygamber kabul etmeyenlerle birlikte, iftar sofraları, (tiyatroları) düzenlemektedirler. Böyle bir uygulamanın huzuru mahşerde vebalinden kurtulabileceklerini sananlara şaşmamak elde değildir. ?Hatırlatılan bilgiler ışığında, yapılması gereken; "Din ile alakalı bir işi o dinin sahibinin emir ve yasakları çerçevesinde yerine getirmektir." Aksi takdirde o din kişinin dini olur ki o da bizden kabul edilmez, yani Allah katında bir işe yaramaz… Yapılan yanlışlar; sünnetten, dolayısıyla dinden uzaklaşmaya sebep teşkil etmektedir.?"Peygamberlerinden sonra dinlerinde bid'at uyduran her ümmet, sünnetten de o bid'at kadar bir sünneti zayi etmiş olur." (Et-Tergîb ve't-Terhîb Trc, 1:109)?Allah (c.c.), cümlemize riyasız amellerle süslü, sadece ve sadece kendi rızasına uygun bir hayat sürmeyi, Resulü Muhammed Mustafa'ya(s.a.v.) ümmet olarak yaşamayı, sapıklık ve delaletten, her türlü bidatten uzak bir ömür geçirmeyi nasip eylesin. Âmin…
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘İtibar vatandaşın alım gücüyle ölçülür’ / 06.05.2024
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024