İktidar pul pul dökülüyor. Başbakan'ın yatağa düşmesi ile başlayan çalkantı tüm iktidar ortaklarına sirayet etmeye başladı.
Önce DSP'de Derviş spazmı Başbakanın kaburga kemiklerini sızlattı.
Herkes Derviş'in ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyor.
Anlaşılan Kemal Derviş, bavullarını toplamaya hazırlanıyor. "Benim görevim bitti. Siyaset zor iş. Türkiye seçime hazır" gibi cümleler birleştirilince Derviş'in yaklaşmakta olan siyasi ve ekonomik deprem enkazının altında kalmamak için kapağı Washington'a atmak üzere olduğu anlaşılıyor.
Yalancı çoban gibi ekonomi ha bugün ha yarın düzelecek vaatleri ile milleti oyalayan Kemal Derviş, yolun sonuna gelindiğini gördü.
Ekonominin temel göstergeleri depremin sismik belirtileri gibi.
Büyüme, istihdam, ihracat, enflasyon rakamları hele hele bütçe rakamları SOS veriyor. Bütçe ilk üç ayda delinmiş bulunuyor.
Çalışan, üreten kesimin ihmali hatta öldürülmesi pahasına sağlanmaya çalışılan finansal denge de bir türlü kurulamadı.
Ecevit'in gazıyla dalgalanan bir döviz, faiz, borsa denklemi ile Derviş daha fazla gidemeyeceğini gördü.
Son sağlık hadisesi, ekonominin Derviş'ten çok Ecevit'e bağımlı olduğunu açığa çıkarınca bardak taştı.
DSP'de ve MHP'de çalkantı derinlerde yaşanırken ilginç bir biçimde ANAP açıktan açığa kaynamaya başladı.
ANAP'ın kuruluş yıldönümünde partiden çatırtı sesleri gelmeye başladı. ANAP Başkanvekili ile ANAP lideri arasındaki çekişme parti delegelerini de böldü.
ANAP İl Başkanları Değerlendirme toplantısında Yılmaz'ı topa tutan Mumcu, partiye yönelik eleştiri ve tekliflerini bildiriye geçirmeyi başarınca Yılmaz küplere bindi.
Mumcu hemen görevinden alındı. ANAP'ta kılıçlar çekildi.
Çatıda çatlaklar büyüyor. İktidar seçim öncesi adeta kendini tasfiye ediyor.